TURAN VE SÜPER GÜÇLER

TURAN VE SÜPER GÜÇLER

Bu yazımızın gayesi şovenist duyguları okşamak değil, ancak dünyanın bizi hangi gözle gördüğünün bir analizidir. Türkler hiçbir devirde ırkçı olmamışlardır. Türkler, tarihte; “Kendi lisanlarını konuşanları kendilerinden sayarlar.” Diye tanımlanırlardı, soy bağı ve secere ile değil, oba ismi ile aidiyet bağı kurarlardı. Melez evlilik ilişkilerinden korkmadıklarından genleri sürekli tazelenir, daha zeki ve kabiliyetli nesillere sahip olurlardı. Yazının icadından çok önce dahi emojiye benzer, ‘tamga’ denilen bir yazı dilleri vardı. Bu nedenle gittikleri her yerde lider ve yönetici kadroları onlara kalırdı. Tıpkı İtalya’daki Moena şehri gibi…

Bu yazıda bahsedilen Turan, Çin’in kuzeyindeki Tanrı Dağları’yla Ural dağları, Volga nehri arasında kalan bölgeye verilen ad idi. Halbuki Türk kavimleri Doğu ve kuzeyde Moğolistan ve Sibirya’da da yaşamaktaydılar. Bugün Turan kavramı yerini Türk Birliği’ne bırakmıştır. Doğu Avrupa’da dahi kendini bu birliğin üyesi sayan Bulgaristan ve Macaristan gibi ülkeler, Polonya ve Ukrayna gibi gözlemci olmak isteyen ülkeler var. Tıpkı Arap Birliği gibi Türk birliğinin bir kader olduğu ilerleyen paragraflarda anlaşılacaktır.

Süper güçlerden kastımız dünyada söz sahibi olan devletler ve güçlerdir. ABD, Çin, Rusya, İngiltere, İsrail devletlerinin bu hareketin neresinde olduğuna bakacağız. Alman iktisatçı Firtz Neumark, “Türkler farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır; tarihten Türkleri çıkarırsanız tarih diye bir şey kalmaz.” Türk tarihi 19. Yüzyılda, Oğuzların hanı Mete Han’ın babası Teoman (M.Ö. 3.YY) ile başlatılmıştır. Yakın zamanda Kazakistan’da bulunan höyüklerde İskitlere ait zamanımızdan 2500 3000 yıl öncesine ait tarihi eserlere rastlanıldı, çok yüksek bir medeniyete ve yazıya sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Böylece Türklerin tarihi 2500-3000 yıl öncesine gitti, işin garip tarafı Almanlar da atalarının İskitler olduğunu söylüyorlar. 1960’lı yıllarda Almanya işçi almak için genetik yakınlık nedeniyle Türkleri tercih etti. Yani Türklerin çekik gözlü olmayan beyaz ırkın atası olduğu ortaya çıktı. Çin’in Uygur bölgesinde bulunan ve adına Lolan Güzeli denilen, Uygurların anası olarak kabul edilen 3800 yaşındaki kadın mumyasının çekik gözlü olmadığı ortaya çıkmıştır. Kuzey Türklerinin bir kısmı Moğollarla akrabalık bağı kurarak Kore ve Japonlarla soy birliği oluşturduklarından çekik gözlü akrabalara sahip oldular. Güney Türklerinin bir kısmı da Çinlilerle akrabalık bağı kurarak çekik gözlü akrabalara sahip oldular. Batıya göç eden Türkler ise çekik gözlü değillerdir.

Bilinenin aksine Türk birliğini en çok destekleyenlerde biri Yahudilerdir. Bunu Azerbaycan-Ermenistan savaşında gördük. Belki Orta Doğu’dan Türklerin dikkatini başka taraflara çekmek için olduğu düşünülebilir. Ama tarihte Türkler Yahudileri üç defa yok olmaktan kurtarmışlardır, Part Türkleri (Dış İskitler) Babil sürgününden, Hazarlar Kafkasya sürgününden, Osmanlılar İspanya sürgününden Yahudileri kurtarmıştır. Bunu bir diyet borcu olarak düşünebilirsiniz, ama dünyanın son döneminde Yahudileri Türklerin kurtaracağını kutsal kitapları yazmaktadır.

