BAKARSAK EĞER, BAKMAYA DEĞER
Dünya
Koca bir çınar
Etrafında kandiller yanar
Bir düğün bir matem gününün ortasından;
Bir yeni sürgün doğanı
Düşen bir yaprak öleni hatırlatır
Kaldırıp bakarsan başını eğer
Kaldırıp bakmaya değer
Gidene üzülmek, kaldığımıza sevinmektir
Ne kadar ağlarsak, aslında sevinmektir kaldığımıza
Bir gün musalla taşında
Gidene durmuştur zaman, kader çizmiştir o anı
Kalan o günün sonuna kadar
Kalanın kendisi durdurur kendine zamanı
Bugün hariç, yarın dünün aynısı
Hırslar geri döner, ihtiraslar
Şükür sığmaz torbaya yine de itirazlar
Ben der, yine ben, bir kez daha ben, hep ben...
Ya ben, ya o, ya şu...
Dik başlar eğilir masum tarafına
Eğmesi gerekense diklenir
Diklendikçe savur zehrini bir o yana, bir bu yana
Bir çemberin içinde olmaktır hayat
Ya da dışında
İçi ılık yumuşak kum tanesi
Dışı diken dolu çekilmiyor çilesi
Her tarafı cepten olsa kefenin
Diklense de arşa kadar başın
Zümrüt ile dolu olsa yüzlerce kuyun
Bir mezar boyunda ancak boyun
Diklenme eğ başını toprağa
İndirip bakarsan eğer
İndirip bakmaya değer
//mhd
Yorum Yazın