Reklamı Geç
Doğru Taşımacılık Şaban Doğru
Mehmet Akçay Petrol
Mevlüt Yanmaz Bungalov
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
İlker Bebe

İlker Bebe

Mail: [email protected]

DÜNYAYI 'Z' KUŞAĞI MI DEĞİŞTİRECEK?

DÜNYAYI “Z” KUŞAĞI MI DEĞİŞTİRECEK?

 

     Kuşak sınıflandırmaları için Amerika'da yapılan kuşak ayrımları referans kabul edilmekte. Tabi bu çalışmalar yapılırken bazı önemli hadiseler baz alınmakta. 1927 yılından itibaren sırasıyla; “sessiz kuşak- patlama kuşağı- X kuşağı- Y kuşağı” gibi nesiller şekil vermiş dünyaya. Her birinin temel özelliklerinde farklılıklar mevcut. 1995-2012 tarihleri civarı doğanlar ise “Z” kuşağı diye bambaşka bir nesille tanıştırmış bizleri.

 

     “Z” kuşağı, yapılan bir araştırmada; “kariyer gelişimi, eğitim, mobil aktiviteleri ve akıl sağlığı” gibi konulara önceki nesillerden daha fazla önem vermekte. Başka bir araştırmada ise annelerinden çok babalarına yöneldikleri gözlenmiş. Buna sebep, belki de babanın maddi gücünün fazla olması. Ataları ile kıyaslandıklarında, inançları konusundaki tutuculukları kısmen devam etmekte. Ama ibadetleri gerçekleştirme oranlarında ciddi bir düşüş söz konusu.

 

     “Z” kuşağının girişimci ve zeki bir yapısı olduğu da söylenmekte. Oysa EQ (duygusal zekâ) olarak düzeyleri merak konusu. Unutulmamalı ki duygusal zekâ olmadan IQ (Zekâ seviyesi) çok şey ifade etmiyor. Çünkü günümüzde karmaşık bir sosyal hayat mevcut. Sosyal açıdan duygusal zekâ yüksekliği, IQ fazlalığından çok daha etkili. “Z” kuşağının en iyi yönlerinden birisi, değişimi benimsemesi hatta değişim odaklı olması. Ebeveynleri de değişime onlarla sürüklenmekte tabi. Kuşağın duygusal zekâ bileşenlerindeki en olumlu tarafları, ‘değişime uyum sağlama yetenekleri’ olarak görünmekte. Diğer bileşenlerde ne kadar iyiler, tartışılır.             

 

     “Aynı anda çok şeyle uğraşabilme yetenekleri” de kuşağın dikkat çeken niteliklerinden. Bu konu, pozitif bir özellik gibi gösteriliyor. Oysa dikkat dağınıklığına delil sayılabilecek, olumluluğu tartışılabilir bir nitelik bu. Kanımca, “Z” nesli bilgi açısından çok iyi; ancak yaşamlarında (tecrübe-bilgi) kavramları açısından bir dengesizlik söz konusu. Aslında bu olumsuzluk da onların çok önemli bir zaafını meydana getirmekte.

 

     “Z” kuşağı bilgiye erişim konusunda çok şanslı. Peki zararlı bilgileri eleme sürecinde ne kadar seçici ve akılcılar? Sanal dünyadaki olumlu bilgi dağarcığına kolay ulaşabiliyorlar mı? Gereksiz ve zararlı bilgi çöplüğünden uzaklaşıyorlar mı? Bilgi konusunda, çölün ortasındaki vahaları keşfedebiliyorlar mı? Bu önemli ayrıntılar, o nesil adına bizleri düşündürmekte.

 

     Bilgisayar dâhilerinin sağlıksız ve asosyal yönleri, çeşitli filmlerle birçok kez irdelendi. Günümüzde bilişim ustalığı, sosyal medyayla beraber bir yaşam biçimi olmuş elbette. “Z” kuşağı ise sosyalliği, sanal ortamda yaşayarak benimsemiş bir nesil aslında. Bu yüzden de gerçek anlamda yalnızlaştıkları söylenebilir. Onların çağında psikolojik rahatsızlıklar ve zihinsel engelli olma halleri de artmış durumda ne yazık ki.

 

      Bu yeni nesil, merak ve endişeyle mercek altına yatırılmış vaziyette. Onların “zevk düşkünlükleri ve üretimden çok tüketim yanlısı olmaları” çoğumuzun dikkatini çekmekte. Önceki nesiller düşünüldüğünde, disiplinli davranışların günden güne azalması söz konusu idi. Galiba “Z” kuşağı ile de bu seviye minimuma çok yaklaştı. Bu nesle karşı gösterilen hoşgörünün maksimuma ulaşması da dikkat çekici bir ayrıntı.

 

     “Z” kuşağı diğer kuşaklara göre çok daha fazla önemseniyor. Çünkü dünya, büyük dijital değişimlerin etkisiyle keskin bir virajın içinde. Bu kuşak, dijital hayatın tam merkezinde yer almakta; aynı zamanda bu alanda ‘önemli ve etkinler’. Nesil, kimilerine göre, geleceğin “umut kaynağı” belki de “kurtarıcısı” diye algılanılmakta. Bazıları için ise onlar, kişisel gelişimlerindeki yetersizlikler sebebiyle, dünya geleceğinin “etkisiz elemanları” konumundalar. Tüm bunlara karşın, “Z” kuşağının dünyaya tesiri artmaya başladı bile. Ancak dünya düzeni üzerindeki net etkileri, yakın bir zaman diliminde hissedilecek.

 

     “Z” neslinin oy potansiyeli tüm dünya siyasilerini cezbetmekte. Oysa tam anlamıyla kendini bulamamış gençlerin, siyasete daha az bulaştırılması gerek. Çalkantılı bir devirden geçilirken, buna özellikle dikkat edilmeli. Aslında ülkelerin gelecekleri düşünüldüğünde “Z” kuşağı, oy potansiyeli olmanın çok daha ötesini ifade ediyor. Sıradaki nesle de alfa kuşağı (“Y” kuşağı çocukları) adı verilmiş. Onu da 2012’den sonra doğanlar oluşturuyor. Onların çok uç bir kuşak olacağı daha şimdiden hesaplar dahilinde.

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener