Biz gene iyiyiz dostlar, İngiltere'de huzur evinde ölenlerin kaydını bile tutmuyorlar.
Avrupa'da yoğun bakıma bile almıyorlar, kendi haline bırakıyorlar.
Yalnız bizdeki, sevgiden de olsa biraz onur kırıcı oldu. Anne sevgisi bazen öldürür, derdim.
Çocukken bir anne ve üç bebek kedimiz vardı, üç günlük idiler.
Odaları haşereye karşı babam ilaçlattırmıştı, ,yavru kedileri de bahçeye çıkartmıştık, Anneleri, üşümesinler diye onları içeriye alıyor, biz de dışarıya çıkartıyorduk.
Sonunda anne, dalgınlığımızdan yararlanmıştı, içeri gidip baktığımızda yavrulardan ikisi ölmüş, biri de can çekişiyordu.
Anne sevgisi işte!
Bazen öldürüyor.
Korona'ya ben sırat köprüsü diyorum, sakının, tedbirlere uyun, ama çok abartmayın bir gün hepimiz koronayla yüzleşeceğiz, o köprüden geçeceğiz.
Ölürseniz yüce dost sizi karşılar, ki uzmanlara göre bilinmeyen vakalarla beraber ölüm oranı hastalığa yakalananların binde sekizi, yani bilinen gripten az, iyileşirseniz kanınızda bağışıklık antikorları var demektir, kimseye bulaştırmazsınız ve kimse de size bulaştıramaz.
Ancak sakın felç olmayın, ya da başkalarının eline kalmayın.
Hareket edin, kırmızı et yemeyin, tuzu ölçülü alın, diyet uygulayın.
İnsanoğlu ağırdır.
Ne kimseye yük olun, ne de sefil...
Bazı ahmaklar yaşlıların hastalıkta paniklemesini ölüm korkusundan sanır, halbuki onlar başkalarına yük olmaktan korkarlar.
Kısmette hapis yatmak varmış.
Bize de devlet şefkati vurdu.
Halbuki insanların büyük kısmı bu hastalığın vahametini anlamış durumda mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorlar.
Çıksalar da temastan kaçıyorlar, mesafeyi ayarlıyorlar, hijyene dikkat ediyorlar, bulamasalar bile maske takıyorlar.
Çünkü bu önce kendi sağlıkları için!
Uzmanlara göre bilinenin dışında toplumda fark etmeden iyileşip bağışıklık kazananların sayısı bilinenin on katı...
öyle ya da böyle toplumsal bağışıklığı kazanacağız.
Yani bu yeni tip griple de yaşamayı öğreneceğiz, ama biz yenmek istiyoruz!
Yeneceğiz de.
Halbuki gelecek nesillerin daha sağlıklı ve güçlü olması için doğal bir süreçtir, bir de bu açıdan bakalım tarihteki pandemilere.
Tıpkı ot yiyenlerin sağlığı için ve ekolojik denge için yaratılan aslan ve sırtlanlar gibi…
Kimseyi suçlamıyoruz, kaderde hapis yatmak varmış, ümidimiz yılsonundaki aşıda, çıkar mı dersiniz, belki, daha ölmedim.
Sevgi karşılıklıdır, derler, bu aşkta suç varsa suçlu biziz.
Yorum Yazın