MUTLULUĞUN FORMÜLÜ
MUTLULUĞUN FORMÜLÜ
Bu yazımın başlığı, insanlığın dünyada en çok aradığı formüllerin başında gelir desem yanlış olmayacaktır. Bilim tarihine bakıldığında mutluluğun ne olduğu, felsefesi, insan hayatındaki rolü oldukça geniş çalışmalara konu olmuştur. Günümüzde bu çalışmalar artarak devam etmektedir. Peki, gerçekten mutluluğun bir formülü var mıdır? Bu formülü bulup mutlu olmak mümkün müdür?
Ülkemizde pozitif psikolojinin önde gelen isimlerinden biri olan Prof. Dr. Ali Eryılmaz “Mutluluğun Başucu Kitabı” isimli çalışmasında bu sorunun cevabını bilimsel deneyler ile yanıtlıyor. Öncelikle iyi haber: Evet mutluluğun bir formülü var. Üstelik deneysel olarak kanıtlanmış sonuçlar var elimizde. Ancak mutluluk gökten zembille inmiyor. Bunun için bizim de taşın altına elimizi koymamız gerekiyor. Nasıl mı? Kitapta mutluluğu artırma etkinlikleri var. Bunlar; çevreye pozitif tepki verme, çevreden pozitif tepki alma, mental kontrol, İstekleri doyurma, dini inancın gereğini yerine getirme etkinlikleri olarak yer alıyor.
Çevreye pozitif tepki verme derken neyi kast ediyoruz? Son zamanlarda sosyal medyada rastladığım bir sosyal deney var. Birisi rastladığı insanlara iltifat ediyor, güzel sözler söylüyor. İltifatları duyan insanların gülümsemesi, mutluluğu videoyu izleyenlerin bile yüreğine dokunuyor. Tarifsiz bir duygu hissettiriyor. Bir düşünelim bunun gibi onlarca örnek vardır hayatımızda. Ben mesela yıllar önce yalnız başıma çalıştığım bir birimde o kadar sıkılıyordum ki, sonra biri gelip selam verdi. Sıradan sandığımız bir “merhaba”nın kıymetini o anda anlamıştım. Nasıl iyi gelmişti o selam bana. Dolayısıyla tebessüm, selam, iltifat etme, birine yardım etme vb. etkinlikler karşımızdakine olumlu etkiler yollayarak mutlu olmamızı sağlıyor.
Çevreden pozitif tepki almak nasıl oluyor? Zorla kendimize güzel söz mü söyleteceğiz? Hayır ama hayatımıza güzel katkıları olanları bir hatırlasak mesela. Minnettarlık duyduğumuz üç kişiyi düşünsek ve birine mektup yazsak kime yazardınız? Hayatımıza güzellik katanları düşündüğümüzde aslında sıradanlaştırdığımız birçok güzel enerjiyi hatırlıyoruz, üç değil de listeyi beşe-ona mı çıkarsak diye düşünüyoruz ve onlar “iyi ki varlar” diyoruz.
Mental kontrol bu formülün en zor bileşeni olabilir mi? Çünkü burada bir miktar iyimserliğe ihtiyacımız olacak. Problemler karşısında çözüm odaklı olabilmek mental kontrolü sağlamada çok önemlidir. Kitapta bunun için çok sayıda etkinlik örneği yer alıyor. Örneğin, geçmişte yaşadığımız ve bizi mutlu eden beş olay, hayatımızda istemediğimiz insanlara mesafe koyabilme, kendimizle ilgili olumlu bir algı geliştirme gibi.
İstekleri doyurma mutluluğun formülünde en çok tercih edilen bileşenlerin başında geliyor. Bugün en sevdiğim filmi izleyeyim, arkadaşımla bir kahve içeyim, spor yapayım, dans etmeye gideyim diyorsanız istekleri doyurarak mutluluğu artırıyorsunuz demektir.
Dini inançları gereğini yerine getirerek mutlu olmak. Yapılan çalışmalar bireylerin şükür ve dua etkinlikleri ile kendilerini daha mutlu hissettiklerini göstermiştir. Şükür var olan güzellikleri görmeyi sağlaması nedeniyle iyimserliği artırırken, dua da geleceğe dair olumlu beklentileri dile getirmek yönünden umudu artırmaktadır. Sonuç olarak iyimserlik ve umut doğrudan mutlulukla ilişkilidir.
Gördüğümüz üzere mutluluğu artırmak için bu beş bileşene odaklanmak gerekiyor. Hadi bugün biraz düşünelim. Bunlardan yola çıkarak neler yapabiliriz bir bakalım. Bence çok güzel çıkarımlar yapacağız. Sevgiyle kalın ve çok mutlu olun sevgili okuyucularım.
Not: Ben burada kitaptan yola çıkarak küçük bir yazı yazdım. Bu nedenle “Mutluluğun Başucu Kitabı” nda bu konuyu daha detaylı okuyabilirsiniz.
En önemlisi kitapta örnek vakaları görüp değerlendirmeler yapabilirsiniz.

Yorum Yazın