Reklamı Geç
culha gold
Yükseliş Koleji
Ceviz Ticaret
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

SÛİ ZAN”  ŞERRE  “HÜSNÜ ZAN”  HAYRA GÖTÜRÜR

                  “SÛİ ZAN”  ŞERRE  “HÜSNÜ ZAN”  HAYRA GÖTÜRÜR

                                                                                                                                                                                                                                                                                            

           Zan: “ bir kişi veya olay hakkında gerçeği ve hakikati bilmeden, delil olmadan ihtimal ve varsayımlar üzerine hüküm vermektir.   “Sû-i zan” insanlara karşı şüpheci ve kötü niyetli olmaktır. insanlar hakkında kötü ve olumsuz duygular taşımaktır. İnsanların sözlerini ve davranışlarını yorumlarken  aleyhte hükümler vermektir. “Hüsnü Zan” ise;  olaylar ve başkaları hakkında  her zaman iyi niyetli volmak, iyi ve güzel duygular taşımaktır. Olayları ve sözleri hayra yormaktır. 

        İnsanların doğru bir inanca, iyi ve güzel bir ahlaka  sahip olmalarını, söz ve davranışlarında fazilet sahibi olmalarını istemek ve arzu etmek güzel bir temennidir. Ancak,  herkesi güzel bir  düşüncenin ve doğru bir inancın  içine sokmak, herkesi  güzel ahlak sahibi yapmak kolay değildir. Bu bakımdan herkesi kendi bulunduğu konumu kapsamında  değerlendirmek ve insanlar hakkında daima iyi niyet  ve hoşgörü sahibi  olmak, yani; Hüsnü Zan sahibi olmak  en iyisi ve  en güzelidir. Hiç bir delil ve şahit olmadan  insanlar hakkında  Sûi Zan’da bulunmak   doğru değildir, dinimizce de haram ve günahtır. Kötü  bir huy  olan Sû-i Zan;  insanı diğer kötü huylara da götürür, yalana, gıybete,  iftiraya alıştırır, insanlar arasına  kin, nefret  ve düşmanlık sokar. Güveni ve itimadı  yok eder. Dostluğu ve kardeşliği zedeler. Böyle insanların olduğu yerde huzur, barış ve güven olmaz, samimiyet ve dostluklar da olmaz. Bugün cemiyette meydana gelen birçok kötülüklerin, kavgaların, şiddetin, cinayetlerin, intiharların, temelinde Sû-i Zan  olduğunu unutmayın!..  Esasen Rabbimiz Allah   Zan’dan  sakınmamızı  emreder ve Kur’anda şöyle buyurur: “Ey iman edenler!  Zandan sakının, çünkü Zannın bazısı günahtır...”(Hucurat-12) Biliniz ki, Rabbimizin   günah ve haram kıldığı, birçok çirkinlikler ve kötülükler, zulümler ve cinayetler;  Sûi Zan ile neşet eder. Bu nedenle mü’min  mutlaka Sûi Zan’dan uzak durmalı. Peygamberimiz zamanında  insanları islama davet için gönderilen bir askeri seriyyenin içinde Usâme b. Zeyd de vardı. Muharebe esnasında Usâme kaçan  bir düşmana  arkadan yetişti onu yere yıktı ve tam öldürecekti ki, adam “Lâ ilahe illallah” dedi. Usâme buna rağmen adamı öldürdü. Bunu öğrenen peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam, Usâmeyi yanına çağırdı ve olayın doğru olup olmadığını sordu. Usâme ”Yâ Rasulüllah olay doğru ama o  kişi öldürülmekten kurtulmak için “Lâ ilahe illallah” dedi deyince Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Kalbini açtın da baktın mı?” Bu nedenle sevgili dostlar Sûi Zanda bulunarak asla kötü bir iş yapmayalım. Hem günahı büyük olur hem de azabı!. 

İnsanlar hakkındaki niyetimiz ve düşüncemiz  mutlaka Allah’ın koyduğu hudutlar içinde olmalı. Şahsî ihtiraslara göre hareket edilirse insan mutlaka hataya düşer, bilerek veya bilmeyerek  başkalarına bühtanda bulunmuş (Sûi Zan) olur ve o kimsenin madden  veya manen zarara uğramasına sebep  olur, kendisi de büyük bir  günaha girer. Zira   peygamberimiz bir hadisinde  şöyle buyurur: “Müslüman o kimsedir ki, insanlar onun elinden ve dilinden emindirler” Bu bağlamda insanları değerlendirirken, Hüsnü Zan sahibi olmak ve daima insanların iyi ve güzel yönlerini görerek değerlendirmek, insanlar hakkında daima iyi ve güzel temennilerde bulunmak faziletli insan olmanın gereğidir.  “Hüsnü Zan imandandır”  buyuran sevgili peygamberimiz, Taif’e islamı anlatmak için gittiğinde  Taifliler Ona inanmadıkları gibi O büyük peygambere olmadık eziyet ve hakaretlerde bulunmuşlardı.  Ama âlemlere rahmet olarak gönderilen O büyük insan,  Tâifliler hakkında yine de iyi temennilerde bulunmuş ve hidayet yoluna girmeleri  için Allah’a dua etmişti. Ve bir kaç yıl sonra Tâifliler peygamberimize heyet göndererek topluca islama girmişlerdi.  Yine Peygamberimiz,  bir gün ashabıyla mescidin önünde otururlarken  az ötede  bir köpek sırıtarak  hırlayıp (havlayıp) duruyordu. Sahabeden biri dedi ki; “Kapkara  ne çirkin bir köpek.”  Bu söze üzülen peygamberimiz  o köpeğin dişlerini işaret ederek şöyle dedi: “Bakın köpeğin ne güzel dişleri var,  bembeyaz.”     Geçmişte bir çocuk, bir zâtın bahçesinden bir elma çalar. O çocuk bahçeden yola çıkarken onu biri görür ve elinden tutarak bahçe sahibi olan o zâtın yanına getirir ve yaptığı suçu anlatır. Âlim olan O zât, çocuğun gözlerine bakarak şöyle der; “Yok canım bu çocuk çok iyi bir çocuğa benziyor o böyle bir şey yapmaz. O elmayı mutlaka yerde bulmuştur” deyip çocuğu salıverir. Çocuk, o zâtın bu iyi niyetli tavrı karşısında çok etkilenir  ve ertesi günü O zâtın yanına gelerek özür diler ve kendisini başkalarının yanında mahcup etmediği için teşekkür eder.  Ve bu olay o çocuğa  öyle büyük bir ders olur ki,  o günden sonra asla kimsenin malını ve eşyasını sahibinden izinsiz almaz. İşte, bu örnekler Hüsnü Zan sahibi olmanın güzel tezahürleridir. Bu nedenle sevgili dostlar, daima Hüsnü zan sahibi olalım k,i tüm şerleri hayra dönüştürelim ve toplum olarak huzurlu ve mutlu olalım. İmanınız kavi düşünceniz ve niyetiniz temiz ve güzel, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun....

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Yükseliş