KISSADAN HİSSE
Hz.Mûsaya Cennette Komşu olacak Kişi
Rivayete göre Mûsa aleyhisselam bir gün, Cenâbı Allah’a duâ ederek Cennette kendisine komşu olacak kişiyi bildirmesini niyaz etti. Cenâbı Allah Hz.Mûsa’nın bu duâsına icabet etti ve Cennette kendisine komşu olacak kişiyi nerde bulacağını bildirdi. Mûsa aleyhisselam o kişiyi buldu. Tıpkı Hızır aleyhisselamı bulduğu gibi. O kişiye misafir oldu. O kişi, gelenin Hz.Mûsa olduğunu bilmiyordu ve onu tanımıyordu. Ama o kişi kendisine gelen her misafiri kabul edip onu Allah rızası için ağırladığı gibi Hz.Mûsa’yı da kabul etti. O misafiri severdi, iyiliksever biriydi. Hz.Mûsa’yı tanımadığı halde, Onu misafir etti ve evine götürdü. Zaman akşam vaktiydi. Eve vardıklarında, o kişi hemen ocağı yaktı ve bir çömlekte et haşlaması pişirdi. Et piştikten sonra ondan bir parça aldı, küçük küçük dilimledi ve bir tabağa koydu. O çömlekten bir parça daha et aldı, onu da küçük küçük parçalara ayırıp bir tabağa koydu, terbiyeledi.. Adam, o et tabaklarından birini Hz.Mûsa’nın sofrasına koydu ve: “Sen yemeğini ye! Yoldan geldin acıkmış olmalısın. Seninle sofraya oturamadığım için kusuruma bakma. Benim âcil yapmam gereken bir işim var. Onu bitirince ben de sofraya gelirim.” dedi ve diğer tabağı alarak içerdeki bir odaya gitti. Hz.Mûsa, adamın yapacağı işi merak etti. Yemeği yemek yerine o adamı izledi. Adam o odada tavana salıncak gibi asılı olan büyük bir zembil (hasırdan yapılmış bir nevi çanta) indirdi. İçinde; beli bükülmüş, zayıf ve yaşlı bir kadın yatıyordu. Adam o kadını zembilden çıkardı, yemeğini yedirdi ve tekrar yatağına yatırdı.. Sonra Hz.Mûsâ’nın (a.s) bulunduğu odaya geri döndü. Adam, Hz.Mûsa’nın yanına geri geldiğinde baktı ki, misafiri yemeği yememiş. Adam, Hz.Mûsa’nın önünde bulunan tabağı alarak ocağa götürdü ve yeniden sıcak etten hem kendisi için hemde Mûsa aleyhisselam için iki tabak koydu ve tekrar sofraya getirerek Hz.Mûsa’yı buyur etti. Kendisi de sofraya oturdu. Ama Hz.Mûsâ yemeğe başlamadan önce ona şöyle dedi: “Sen bana, önce o zembildeki kadının durumunu anlat.. Sen onu bana anlatmadıkça bir lokma bile yemem.” dedi. Adam, Hz.Mûsa’ya olup bitenleri şöyle anlattı; “Ey yolcu! O zembilin içindeki yaşlı kadın benim Anamdır. Çok yaşlı olduğu için kendine bakacak takati yoktur, yürüyemez, kalkamaz, konuşamaz. Ona bakacak evde bir kimsem de yok. Ona, kurt, köpek gibi yırtıcı hayvan veya, yılan, akrep gibi haşerât zarar verir diye korkumdan ona zembilden bir yatak yaptım. Her gün sabahleyin, onu o zembile koyup tavana asıyorum ve işe gidiyorum. Gün boyu aralıklarla gelir kontrol ederim. Akşamleyin eve geldiğimde de ilk önce onun yemeğini yediririm, sonra kendi istirahatime ve işime bakarım.” dedi. Hz.Mûsa tekrar sordu; “Bir şeyi daha merak ettim. Sen ona yemek yedirdikten sonra, o sana dudaklarıyla bir şeyler mırıldandı, sen de Âmin! dedin. O sana ne dedi?” Adam: “Anam her defasında bana: ‘Allah, seni Cennette Hazreti Mûsâ’ya komşu kılsın!’ diye duâ eder. Ben de Âmin! derim.” dedi ve arkasından da ekledi: “İşte anam böyledir, benim için böyle her gün güzel duâlar eder. Ama o büyük peygambere Cennette komşu olmak o kadar kolay mı? Nerde bizde ona komşu olacak sâlih amel!” O zamana kadar, kim olduğunu söylemeyen Mûsa aleyhisselam şöyle dedi: “Ey sâlih insan! Annenin sana Cennette komşun olmasını istedği kişi benim. Ben, Allah’ın Rasûlü Mûsa’yım. İnşaallah hep birlikte Cennette birbirimize komşu oluruz” dedi. Bu sözleri dinleyen adam sevincinden ne yapacağını şaşırdı ve; “Beni, peygamberi Mûsa’ya Cennette komşu kılan, bana misafir olarak gönderen Rabbime şükürler olsun!” dedi. Adam öyle duygulanmıştı ki, gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Sonra da Hz.Mûsa’yı annesinin yanına götürdü ve; “Ey Sevgili anacığım! Bak, bu akşam bize misafir olan kişi senin her gün duâ ederek bana Cennette komşu olmasını istediğin Allah’ın Rasûlü Mûsa aleyhisselam imiş. İnşaallah yarın ahirette de birbirimize komşu oluruz inşaallah” dedi Sözü peygamberimizin şu hadisiyle bitirelim: “İnsanı Cennete ulaştıracak en güzel amel; Ana-babaya iyilik etmektir.” İmanınz kavi ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli, âhiret saadetiniz Cennet olsun, Güzel insanlar komşunuz olsun!.. (muallimosman) (Not: Bu yazı “Kur’anda Peygamber Kıssaları Cild:2” adlı eserden alıntıdır.)
























































Yorum Yazın