- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 04 Aralık 2018, Salı 18:14
Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden olan 5 Aralık 1934’te kadının milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınması kadınların erkekler ile eşit toplumsal varlıklar olarak toplum içinde yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır.
Peki, aradan 82 yıl geçmiş olmasına rağmen, Türk kadınına verilen bu hak Türkiye’deki kadınları nereye getirdi?
Dünyada hiçbir milletin kadını, “ ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim.” diyemez.
Bugün tüm İslam coğrafyası içinde laikliği benimsemiş ve ilke edinmiş bir ulus olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, kadınlarına verdiği değeri batıdan doğuya göğsünü gere gere ilan ettiği tarih. Peki, 82 yıl sonra bugün kadın, Atatürk’ün amaçladığı, kadın kimliğini kullanabiliyor mu ve O’nun istediği, hayal ettiği gibi bağımsız, özgür, özgüvenli kadın olabildi mi?
Sorduğum soruların cevabını bende araştırdım ki! Zaten araştırmadan da toplumun kadınlara bakış açısını bildiğimden cevaplar kendiliğinden gün yüzüne çıkıyor.
Eski Dönemlerde Kadın
Geçmişten günümüze bakıldığında kadınların eskiden daha değerli olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Hiçbir Türk dilinde cinsiyet ayrımı yoktur. Çünkü Türk kültüründe cinsiyetler arası ayrımcılık bulunmamaktadır. Ayrıca ilk şamanların kadın olduğuna ve bu nedenle kadın şamanların şaman topluluklardaki en güçlü ruhsal liderler olduğunu araştırmalarım sonucunda gördüm.
Yine tarih kaynaklarında Türklerin önem verdikleri haklara, “ana hakkı” dedikleri ve bunu da “Tanrı Hakkı” ile eşit tuttukları gözlemleniyor.
Türk destanlarında kadına ilâhi bir görev atfedilmiştir. Türk mitolojisinde “AK ANA” figürü bunun en önemli örneklerinden biridir.
Günümüzde Kadın
Oysa günümüzde kadın, yürümesinden, araç kullanmasına, iş yaşamında taciz edilmesinden, evinde yediği dayağa, bastırılmış, susturulmuş, köle misali kullanılmasına, söz hakkının olmamasına, kızının ezilmesine, oğlunun poh pohlanmasına kadar pek çok sorunla karşı karşıyadır.
Kadın-erkek eşitliğinin bile hala tartışıldığı günümüzde kadın, kendi değerinin farkında olmayı ve birey olarak ben de buradayım, yasalarca da kazandığı 82 yıl önce tanınan bu hakkı sonuna kadar kullanacağım diyemiyor.
Türk Toplumunda Kadın
Kendi hakkına sahip çıkamamış, karşı çıkmayı bilememiş, yaşadığını kaderden bilmiş, korkuyla ezilmiş, baskıyla kapanmış, kapandıkça yok olmuş kadın, bugünkü Türkiye profilinin de yaratıcısıdır.
Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterilen ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir. Kadınları itelemeye devam eden sözüm ona Ataerkil toplumlar daima geri kalmaya mahkûmlardır.
Kadın Kendine Değer Vermeli Verdirmelidir
Kadın, aile ve toplum arasında bir köprü görevini görür. Kadının toplumlarda yerine getirdiği görevleri itibariyle, sosyal sistemin işleyişine katkısı büyüktür.
Atatürk’ ün bu konuya ilişkin yaklaşımı dikkate değerdir. “Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüteceğimiz yol vardır. Bu yol, Türk kadınını çalışmamıza ortak yapmak, ilmi, ahlaki, sosyal, ekonomik yaşamda erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekleyicisi yapmak yoludur.”
Ne zamanki kadın! değerinin, kadınlığının, gücünün farkına varır, kendisine verilmiş yaşamın tüm sorumluluklarını kendi isteğiyle seçer, okur, düşünür; işte o zaman o kadının yaşamının da bir anlamı olur.
Demem O ki! Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”. Sözlünü bir kez daha hatırlatıyor, Türk kadınını soldurmayın diyorum.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
11.02.2019 SİYASETTE 1 NİSAN ŞAKASI
-
07.02.2019 BİZE NE İYİ GELDİN HATAYSPOR’UM
-
31.01.2019 CANIMI SIKAN ŞEYLER VAR!
-
24.01.2019 YETER Kİ ATATÜRK'Ü YAZSIN DOKUNMAYIN YAZSIN!
-
10.01.2019 Halk Sıkıldı Seçim Değil, Geçim İstiyor
-
29.12.2018 Seçimlere 3 Kala
-
28.11.2018 Muhtarları Unuttuk!
-
09.11.2018 Neden ATATÜRK Diyenlere
-
06.11.2018 Hayatı Kurgulamak Ve Oynamak
-
31.10.2018 Bana Siyaseti Sevdiren Adam
-
30.10.2018 Çocuklarımızın Bizim Yaşadığımız Bayram Coşkusunu Yaşayamaması Sizi Rahatsız Etmiyor Mu?
-
26.10.2018 Bunun Adı Fuar Değil Çadır Günleri
-
16.10.2018 Belediye Başkan Adaylarımızın Dikkatine
-
03.10.2018 Düşlediğim Fuarlar
-
20.09.2018 Gazeteler Kapanıyor, Peki ya Gazeteciler?
-
18.09.2018 Belediye Başkanı ve Allah Korkusu
-
03.09.2018 Bekir Altan’ı Anlamak Anlatmak…
-
30.08.2018 Ulusal Bayram Alerjisi
-
27.08.2018 Bayramda Tatil mi Yaptık, İzin mi Kullandık?
-
15.08.2018 Asparagas Haber Yapanlara Duyurumdur “ Fact-check” Geliyor.
-
09.08.2018 Hatay’ın En Öne Çıkan Vekili Abbdulkadir Özel
-
06.08.2018 Belediye Başkanı Vasfını Taşıyan Biriyle Tanıştım
-
28.07.2018 Bir Belediye Başkanı İstiyorum ki! Bekir Altan Gibi Olsun
-
20.07.2018 AK Partide Size Yer Yok
-
09.07.2018 İDAM CEZASI GELMELİ Mİ ?
-
24.04.2018 SEÇİM HAL VE VAZİYETLERİ