GELECEĞİMİZ BORSAYI ÖĞRENMEK
GELECEĞİMİZ BORSAYI ÖĞRENMEK
Pozitif bir vatandaş ve insan; bir olmayı, birlik olmayı, bölüşmeyi, birlikte güçlü olmayı düşünür.Bunun sonunda; sermaye ve mülkiyetin tabana yayılması ve güçlü bir devlete sahip olmak gelir.
Borsa hakkında daha çok, olumsuz şeyler duyarız; bu, radyasyon gibidir. Doğru yolda kullanırsak neredeyse sınırsız ve ucuz enerji elde ederiz. Ama tüm canlı hayatını da bununla sona erdirebiliriz.
Kalkınmış ülkelerin ortak özelliği sermaye piyasasına katılma bilgi ve yeteneğine sahip bir nüfusa sahip olmalarıdır. Kalkınmakta olan ülkeler de vatandaşlarına bu bilgi ve beceriyi kazandırmaya çalışır, aksi halde onları çileli bir süreç beklemektedir. Belki de şuanda yaşadığımız budur. Kalkınmanın sürekliliği sermaye gerektirir ve bunun en iyi kaynağı kamunun ve vatandaşların tasarruflarıdır. Tasarruf bilinci tüketimi ve talep baskısını azaltacağından, mevcut ekonomik imkanladaha yüksek yatırım yapma gücü bulunacaktır. Zira yatırımlar, daha üretimi başlatmamışken tüketim talebiyle karşılaşmamıza neden olur.
Tasarrufların değerlendirilebileceği birçok yol vardır. Ancak enflasyon ortamında en önemli unsur tasarrufların değer kaybederek buhar olmasının önüne geçmektir. Para birimlerinin tamamının altın karşısında kendi enflasyonları vardır. Gerçek para ise altındır. Bir de toplumun bir kısmının inançları gereği faiz hassasiyetlerinin olmasıdır. Tasarrufların büyüklüğüne göre tasarrufun değerlendirileceği alan değişir. Ancak biz burada küçük ve orta büyüklükte olan tasarrufları ele alıyoruz.
Şirketler, sermaye ihtiyaçlarını halka arz ettikleri hisse senetleri ile karşılamayı da düşünürler ve bunun hukuki süreç ve gereklerini karşıladıktan sonra hisselerinin satışını borsa aracıyla halkın alımına sunarlar. Burada hissenin belli bir fiyattan sunulmasını “icap” olarak ve alıcının alma iradesi göstermesini “kabul” olarak düşünebiliriz. Teknolojinin bir nimeti olarak, Pazar alanı tüm dünyadır. Yani dünyanın her yerinden alım satım yapabilirsiniz.
Borsada sürekli olarak fiyat takip edip aynı gün içinde aynı senetleri birkaç defa alıp satmak, uzmanlar tarafından modern kumar olarak tanımlanır. Bir de büyük miktarda, maniple etmek için büyük miktarda alım satım yapanlar bulunur. Bunlar belirlendiklerinde borsadan men edilirler. Bunların oyununa gelinmemelidir. Bir şirketin sattığı mal ve hizmetin değer artışı, şirket hisselerinin de değer artışı ile sonuçlanır. Dünyada olmayan malı satıyor gibi sunan şirketler vardır, bu da şirket hisselerinin değer artışını sağlar. Ancak bu, ileride oluşacak büyük finansman piyasası çöküşleriyle sonuçlanır. Bu tip hayalet şirket ve hisselere karşı uyanık olunmalı ve bilhassa yetkililer denetlemelerle bu tip şirketleri etkisiz hale getirmelidir.
Hisselerin iki türlü kazancı vardır; biri bilanço dönemleri sonunda temettü geliri, diğeri ise bazı hisselere karlılığının yüksek olacağı düşüncesiyle fazla talebin olması nedeniyle hisselerin değer artış kazancıdır. Pazar ekonomisinin sağlıklı çalıştığı bir ortamda ilave sermaye, şirketlerin karlılığını artırır, kar; sermaye katkısına göre katılımcılara dağıtılır. Devletin görevi de bu ortamın düzenli çalışmasınısermayedar ve şirketlere sağlamaktır. Batı toplumlarında uzun süreli katılımlarla bir kaç emekli maaşı kazanan insan sayısı bir hayli yüksektir. Bir ekonomistin bir sözü var; “Pazar ekonomisinin sağlıklı çalıştığı ve katılımcıların teşebbüs özgürlüğünün bulunduğu bir ortamda gelir yetersizliğinden bahsedenlere şaşarım.”
Bolu’da yıllar önce bir imam emekli olur, aldığı ikramiyeyi bir genç borsada değerlendirmesine vesile olur. Yıllar sonra basında bir haber çıkar; vergi rekortmeni emekli imam! Buna kendisi bile inanamaz, çünkü unutmuştur. Biz de çok küçük teolsa harçlıklarımızın ve tasarruflarımızın bir kısmınıhisse senedi alarak değerlendirelim, 10 TL değerinde hisse senedi bile var. Unutmayalım, damlaya damlayagöl olur. Bu; Bizim, çocuklarımızın, devletimizin geleceğine bir derman olacaktır.
Sigaranın paketi 55 TL, günde bir paket sigara içmekten vazgeçtiğimizi ve tasarruf ettiğimizi sayarsak, bunu borsada değerlendirmek yılda 65 milyar dolar yerli sermaye katkısı demektir, üstelik temettü geliri ve değer artışı ilave edilmeden… Bu,hayat tarzımızı ve hayata bakış açımızı kökten değiştirecektir.
Bir birikimi olan insanların konuşması tok olur, borç bulma telaşı olmaz, yağcı ve yaltakçı olmaz, vicdanı ve fikri hür olur. İşte bize lazım olan da bu vatandaşlara sahip olmaktır. Buna rağmen hala tasarrufunu yastık altında saklayanların varlığının nedeni araştırılmalı ve bu sorun çözülmelidir. Mesela belli bir büyüklüğe kadar tasarrufun sermaye piyasasında değerlendirilmesi halinde icra takibi dışında tutulmalı, sorgulanmamalıdır. Yastık altında olup ekonomiye entegre olmayan tasarrufları kazandırmak ve halkın bilinçlenmesi güvenle olur.Bu konuda farkındalık oluşturulmalıdır. Mesela lise 11 ve 12. Sınıflarda finans ve borsa okuryazarlığıdersi okutulmalıdır. Bu gençleri maddi manevi bilinçlendirecektir.
Ne yazık ki Şeytan ve nefis, israfı ve dolasıylafitneyi önleyecek bu adımdan hoşlanmaz; kişi ve toplumda direnç oluşturur. Bunu da asla aklımızdan çıkarmayalım. Şunu da asla unutmayalım ki, bizim yolumuz orta ve uzun vadeli yatırım yapmaktır. Uzun vadede yatırımımız mutlaka kar sağlayacaktır.Önemli olan hisse değerinden çok hisse sayımızı artırmaktır.
Sağlık ve Esenlikler MehmetHaşmet Kolağası

Yorum Yazın