Rivayetten daha sağlam bir delile göre Hz İbrahim’in Kantura adında bir Türk karısı vardı ve bu kadından dört oğlu oldu ve bu çocuklar Horasan, Kafkasya ve çevresine yerleştiler ve bu nedenle buradaki Türklere ‘İbrahimi’ derler.

Rusya için Turan bir kabus idi, ama Çin’in Orta Asya’yı ekonomik ve siyasi istilası karşısında Turanı birlikte kurmayı Türklere teklif etmişler ve aradaki Ermenistan engelinin kalkmasına da sıcak bakmışlardır.

ABD için Turan, Çini durdurmanın önemli bir argümanı olabilir. Şayet Türkleri Ruslara ya da Çin’e kaptırırlarsa Asya’yı ve Orta Doğu’yu unutmaları gerektiğini bilmektedirler.

ABD’nin Afganistan’ı Türkiye’ye emanet ederek çekilmesi Türk Birliği’ne verdiği desteğin bir göstergesidir. Batı İçin Türkler Asya’da vazgeçilmeyen, Avrupa’da ise istenmeyen bir millettir. ABD’nin ve Rusya’nın karakteri alfa olmaktır, ama eşitler arası ilişkiyi Rusya çoktan kabul etmiş, ABD ise kabullenmek üzeredir.

İngiltere 1990’lı yıllarda Türkiye’nin bağımsızlaşacağı ve buna göre Türkiye politikasını yenilemeleri gerektiğine karar vermiştir. Bugün İngiltere’nin dış politikasını buna göre değiştirdiğinin izlerini görmekteyiz. Kerkük-Musul petrolleri için Dünya savaşını göze alan İngiltere, Türkiye’nin Irak ilgisine karşı bir politika geliştirmemekte ve Türkiye ile ilişkileri sıcak tutmaya çalışmaktadır.

Avrupa ve yakın çevresi Rus yayılmacılığına karşı Türkiye’yi ve savunma gücünü bir güvence olarak görmektedir.

Çin ise Türkiye ile birlikte batıya ve Afrika’ya açılma hesaplarını yapmakta olup yatırım ve ucuz kredi politikasından Türkiye’nin azami yararlanmasına imkan vermektedir.

Türkiye ise eşitler arası ilişki seviyesini yakalayıncaya kadar denge politikasını takip edecektir. 40 yıldır batıda 21. Yüzyılın Türk çağı olacağını Tüm startejistler kabul etmiş ve buna göre ülkelerine politikalar üretmektedirler. Ama maalesef ‘Turan’ kelimesinden en çok nefret eden kişi ve kitleler Türkiye’de yaşamaktadır. Dünya, bunu hazmetmiş ve buna göre politikalar üretirken Fritz Neumark’ın dediği gibi Türkler ve Türkiye bunun farkında değil! Barış Manço, Atatürk, Cem Karaca bu konuda gereken mesajları vermişlerdi. Tabi anlayana… Dünyanın en büyük birliğinin Türkiye’nin önderliğinde kurulacağı, dijital çağın iki dijital sanal parasından birinin Türk parası olacağını anlatabilmek için daha çok çalışmamız gerekeceğe benziyor. Türkler, tüm mazlum milletlerin yardımına koşmanın bir mükafatı olarak geleceğin en büyük milletler topluluğunun çekirdeğini oluşturacaktır…

Ülkelerin stratejik hedefleri vardır. Genellikle Yeni topraklar kazanmak ana fikrini oluşturur. Türklerin İmparatorluk, yani emperyalist bir kültürleri olmadığı gibi Stratejik hedefleri olan ‘Kızıl Elma’ Türklere göre dünyadaki tüm mazlumlara Allah’ın merhametini ve adaletini ulaştırmaktır. Bu kutlu geleceğin heyecanını Türkiye’de görmesek te diğer Türk devletlerinde ve Türkiye’nin hinterlandında, güney ve Orta Amerika’da, Afrika’da ve İslam ülkelerinde görmekteyiz. Peki Komünist bir uydu devleti olmaktan ülkesini kurtarmak için canını seve seve vermeye hazır olan 1970’lerin ülkücüleri, Gerçek anlamda emperyalizmle mücadele eden solcu gençler simdi nerede? Neden kulaklarını çok yabancı seslerin hipnozundan alamıyorlar?

Sağlık ve Esenlikler

Mehmet Haşmet KOLAĞASI