- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 Eylül 2018, Salı 8:29
Hakikat bizim bildiklerimiz mi yoksa bize öğretilenler mi?
Yontularak tahrip edilen veya Manipüle edilerek bize dayatılan bilgiler mi ya da bizim görmemiz istenilen bakış açısı mı?
Yahut tüm eksikliklerden zafiyetlerden ve noksanlıklardan sıyrılarak ulaştığımız gerçek mi?
Hz Ömer Müslüman olmadan önce kızını diri diri toprağa gömmenin bir hakikat olduğunu sanıyordu .
Hazreti Ömer İslamiyeti kabul etmemiş olsaydı yaptığının bir büyük bir hata olduğunu ancak öldükten sonra mahşer günü idrak edecekti.
Zira henüz aydınlanmamış ve zihni o berraklığa kavuşmamisti.
İnsanda sadece akıl olmadığı için yani aklın yanında duygular ve hisler fe olduğu için insan yanılmaya her zaman açık bir varlıktı. Bu nedenle zaaflarımızın etkisinde kalmadan hakikate ulaşmanın yollarını bulmak zorundayız.
Hakikat şu ki öldükten sonra dünyaya tekrar gönderilseniz "tekrar bu aynı işi yapar ve aynı fikirleri savunurum" dediğiniz işlerdir hakikat.
Hakikaten ulaşmanın ilk yolu sorgulamadır.
Sorgulamadan Önce de aklın ve zihnin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını öğrenmek gerek.
Aklın ve zihnin nasıl çalıştığını öğrenmeden yapılan sorgulama tekniği eksik ve yetersizdir.
Şimdi resme dikkatle bakalım Her insan bulunduğu konumdan gördüğünü algılar ve öyle değerlendirir.
Şekli 6 Gören de haklıdır 9 Gören de...
Bunu anlamak için karşıdaki insanın bulunduğu mevkiye geçip bir de oradan bakmak gerek. Hakikat için Bu da yeterli değildir.
O bölgeden dışarıya çıkıp . 3. bir Gözle bizim resme baktığımız gibi bu konuma bakmak gerek. Bir başka ifadeyle en rasyonel bilgi karşı tarafın yerine geçtikten sonra tüm bu karışıtlıktan sıyrılıp üçüncü yani objektif bir gözle hadislere bakmak gerek bunu yapabilenler hakikate ulaşmanın formülü bulanlardır.
Biz Türkler daima kutuplardan hadiselere baktığımız için gerçekleri bir türlü algılayamıyor bir daha çok yanılıyoruz dünya tarihi bize yanılgılarımızı haber verir.
70 yaşına gelmiş insanların ne kadarı ben tüm hayatımda doğruları yaptım hiç yanılmadım yeniden gençliğime dönseydim Aynısını yapardım diyebilir acaba?
Oysa ki tüm duygularımızdan tüm hislerimiz den ve tüm ideolojik önyargılarınızdan sıyrılarak tarafsız bir gözle hadiseleri bakabilmiş Olsaydık hakikat bizim için çerez haline gelirdi.
Bir trene İlk durakta binen ile yolun ortasında binen aynı bilgilere Vakıf olabilir mi Biri başından itibaren trenin geçirmiş olduğu tüm evreleri tüm hadiselere vakıf iken trene yolun ortasında binen binmeden önceki hadiselerden haberdar değildir.
Tarih bilmekte buna benzer trenin ilk duraktan itibaren yaşadığı serüveni öğrenmek demektir
Bu çalışmanın ilk adımı bilim ve sorgulamadır.
Ancak Türkiye'deki eğitim, bilimsel çalışmalar ve okuma oranına baktığınızda hakikate ne kadar uzak olduğumuzu anlayabiliyoruz.
MAKALEYE YORUM YAZIN

-
12.01.2019 İLKESİZ YAŞAMIN SONU
-
04.01.2019 TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
-
16.12.2018 ADALET NEDİR VE ADALETİ İSTİYOR MUYUZ?
-
17.11.2018 ELEŞTİREL DÜŞÜNCE
-
06.08.2018 SUİZAN NEDEN TEHLİKELİDİR?
-
08.07.2018 ADALETİN GERÇEK SAHİBİ KİMDİR?
-
25.05.2018 EKONOMİ NEDEN BOZULUYOR
-
11.04.2018 ERDEM , ADALET VE BENCİLLİK
-
02.03.2018 TÜRK SANAT MÜZİĞİ
-
18.02.2018 NEDEN ALDANIYORUZ?
-
18.02.2018 İLKELİ OLMAK VE ONURLU YAŞAMAK
-
18.02.2018 ŞEYTAN NEDEN ALDANDI?
-
18.02.2018 DEVLETİN BEKA SORUNU VE ADALET