KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ(!)
İnsanlık için hayat, 2019 yılının son ayında tekledi, 2020 yılının başlarında ise ‘mutluluk’ yayına süresiz ara verdi !
Yanlış yapıyoruz; hem de en dibine kendimizi sürüklemek için tek tek çaba gösteriyoruz haberimiz
yok !
Ne mi diyorum ?? :)
Hemen kızmayın, başlıyorum;
İlk olarak insan psikolojisi yaradılışımız gereği bazen kontrol edilemez gibi görünür, kendimizi iyileştirme yetimizin aslında bizden ibaret olduğunu biliyor olsak da bunu yeterli görmüyoruz.
Kovid 19 sahneye çıktığı andan itibaren ardında o kadar psikolojik çürüme getirdi ki, insanlık bir diz çöküşle karşı karşıya geldi diyebilirim. Saygıdeğer insanoğlu, hastalığın var olduğunu başta kabullendiğimi bilmenizi isterim; lakin, kabullenemediğim psikolojik etkisinin en az kendisi kadar hatta bazı kişilerde daha da fazla ön planda olduğunu sizlerle paylaşmak. Ben doktor değilim ki hastalığın kesinliği ve tıbbi etkileri üzerine konuşayım ama gözlemlediğim kadarıyla bizim derdimiz başka;biz korkuyoruz evet evet çok korkuyoruz! Neden mi ?
ÖLMEKTEN !!
Bakın arkadaşlar öncelikle uygun görülen doğru tedavi yöntemlerini uygulayarak, uzmanların dediklerini yaparak tedaviniz tamamlanır. Ama siz ya da biz hepimiz ne yapıyoruz biliyor musunuz? Bu hastalığın bizi nasıl kullandığını farkedemiyoruz. Yahu daha önce ağır grip veyahut zatürre geçirdiğimiz vakitlerde de koku tat alamazdık, nefesimiz kesilirdi ama hiç bir zaman korkuya teslim olmadık, sabrettik, tedavi edildik ve Allah’ın verdiği canı kendisi alana kadar da böyle devam edecek gençler, yapmayın gözünüzü seveyim!! Herkeste bir endişe , bir korku almış başını gidiyor. Yaa sevgili kardeşlerim yemin ederim canım ülkemizi izliyor ve bende başta özeleştiri ile yaklaşıp, empati kurmayı elden bırakmadan bunları yazıyorum. Neden biliyor musunuz ? Çünkü ilk satırda yazdığım benzer korku ve endişeleri başlarda ben de yaşadım. Ama bir süre sonra silkelenmem gerektiği kanısına vardım. Ne yapıyorum dedim kendime. Ne mi yapıyorum ? Kendime ve etrafımdaki herkese negatif enerji vermekten başka bir şey değil !
Herkesin kendine has ekonomik, sosyal , ailevi , iş ve benzeri problemleri illaki vardır. Mutlu hayatların yanında, mutsuz; umutlu yarınları düşleyenin yanında, umutsuzların da yer aldığı karmaşık bir evrende nefes alıp veriyoruz. Bakın son dediğim çok önemli, NEFES ALIP, VERİYORUZ!!
Allah’ın bize sunduğu en kıymetli şey nefes alıp vermek iken, hepimizin toprak altına hazırlanacak ebedi yatağı aynı şekil ve ölçüde olacak iken, neyin beklentisi içerisindesiniz Allah aşkına!!
Herkes adaletli bir hayat içerisinde huzurlu olmayı, ekonomik refahı , zenginliği tabiki ister. Ama herkes zengin olmayacak kardeşim, bunun yanında herkes umutsuz vaka da olmamalı bu durumda! Dünyaya bir defa geleceğiz ve alıp verdiğimiz nefes için bile ciddi anlamda şükretmemiz gerekirken aza kanaat etmeyip çoku istemekle meşgulüz!
Yapmayın Allah aşkına, YAPMAYIN!
Ne hayatlar var etrafınızda bir bakın ya… Yağmurda damından içeri akan suyun, kışın bağrında buz kesmiş bir göz odanın yarattığı olumsuz havayı umursamadan yaşayan insanların atabildiği ve etrafta yankılanan umut dolu kahkahaları bile atamıyorsanız, size ne anlatsam boş gelir değil mi ??!
Köprünüz; sizin şu an idame ettirdiğiniz hayatınız, soldaki çıkışta yüreğinizin hep daha fazlasını istediği ve tatminsiz davrandığı bir hayat, sağınızda ise size sunulan ve şükretmenizin beklendiği hak ettiğiniz bir hayat…
Tercih sizin, birinden biri sizi çıkışa götürecek yalnız şunu bilerek haraket edin, köprüden önceki son çıkış da,tercih edip uğruna savaşacağınız çıkış da aynı olacak. Ebedi uykuya teslimiyet . Söyleyeceklerim bu kadar!!!
Saygılarımla…
Murat KONDAKCI
Ağzına diline yüreğine sağlık Her kelimesinde sana katılıyorum
Biraz konudan sapılmış.