Hatay sağlık camiasında taşlar yerinden oynuyor

Hatay sağlık camiasında taşlar yerinden oynuyor

Hatay’da Bölge Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olacak.

Kararın açıklanmasının ardından sağlık camiasında taşlar yerinden oynayacak. Araştırma Hastanesi’nin başhekimliğini yapacak isme Uzman Doktor kademesi yeterli olmuyor. Mevcut başhekim Dr. Mahmut Bayrakçıoğlu’nun da unvanının yeterli olmamasından dolayı adı değişecek olan mevcut binadaki görevi sona erecek.

Araştırma Hastanesi’nin Başhekimliği için ise en güçlü ismin Tülin Durgun Yetim olduğu belirtiliyor. Mustafa Kemal Üniversitesi Göğüs Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Tülin Durgun Yetim, sağlık camiasının yakından tanıdığı ve sevdiği aynı zamanda da oldukça başarılı olan bir isim.

Siyasi arenada da geçmiş dönemde adını sıkça duyduğumuz önemli isimlerden kendisi. Üstelik hak ettiği halde bu konuda da oldukça mağdur edilmiş. Halbuki Yetim, görevi icabı olsun, geldiği yer icabı olsun halkın tam içinden bir isim.Pandemi döneminde telefonunu sosyal medyadan paylaşacak kadar cesur dirayetli bir şahsiyet.

Tülin Hoca da Antakya halkı da cezalandırıldı 

Antakya’nın kaderi Tülin Hoca’nın kaderine benziyor aslına bakarsanız. O da cezalandırıldı. Antakya da. Boşuna dememişler hiçbir iyiliğin karşılığı cezasız kalmaz diye. Mesela Antakya halkının hak ettiği hastane yapılamadı yıllardır. Antakya halkı atıl durumda bırakılan bir hastaneye mahkum edildi. Millet özel hastanelere akın etmek zorunda kaldı. Mozaik Hastanesi doldu taştı. Defne Hastanesi, devlet hastanesinden daha yoğun çalışıyor. Vatandaş sağlığı için maaşından kesilen SGK ücretine mi yansın.

O kadar vergi karşılığında gidecek hastane bulamayıp yine özele mahkum olmasına mı yansın. Özel hastane rantına kim çanak tutuyor bilemeyiz ama Antakya’nın hastane çilesinin daha uzun seneler süreceği aşikar. Ancak atıl durumdaki hastane bazen cankurtaran olabiliyor. Bunu İdlib baskınında, pandemide morglar yetersiz kalınca, ameliyathanelerde kuyruklar olunca anladık. Halbuki modernize edilse de vatandaşın sağlığı emin ellerde olsa keşke. Tülin Hoca da imdat valfi olmamalı. Hak ettiği değer zamanında verilmelidir. 

Görelim bakalım süreç neyi gösterecek. Ancak aşikar olan bir durumun da bölge hastanesinin Araştırma Hastanesi olmasının ardından Hatay’ın yeni bir hastaneye ihtiyaç duymasıdır. Yeni hastanenin nereye ve ne zaman yapılacağı belli değil. Ancak çevremden edindiğim ihtiva dağ bandında bulunan Kışlasaray Mahallesi’ne bir cep hastane yapılmasıdır. O bölgede yaşayan yoğun nüfus her gün amiyane tabirle itin öldüğü yerde yapılan hastaneye gitmek zorunda bırakılıyor.

Buraya bir cep hastane yapılırsa buradaki vatandaşların çilesi de sona erer. Aynı durum Defne ilçesi için de geçerli. Defneli vatandaş hastaneye ulaşana dek 2-3 vasıta değiştirmek zorunda bırakılıyor. Gidene kadar adam hastaysa düzeliyor zaten. Defne ilçesine acilen sağlık tesisi kazandırılmalıdır.

Antakya’daki hastane de modernize edilmelidir. Bunlar en elzem olan ihtiyaçlardır. Belli olduğunda da sizlere ilk olarak duyuracağım. Yapılacak olan yeni bir hastanenin eski hastanedeki talihsizlikleri yaşamaması en büyük temennimdir. Eskiden alınan derslerle yepyeni ve daha iyi standartlara sahip hastane ile Hatay, sağlık turizminde atağa kalkacaktır.

Antakya Devlet Hastanesi binasının ise ne olacağı yine bir soru işareti. Aksaray Mahallesi’nde bulunan binanın hastane olarak mı hizmet vereceği, yoksa başka bir amaç için mi dönüştürüleceğini yine zaman gösterecek. Bu kadar soru işareti arasında karar merciinin işi hiç kolay değil.

Görelim bakalım karar vericiler nasıl hüküm verecek. Ama şu belli ki sağlık camiasında taşlar yerinden oynayacak. Hayırlısı olsun diyelim. 

Kalın SAĞ’lıcakla...!!!