ALLAH AYRILIĞI ve DÜŞMANLIĞI DEĞİL
BİRLİĞİ ve KARDEŞLİĞİ EMREDER
+++
Yüce Allah Kur’anda; “Ey iman edenler! Allahın ipine (Kur’an) sımsıkı tutunun, birlik olun. Sakın ayrılığa düşüp bölünmeyin! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler (daaha önce) birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. Ve O’nun bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz....” (Âli İmran-103) buyurduğu gibi Allah, mü’minlerin ayrılığa düşmelerini istemez. Kur’an ölçüsünde bir ve kardeş olmalarını emreder. Ama günümüz müslümanlarına baktığımızda maalesef bunu göremiyoruz. Müslümanlar arasında büyük bir tefrika ve dağılmanın olduğunu üzülerek görüyoruz. Bunun nedeni ise; müslümanların dünyevîleşmesi, paranın, servetin, gücün ve nefsani istek ve arzuların Allahın emrinin, rızasının ve Kur’anın önüne geçmesidir. Dünyaya dalıp Âhireti ve Hesap gününü unutması veya gaflet içinde olmasıdır. Yüce Allahın Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İyiliği öğütlerler kötülükten sakındırırlar..”(Tevbe-71) vasfını, yani mü’minlerin birbirleriyle kardeş ve dost olma vasfını ve birbirlerine iyiliği öğütleyip kötülükten sakındırma vasfını yitirmiş olmalarıdır.
Bu bağlamda, Dünyaperest insanlar gibi dünyevileşen günümüz Müslümanları; birbirleriyle olan ilişkilerinde ölçü olarak Allahın kitabını ve Allahın rızasını değil, parayı, serveti, gücü ve çıkarı ölçü almaktadırlar. İlişkilerini de bu ölçüye göre kurmaktadırlar. Halbuki, bu tür ilişkilerde Hak ve adalet, güven ve barış, sevgi ve kardeşlik, iyilik ve merhamet, rahmet ve fazilet olmaz. Sadece dünyevi çıkarlar ve dünyevî menfaatler olur, Dünyevi çıkarlar ve dünyevi menfaatler yok olmaya başlayınca da bilmezler ki, aralarındaki birliktelikler, kardeşlikler ve dostluklar da yok olur. Hz.Mevlana talebeleriyle bir gün yolda giderken talebelerinden biri az ilerde birkaç şirin köpek yavrusunun kardeşçe oynaştıklarnı görünce şöyle der; “Şu köpek yavrularına bakın! Ne güzel bir kardeşlik sergiliyorlar! Keşke insanlar da o köpeklerden ibret alsa birbirleriyle kardeş olabilse!” Hz.Mevlana şöyle der: “Sen aralarına bir kemik at da o zaman gör bakalım kardeşlik kalır mı!” İşte, sevgili dostlar, Mevlananın da dediği gibi dünya kardeşliği böyle bir şey!
İşte, dünyevî ilişkiler genelde böyledir. Çok güzel gibi görünür, belli bir süre insana bir takım zevk ve faydalar sağlar, ama temeli Rahmanî olmadığı için, yani Kur’an ölçeğinde olmadığı için sonu daima kavga, ayrılık ve hüsran olur. İnsanların ve dahi müslümanların günümüzde yaşadığı sorunların nedeni de budur. Halbuki Rabbimiz Allah yukardaki ayetlerde (Âli İmran-103) (Tevbe-71) ve şu ayette: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allaha karşı gelmekten sakının ki, size merhamet edilsin.” (Hucurat-10) buyurduğu gibi Rabbimiz Allah, insanların Kur’an ölçeğinde birlik içinde kardeş ve dost olmaların öğütler.
Bu bağlamda Rabbimiz Allahın böyle güzel öğütleri ve âyetleri varken ve “Ben Güzel Ahlakı tamamalamak üzere gönderildim” buyuran ve en üstün ahlak üzere olan dost ve sevgi pınarı olan peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam güzel bir model olarak önümüzde dururken ve biz müslümanların, birlik ve dayanışma içinde kardeş ve dost olmaları gerekirken geçici dünya ve dünya menfaatleri için birbiriyle kavgalı olmaları, birbirlerini ayrıştırmaları, birbirini dışlamaları, birbirlerine sırt dönmeleri, birbirine zulmetmeleri, birbirlerine düşmanca davranmaları ve tefrika içinde yaşamaları sizce doğru mu?.. Elbette doğru değil!.. Çünkü Rabbimiz Allah tefrikayı değil, birliği emreder, düşmanlığı değil, kardeşliği emreder. Kavgayı ve savaşı değil, barışı ve hoşgörüyü emreder. Zulmü değil, merhameti ve adaleti emreder. Kötülüğü değil, iyiliği ve yardımlaşmayı emreder. Öyleyse sevgili dostlar! Müslümanlar; renkleri ve yapıları, düşünce ve yaşayışları ayrı ve farklı olsa da; kalblerinde taşıdıklar Allah sevgisi ve iman zenginliğiyle brbirlerine karşı Güneş gibi nurlu, aydınlatıcı ve ısıtıcı, Zemzem suyu gibi temiz ve şifalı, misk kokan gül gibi güzel kokulu olmalı. Tüm âlemi aydınlatan Güneş gibi nurlu ve feyizli olmalı. Herkese kucağını açan toprak gibi mütevâzi ve merhametli olmalı, kardeş ve dost olmalı, Bakınız her ağaçta iri meyve de olur, küçük meyve de. Meyvelerin acısı da vardır tatlısı da, ama hepsi o ağacın kucağında ona zarar vermeden, birliği ve kardeşliği bozmadan o ağaçta beraberce birlik içinde yaşarlar. Akıl ve iman sahibi, ahlak ve irfan sahibi müslümanlar da o ağaç ve o meyveler kadar olamaz mı? Elbette olur. Çünkü Rabbimiz Allah, ayrılığı ve düşmanlığı değil, birliği ve kardeşliği emreder. İmanınız kavi, kardeşliğiniz ve birliğiniz rahmanî, Cumanız mübarek olsun! (muallimosman)
























































Yorum Yazın