Peygamberimiz, Cami ve Namaz: Camiler ve Din Görevlileri Haftası
Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlana Camiler ve Din Görevlileri Haftası, camilerin toplum hayatındaki yerini ve din gönüllülerimizin fedakarlıklarını hatırlatan önemli bir vesiledir.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl haftayı “Peygamberimiz, Cami ve Namaz” temasıyla kutlamaktadır. Bu tema, hem ibadet hayatımızın merkezine dikkat çekmekte, hem de camilerimizin toplumsal işlevine ve din görevlilerimizin örneklik misyonuna ışık tutmaktadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Medine’ye hicret ettiğinde birçok güzel köklü işler yapmıştır. İlk iş olarak bir mescit inşa etmiş ve bu mescidi yalnızca namaz kılınan bir yer değil; aynı zamanda eğitim, istişare, kardeşlik, yardımlaşma ve toplumsal dayanışma merkezi haline getirmiştir. O’nun hayatında cami, imanla hayatın buluştuğu mekandır. Namaz ise sadece bir ibadet değil; insanın ruhunu arındıran, hayatına yön veren, kişiyi kötülüklerden uzaklaştıran bir manevi kalkandır. Dolayısıyla cami ve namaz, Müslüman toplumun hem manevi hem de sosyal yapısının temel direkleridir. Bir Müslüman için namazsız ve camisiz bir hayat düşünülemez. Çünkü bu ikisi dirilişin temel kaynaklarıdır. Kıyama kalkmanın ilk adımı burasıdır.
Bugün de camilerimiz, üzerlerine yüklenen bu misyondan uzaklaşmıştır. Sekülerleşme maalesef Müslüman camiayı da etkisi altına alarak camilerin manevi ortamlarının ihlaline yönelik birçok çalışmayı da beraberinde getirmiştir. Cami hayatın merkezi olarak meydana çıkarken onun manevi bir merkez olduğunu, Kabe’nin şubesi olduğunu unutmamak gerekir. Bilinçsizce yapılan her hareket gelecek nesil için bir facianın temeli olabilir. Unutulmaması gerekir ki camiyi diri kılan, içini dolduran, orada gönül sıcaklığını hissettiren esas unsur; cemaatin katılımı, özellikle gençlerin katılımı ve din görevlilerinin rehberliğidir. İmam, müezzin, vaiz, Kur’an kursu öğreticisi, ilahiyatçılar… Hepsi birer “din gönüllüsü” dür. Onlar yalnızca ibadetleri yöneten değil; aynı zamanda topluma örnek olan, dertleri dinleyen, sevinç ve hüzünlerde cemaatinin yanında duran gönül insanlarıdır. Cenazede teselli, düğünde dua, hastalıkta moral, ihtiyaçta destek, fitne anında rehber… Din gönüllülerimiz, bütün bu alanlarda halkın yanında bulunarak Peygamber varisinin sorumluluğunu omuzlarında taşımaktadır.
Bu hafta, din görevlilerimize vefa borcumuzu hatırlatmalı; camilerimizi sadece cuma günleri değil, her gün ihya etme bilincini yeniden kazandırmalıdır. Namazlarımızı huşu ve samimiyetle eda etmek, camilerimizi eğitim, kardeşlik ve yardımlaşma mekanları haline getirmek, din gönüllülerimizi toplumun gönlünde daha da güçlendirecek adımlar olacaktır. Gençlerimizin camilere daha fazla yönelmesi, çocuklarımızın camiyi hayatın bir parçası olarak tanıması, kadınlarımızın camiyle bağını güçlendirmesi için hepimize görev düşmektedir.
“Peygamberimiz, Cami ve Namaz” teması bizlere şunu bir kez daha hatırlatıyor: Din görevlilerimiz, sadece mihrapta değil, hayatın her alanında örnekliğiyle topluma ışık tutmaktadır. Onların varlığı, camilerimizi diri kılmakta; camilerimiz ise toplumumuzun manevi kimliğini ayakta tutmaktadır. Lütfen bu ulvi görevi üstlenen hocalarımızın haftalarını kutlamayı unutmayalım. Bugün camiye giderken hocamıza da bir çiçek vermeyi unutmayalım. Ne kadar mutlu olacaklarını göreceksinizdir…
Bu vesileyle, camilerimizin ilim, irfan ve kardeşlik merkezleri olarak dolup taşmasını, namazlarımızın hayatımıza yön veren bir bilinçle kılınmasını, din görevlilerimizin de görevlerini aşkla ve fedakarlıkla sürdürebilmelerini Rabbimden niyaz ediyor; tüm din gönüllülerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı yürekten kutluyorum.
Yorum Yazın