

Toplumda büyüyen sessiz bir öfke vardı, biriken bir sabır. Biriken cezalar, artan mağduriyet, azalan güven...

SERDAR ÖZYURT SESSİZ YIĞINLIĞIN SESİ OLDU
Toplumda büyüyen sessiz bir öfke vardı, biriken bir sabır. Biriken cezalar, artan mağduriyet, azalan güven...
İşte tam bu atmosferde Serdar Özyurt, halkın sessiz çığlığına tercüman oldu. Sadece bir kişi değil; bir duruşun, bir farkındalığın, bir vicdanın adı haline geldi. “Devlet, vatandaşına tuzak kurmaz!” diyerek, milyonların içinde biriken sesi kamuoyuna duyurdu.
SOKAKLAR KIZGIN: CEZA DEĞİL, ÇÖZÜM İSTENİYOR
Radar-EDS sistemlerinin vatandaşa bilgilendirme değil, ceza kesme makinesi gibi işlemesi, kamu vicdanında derin yaralar açtı. Kimi 76 km ile radar sınırını 6 km geçtiği için, kimi 211 km ile otoyolu yarış pistine çevirdiği için aynı cezayı ödüyor: 9.268 TL. Bu nasıl adalet?
%10’luk hız aşımında bile vatandaş binlerce TL cezayla karşı karşıya kalıyor. Oysa çoğu zaman bu aşım bir dikkatsizlikten, tabelaların yetersizliğinden ya da sistemin kurduğu "hız tuzaklarından" kaynaklanıyor. İnsanlar kendilerini yolun değil, pusunun bir parçası gibi hissediyor.
RAKAMLAR KONUŞUYOR: BU CEZA SİSTEMİ TOPLUMSAL GERİLİMİ ARTIRIYOR
2024’ün sadece ilk dört ayında kesilen trafik cezaları %59 arttı. Toplamda 8.2 milyon ceza kesildi. Bu artış bir güvenlik başarısı değil; bir ekonomik yük, bir sosyal huzursuzluk, bir adalet sorgulaması haline geldi. Vatandaş artık şunu soruyor: Bu uygulama caydırıcı mı, yoksa gelir kapısı mı?
SERDAR ÖZYURT NE DİYOR?
Serdar Özyurt, bu gidişe dur diyor. “Denetim elbette olmalı, ama orantılı ve insani olmalı,” diyerek toplumsal adaleti merkeze alıyor. Hız yapanla, küçük sapma yapanın aynı kefeye konduğu bir sistemin adaletsizliğine dikkat çekiyor. “Devletin görevi ceza kesmek değil, uyarmak, eğitmek, yön göstermektir,” diyerek çözüm önerilerini de sıralıyor: Radar sistemleri önceden uyarı levhaları ile desteklenmeli. İlk kez ceza yiyen vatandaşlara uyarı ve eğitim programları uygulanmalı. Ceza sistemi, hız aşımının oranına göre kademeli olmalı. Gelire endeksli ceza sistemi ile adil ödeme dengesi sağlanmalı.
BU SADECE TRAFİK DEĞİL, BU BİR YAKLAŞIM MESELESİ
Bu yaşananlar sadece hız sınırı değil; vatandaşla kurulan ilişkinin kalitesini, devletin vatandaşa yaklaşımını gösteriyor. 
Serdar Özyurt’un sesi bu yüzden yankı buluyor. Çünkü bu ses, yalnızca bireysel bir isyan değil; biriken milyonların, görmezden gelinenlerin sesi.
Özetle, Serdar Özyurt, sessiz yığınlığın sesi oldu. O sesi duyanların sayısı her geçen gün artıyor. 
Çünkü insanlar artık şunu biliyor: “Ceza, çözüm değildir. Vicdanlı sistemler, insani yaklaşımlar, adaletli düzenlemeler toplumun huzurunu sağlar.”




































Yorum Yazın