Ya biri ölseydi? 

Ya biri ölseydi? 

Antakya Yeni Sanayi Sitesi’nde Hamit Yurtcan’a ait sünger dolu işletme yangında yandı bitti kül oldu..

Yangında işyeri kullanılamaz hale geldikten sonra itfaiye ekipleri olay yerine yetişti.

Yeni Sanayi Sitesi’nde yüzlerce işyeri, binlerce işçi ve işveren var.

Bu kadar canın olduğu, her an yangın riskinin olduğu bir mekanda bir itfaiye aracının bulunması şarttır.

Sanayide meydana gelen yangına itfaiye ekipleri uzun zaman sonra gelebildi.

Sevindiren tek durum ise kimsenin hayatını kaybetmemiş olmasıydı.

Ancak illa birisinin ölmesi mi gerekiyor önlem veya bir karar alınması için.

Burada tinerinden kumaş boyasına ateşten yanıcı, yakıcı ve uçucu pek çok madde bulunuyor.

Dolayısıyla yangın riski de çok yüksek.

Dün başkalarının bugün Hamit Yurtcan’ın canı yandı, yarın başkalarının canı da yanabilir.

İşyerinin yakınında araç bulunduğu da sonradan ortaya çıktı.

Yangında patlama yaşandı.

Neyse ki daha fazla büyümeden söndürüldü de yangın diğer işyerlerine sıçramadı.

Ancak bir dahaya böyle yangın hadiselerinin yaşanmayacağını kimse garanti edemez.

Yangını söndürmek kimin görevi bilemem ama şu durumda hem Antakya Belediyesi hem de HBB topu birbirine atacak, asıl suçlu arada kaynayacak.

Kamuoyu kısır tartışmalarla meşgul edilecek.

Ancak asıl olması gereken Büyük Sanayi Sitesi’nde bir itfaiye aracının hazır bulunmasıdır.

Bu tür yangınlar yangın tüpü ile sönebilecek türden yangınlar değil.

Her an yangın çıkabilecek bir bölgede itfaiye aracının bulunması da şarttır.

Yangın olan bölgede araba tamircileri LPG bakımı yapan firmalar da var.

Yangın buralara sıçrarsa değil HBB itfaiyesi tüm Türkiye’deki belediyelerin itfaiyeleri bir araya gelse 3 günde sönmez o yangın.

Araçlar ardı ardına alev topuna dönmeden yetişip söndürülmesi lazım.

Bu vesileyle işin tek çıkış yolu bir itfaiye aracının yada küçük bir itfaiye merkezinin sanayi sitesinde hazır bulundurulmasıdır.

Birilerinin canı yandıktan sonra önlem almanın lüzumu yok.

Birinin canı yandı, başkalarının canı yanmasın...

Not: Bu arada Asi Nehri üzerindeki köprülerimiz miyadını doldurmadı mı? depreme ne kadar dayanıklı?

Kalın SAĞ’lıcakla...!!