İNSANIN HER GÜZEL İŞİ BİR İBADETTİR
Yüce Allah Kur’anda: “Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet (kulluk) etsinler diye yarattım.” (Zâriyat-56) buyurduğu gibi insan, Allah’ın bir kulu olarak, Allaha iman etmekle mükellef olduğu kadar O’na ibadet etmekle de mükelleftir. Esasen insanın yaratılış amacı ve dünyadaki varlık sebebi budur.
Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmak amacıyla Rabbimizin Kur’anda gösterdiği ölçüler içerisinde yapılan her güzel iş ve davranış bir ibadettir. İnsan bunu bazen tefekkürle yapar, bazen sözle yapar, bazen davranışlarla yapar, bazen hem söz ve hem davranışlarıyla yapar. İnsanın her güzel düşüncesi, söylediği her güzel söz, yaptığı her güzel iş, işlediği her sâlih amel Allah katında bir ibadettir. Hepsinin de Allah katında ecri ve mükafatı vardır. İbadetlerin en güzeli ve en feyizlisi ise; güzel ahlaka dönüşenidir. Yüce Allah Kur’anda: “Ey iman edenler! Rabbinize rükû ve secde edin, ibadet edin. Güzel işler yapın ki, kurtuluşa eresiniz.” (Hac-77) buyurduğu gibi İbadetler insanın kurtuluş vizesidir. Bunun içindir ki, Rabbimiz Allah Kur’anda bize şöyle emreder: “Öyleyse Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol. Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr-98-99)
Rabbimiz Allah, biz insanlara bazı ibadetleri farz kılmış, bazılarını tesbihat ve salih amel olarak öğütlemiştir. Mesela: Namaz kılmak, oruç tutmak bir ibadettir, zekat vermek, sadaka vermek bir ibadettir, iyilik yapmak da bir ibadettir. Rızkını helal yoldan kazanmak için çalışmak da bir ibadettir. Karşılaştığınız birine selam vermeniz de bir ibadettir. Hakikatleri öğrenmek için okumak da bir ibadettir. Duâ etmek de bir ibadettir.. Rabbimizin de buyurduğu gibi yapılan her hayırlı ve faydalı şey ibadettir. Şunu iyi bilmeliyiz ki, İslâm, yalnızca kalblerde muhafaza edilen bir düşünce ve inanç sistemi değildir. İslam; gönüllerden fışkıran, dil ve azalarla söz ve davranışlarla yaşanan ilahi bir rahmet ve ilahi bir hakikattir. İslamın ruhu “iman”, aksiyonu “ibadet”, meyvesi “Güzel ahlak”tır. İnsan samimi ve temiz ibadetleriyle Rabbine tam bir kulluk adabı gösterir. O’nun rızasını ve sevgisini, rahmetini ve mağfiretini umarak güzel bir hayat yaşar.
İbadetle insan; Allaha kul olmanın, insanlara dost olmanın hazzını tadar. Allah’tan hayâ etmenin ve O’na mahcup olmamanın edebini yaşar. Allahtan ve insanlardan gördüğü iyiliklere karşı teşekkür ve şükretmeyi bilir. Allah’ın razı olmayacağı, haram kıldığı, günah saydığı kötü ve çirkin şeylerden uzak olmayı bilir. Katılaşan kalbler, zâlimleşen vicdanlar, cimrileşen gönüller ihlaslı ibadetlerle feyizlenir, yumuşar ve cömertleşir. Ve Yüce Allah Kur’anda: “..Biliniz ki, kalbler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Râd-28) buyurduğu gibi insan gerçek huzuru Allahı anarak ve O’na ibadet ederek bulur.
Meselâ insan; Rabbine ibadet olarak günde beş vakit kıldığı namazda okuduğu Fatiha suresiyle hem Allahı tesbih etmiş olur hem hakikatleri öğrenir, hem de onun ihtiva ettiği duâ ile Rabbinden hidayet ve saadet için yardım ister. “Hamd (şükür) ancak âlemlerin Rabbi Allah içindir. O, merhamet eden ve acıyandır. O, ceza gününün(kıyamet günü) sahibidir. Ey Rabbimiz! Ancak sana ibadet ederiz ve yalnızca senden yardım isteriz. Bize doğru yolu göster Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna ilet. Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil!” (Fatiha-1-7)
İhlasla yapılan ibadetler; insanın duygu ve düşüncelerini güzelleştirerek insanı nefsin aşırı istek ve arzularını önleyerek insana düzenli ve ölçülü bir hayat yaşatır. İnsanı dünya menfaatine ve dünya maddiyatına tapmaktan, aşırı zevk ve eğlencelere saplanmaktan, sorumsuzca ve hoyratça yaşamaktan korur. İnsanı bencillik, kibir ve haset gibi kötü duygu ve düşüncelerden uzak tutar. İnsanın kalbini yumuşatır, olgunlaştırır ve feyizlendirir. Böylece insanın kalbi merhamet ve sevgiyle dolar ki, böylece insan, yaratılanları sever yaratandan dolayı ve kimseye kötülük yapmaz. Ve daima doğruların ve iyiliklerin öncüsü olur. Eğer yapılan ibadetler bu maksatları gerçekleştiremiyorsa bilin ki, o ibadetlerde veya o ibadeti yapanlarda bir hata ve yanlışlık var demektir. Gösteriş yaparak, reklam yaparak, övünç vesilesi olsun diye yapılan ibadetler makbul ibadetler değildir ve insana imani ve ahlaki bir faydası da olmaz. Bu tür ibadetlerin Allah katında bir feyzi ve bereketi de olmaz. Bu nedenle ibadetler samimi duygularla ve Allah rızası için yapılmalıdır. İmanınız kavi, niyetiniz hâlis ibadetleriniz makbul, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!.. (muallimosman)
Yorum Yazın