LÜBNAN’DA KURBAN BAYRAMI

LÜBNAN’DA KURBAN BAYRAMI

ŞEMSETTİN GÜNAY

Bayramda Kızılay’a verilen kurban vekaletleri nedeniyle Lübnan’a görevli olarak gittim.

Normalde Hatay’dan uçakla 40 dakikalık bir mesafede olan Beyrut Harriri havaalanı İstanbul aktarmalı olarak 3.5 saat sürmüş oldu. Birde uçak saatlerinin uyumsuzluğu dolayısıyla bütün gecemi aldı.

Lübnan etnik ve dinsel yapısı nedeniyle sık sık iç çatışmalara ve işgallere tanık olan bir ülke. 2007 Yılına kadar bu çatışma ve işgaller devam etmiş. İçinde Maruni hırıstiyan. Sünni Müslüman. Şii Müslüman, Dürzi ve Ermenileri barındırması açısından çok dinli ve çok mezhepli olarak anılıyor. Gevşek bir hükümet sistemi var. Cumhurbaşkanı Marunî Hristiyan, Başbakan Sünni Müslüman, Meclis Başkanı ise Şii Müslümanlardan oluşuyor.

Şimdilik huzur ve barış hüküm sürüyorsa da her an bir krize ve gerilime açık bir ülke.

Yakın tarihine kadar topraklarının bir kısmı İsrail ve Suriye tarafından işgale uğramış, halen onların izlerini taşımaya devam eden bir yapısı var.

Osmanlı yüzlerce yıl hakim olmasına rağmen tarihte kısa süreliğine Fransız mandası olmuş ülkede halen resmi dil Arapçadan sonra Fransızca konuşuluyor, Fransız adetleri uygulanabiliyor.

Uçaktan kuşbakışı Beyrut’a baktığımda ilk dikkatimi çeken kibrit kutusu gibi üst üste binmiş, estetikten yoksun binalar ve yollardaki müthiş trafik oldu.

Beyrut halen geçmişteki iç savaşın izlerini taşıyan devasa boş binalara sahip. Kaldığımız otelin hemen karşısında yine böyle duvarları roket ve kurşun izleriyle dolu devasa bir bina duruyordu. Beyrut’un merkezi bir yerinde olmasına rağmen neden yıllarca böyle bir binanın onarılıp hizmete sokulmadığını anlamakta güçlük çekmiştim.

Yine bizdeki İzmir, İskenderun kordon boylarını andıran sahili dolaştığımda benzer binalarla karşılaşmam şaşkınlığımı artırmıştı. Kaldı ki oralarda 8 milyon dolara satılan daireleri duyunca…

Bölgeleri dolaşırken hangi örgütün oralarda hakim olduğunu duvarlardaki ve billboardlardaki resimler ve yollardaki heykellerden anlamanız mümkündü.

Beyrut’un kuzeyine doğru gittikçe Şii Müslümanların hakimiyeti göze çarparken, güneyi Hz. İsa ve Meryem heykelleriyle Hristiyanları işaret ediyordu.

Türk Kızılay’ı orada 100 büyükbaş hayvan kesmeyi planlamış ve bunu 10 bin ihtiyaç sahibine ulaştırmayı hedeflemişti. Doğrusu oradaki partner yardım derneğiyle muazzam bir organizasyon gerçekleştirilmişti.

Türkiye’den gelen Trabzon’dan Denetim Kurulu üyesi Dr. İsmet Durmuş, Samsun >Şube başkanı Mustafa Öztürk, Ankara Keçiören Başkanı Muhterem Kurt ekibimizle Arefe günü gelir gelmez Hayvanların alındığı çiftliğe doğru yola çıktık. Hemen Sayda şehrinin yakınında bulunan, sanırım bölgenin en büyük hayvan çiftliği olan yere vardığımızda yaklaşık 5 bin büyükbaş hayvanın beslendiği tesise vardık. Bize ayrılan 100 büyükbaş hayvanı yerinde inceleme fırsatımız oldu.

Bizden önce gelen Kızılay ekibimiz ve partner derneğimiz istenilen kriterlerde 100 hayvanı ayırmış ve kurban için hazırlamıştı. İncelememiz sonucunda tekrar geri dönüp yarın sabahki bayram gününü planladık.

Kesim yeri Beyrut’a 1 saatlik bir mesafedeydi. Bayram sabahı saat 04 gibi kalkıldı ve kesimhaneye gidildi. Kesimhane Partner Derneğimize ait bir külliyenin tanzim edilmiş, kesimhane olarak döşenmiş özel bir yeriydi. Etrafı görülmeyecek şekilde kapatılmış, hayvanların tek sıra sıralanabileceği bir koridor yapılıp kasapların tek tek alabilecekleri şekilde dizayn edilmiş, içeride tavan vantilatörlerinin, hayvanı askıya alacak mekanizmaların, demirlere asılı çengellerin, ön tarafında ise et parçalamaya yarayan masaların, terazilerin bulunduğu güzel ve temiz bir mahaldi kesimhane. Ayrıca yaklaşık 20 kadar kasap başlarında boneleri, ellerinde eldivenleri, ağızlarında ağızlıkları ve önlükleriyle hazır bekliyorlardı.

Veteriner son kontrollerini yapıp, İmam duayı icra ettikten sonra görevlimiz elindeki bağışçı listesinin ilk yedisini okuyarak kasaba vekalet verdi ve kesimler başladı. Her hayvan için 7 kişilik liste

okunuyor, vekâlet veriliyor kesim sonra tekbirler eşliğinde ayrı ayrı yapılıyordu. Yaklaşık her bir saate bir hayvanın kesim ve parçalanması bitiyor, Kızılay poşetlerine tartılarak eşit bir şekilde konuluyordu.

Öğleden sonra kesim devam ederken önceki kesilen ve termokinglere konulan etlerin dağıtımına sıra gelmişti. Partner derneğimiz yakın mahaldeki ihtiyaç sahiplerini tespit etmiş, kayıtlarını yapmış, ellerine birer kayıt fişi vermişti. Hepsi külliyenin camisinin önünde bizleri bekliyordu. Masaya getirilen kasalardaki etler sırayla ellerindeki fiş sayısına göre ihtiyaç sahiplerine teslim edildi. Sıra buralara gelemeyen daha uzaklardaki ihtiyaç sahiplerine gelmişti.

İki gün boyunca arkamızdaki termoking araçlarıyla en ücra köşelere kadar ulaşılıp kurban etleri teslim edilmişti. Her gidilen yerde de kurban sahipleri bol bol dua aldılar.