Çevreci İki Güzel Kız
İrfan Osman Hatipoğlu
Çevre ile ilgili sorunları sürekli ilgi duyarım. Toprak, su ve havanın kirlenmesi bireysel olarak sağlıklı yaşamamızı, daha doğrusu yaşam kalitemizi doğrudan etkiliyor. İtiraz edenleriniz olabilir. Çevre sorunları bireysel çözülmez, etkileri bireysel değildir, diye. Doğrudur.
Toplum olarak bireysel ve günlük yaşayan insanlardan oluşuyoruz. Çöp, atık su evimizin sınırlarından çıktıysa bizi fazla ilgilendirmez.
Çöpümüz, atık suyumuz, yaptığımız çirkin evler, yaptığımız gürültü bizleri fazla ilgilendirmese de bazı insanları yakından ilgilendiriyor. Bu insanlar “durumdan vazife” çıkarıyorlar. Bizim sağlığımız, yaşanabilir bir ortamda yaşamamız ve kamusal sorumluluk adına karşılıksız dertleniyorlar. Öyle olmasına karşın birakın destek vermeyi, aykırı insanlar olarak görürüz.
Antakya için ne büyük şans ki bu insanlardan iki tane var. Hem de iki güzel kız: selda Asker ve Nilgün Karasu.
Selda ve Nilgün inanılmaz derecede inatçı, bir o kadarda çalışkanlar. Çevre sorunları ile ilgili önderlikleri yalnızca Antakya ile sınırlı değil. Erzin’in verimli topraklarını yok edecek, havasını, denizini kirletecek termik santrallerin kurulmasına engellemek için de önderlik ediyorlar. Termik santraller için verdikleri mücadelede ciddi kazanımlar edindiklerini tanıklık ediyorum. Aslına bakarsanız ben termik santrallerin kurulmasına karşı değilim. Enerji yaşamın kaynağı; kurulmalılar. Selda ile Nilgün’ün buradaki başarısı ne biliyor musunuz? Yatırımcıya ileri teknolojiye sahip, doğa dostu termik santrallerin kurulmasına zorlamalarıdır.
Çevreci iki güzel kızın “durumdan vazife” çıkartarak verdikleri, bizlerinse önemsemediği bir mücadeleleri var. Antakya Belediyesi’nin Asi Nehri çevre düzenlemesi adına, parkın kenarındaki ağaçları yıkmasına karşı verdikleri savaş. Parkta, her gün yüzlerce insan, sabahları koşu yapıyor. Bunlar yalnızca koştukları için ağaçların birer birer azaldığının ayırdında değiller. Selda ve Nilgün bu ağaçlar için hukuk savaşı başlattı, hukuk sistemimizin traji komik kararlarından birinin çıkmasına neden oldular.
Yıkılan Selviler, yıkılabilir ağaç grubuna giriyormuş!
Selda ve Nilgün yalnızca ağacalar ve termik santrallerle ilgilenmiyorlar. Çocuklarımızda çevre bilincinin gelişmesi için okullarda eğitim çalışması ve değişik etkinlikler yapıyorlar. Büyüklerden umudu kesmiş değiller, fakat geleceği kazanmak istedikleri için doğru noktadalar.
Söylemeye dilim varmıyor ama ben bu iki güzel kızı kıskanıyorum.
Aklımdan geçirip, tembelliğimden, adamsendeciliğimden, açık söylemek gerekirse biraz da korkaklığımdan yapamadıklarımı yaptıkları için.
Hatay LİFE; sayı 27, 3 Temmuz 2012
Yorum Yazın