BÜYÜKLER

BÜYÜKLER

Tarihte bazı şahsiyetler yaptıkları icraatları sebebi ile yaşadıkları dönemlerde ayrılık sebebi olmuşlardır. Sorun oluşturan nokta, bazı art niyetli gurupların bu isimleri istismar ederek, gelip geçmiş olayları pişirip pişirip ortaya koyarak müminlerin saf, temiz duyguları ile oynamaktadır. Bu vehim durum bizi biz yapan âlimlerimiz için de geçerlidir.

Bizler bu şahsiyetleri değerlendirirken doğru olmayan kriterler kullanırız elimizde olmadan. Bunlar önyargı ve taassuplarımızdır. Bu şahsiyetleri iyi tanımamamızın oluşturduğu boşluğu art niyetli insanların bize aşıladığı tarafgirlik duygusu doldurur. Hâlbuki ilk emir ‘oku’ yani araştır, incele demek değil midir? Bizler tartışma meselesi olan bu şahsiyetlerin hayatlarına baktığımızda çoğunluğun ilk dönem olarak nitelendirildiği bi’setin ilk yüzyıllarında yaşadığını görmekteyiz. Dolayısıyla ana kaynaklardan erken dönemde tanışmış ve dönemin cefasını çekerek ‘büyük’ unvanına layık olmuşlardır. Elbette bu şahsiyetlerde insandır yani hata yapmaya açıktırlar. Unutulmaması gereken en önemli noktada budur. Öte yandan kulağımıza küpe olması gereken bir diğer nokta ise; bizler o dönemlerde yaşamayarak tarih sahnesinin seyirci konumunda yer almışızdır. Kendimizi bu sahnenin içine atmak elbette hakikate bir hakarettir. Bu şahsiyetleri değerlendirirken mübalağa yapmadan, şahsiyetleri melekleştirmeden, ya hep yada hiç mantığını da bir kenara bırakarak incelemek gerekir.

Bu şahsiyetlerle birlikte İslam’ın bize bağışladığı bir kültür vardır. Büyükleri bu tablodan dışarı çıkartırsak boşalan yerlerini kim dolduracak? Yoksa bize bu art niyetli duyguları yükleyenler tabloda kendilerine yer mi hazırlamaktalar? Burada yapılması gereken kültürümüze yaptıkları katkılardan dolayı sadece onlara saygı duymaktır. Unutmayın ki bu şahsiyetler Peygamber (sav) mirasçılarıdır. Bu olayın ikinci etabına da bakmak gerekirse; ‘Kuran bize yeter’ söylemi ile karşı karşıya kalmaktayız. Hz. Peygambersin (sav) bir İslam… Öte yandan final bölümü de şöyle olur galiba; ‘Allah var ama bize müdahale edemez’. Büyük tablo açıkça ortadayken, bir Müslümanın uyanık olması gerekir. Her alanda kültürüne ve değerlerinin ona kattığı zenginlikle ilerlemesi gerekir.

Gençlik İman Yolunda

Muammer Gezer