Reklamı Geç
Diva Otel
Gümüş Oto
Lövinda Butik
Antikya
Zülfiyar

Zülfiyar

Mail: [email protected]

Üslubu beyan…

 

Üslubu beyan…

Süleyman Yılmaz1

 

Fransa’nın 18.yüzyıl bilim adamı ve düşünürü Buffon, “Le style est l'homme meme” üslup insanın ta kendisidir, demiş. Osmanlı son dönem aydınlarından Ziya Paşa, bu sözü kültürümüze uyarlayarak “Üslubu beyan aynıyla insan” diye, yorumlamış. Esasta üslup insanın kimliği, sahip olduğu kültürel seviyenin bir ölçütü, bir göstergesidir. Bir insanın kişiliği, karakteri, meziyeti, usul ve tarzı, taşıdığı değerler düşüncesine yansır, düşüncesi ise üslubuna, kullandığı dile yani jargona yansır. Anadolu insanı bu durumu “küp içersindeki şırayı sızdırır” diyerek, dışa yansıyanın içeridekinden kaynaklandığını ifade eder.

Üslup, bir eğitim meselesidir. Aile, okul ve çevre ikliminde şekillenir. Bireysel yetiler, beceriler, düşünce ve dağarcık yenilenmeye yeterli gelmezse, günden güne seviyeyi düşürür. Aile, okul ve çevre üçgeninde kazanılacak olumlu düşünceler, konuşma, tartışma sanatı, okuma kültürüyle beslenmelidir. Her kitap ayrı bir dünya ve bu dünyaların bireye katacağı pek çok kazanımlar vardır.

Hukukta genel toplumsal kaidelerin oluşumunda da izlenilen yol, usul önemlidir. Ahmet Cevdet Paşa’ya göre “Usul, esasın mukaddimesidir” yani esasa giden yol izlenecek uygun usulden geçer. İzlenecek yolda hatalar varsa, ortaya çıkacak hüküm ve kaidede çarpıklıklar kaçınılmaz olur.

Toplum olarak, özellikle son dönemlerde kendimizi ifade etmekte, meramımızı anlatabilmekte kısaca tartışma kültürümüzde büyük arızalar var. Karmaşa, kavga, öfke şehvetinde bu arızalar daha da artmaktadır. Genellikle günlük siyasi mülahazalarda ve siyasetçilerde daha yaygın olmakla birlikte, toplumun tüm kademesindeki olay ve olgularda karşıma çıkmaktadır. Tartışma kültüründe esas; fikirlerin tartışılması hakikatleri ortaya çıkarmak kavlinden olmalıdır. Ama çoğu zaman rakibine başat gelme arzusu, kendi fikirlerini empoze etme ve dayatma egosu, insanları dönülmez yollara, aşılmaz ve çözülemez hallere sokar.

Çocuklarımızın ve yetişen gençliğin önüne iyi malzemeler koyabilmeliyiz. Toplumun gözü önünde cereyan eden hususlarda hepimiz bu sorumluluğun bilincinde olmak durumundayız. Havastan avama kadar herkes kullandığı dile, üsluba, jargona dikkat etmelidir. Milletin vekili, valisi, belediye başkanı, akademisyeni, öğretmeni, müdürü, bürokratı kısaca sorumluluk sahibi herkes için geçerlidir. Ağzımızdan çıkan söze esir olmamak için ölçülü olmak, tartmak, iki düşünüp bir konuşmak gerekir. Söz, keskin bıçak gibidir. Yunus Emre

“Söz ola kese savaşı söz ola bitüre başı, Söz ola agulu aşı balıla yağ ide bir söz” dizesiyle sözün iksirini, tesirini ortaya koyar.

Konumumuz, makamımız, titremiz ne olursa olsun, yakışanı yapmalı, yakışanı sarfetmeliyiz. Unutmamalıyız ki; “Üslubu beyan aynıyla insandır…”

youtube

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Güneyler