Reklamı Geç
Mevlüt Yanmaz Bungalov
Güneş Güzellik
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

İMAN”   YAŞANIRSA   GÜZEL VE  FEYİZLİ OLUR 

İMAN”   YAŞANIRSA   GÜZEL VE  FEYİZLİ OLUR 

      “İman” Yüce Allah’ın isteyen her kuluna nasibettiği  ilahi bir nimettir.. Ve “La ilahe illallah Muhammedün Rasülullah”(Allahtan başka ilah yoktur, Hz.Muhammed O’nun Rasûlüdür) diyen herkes bu nimete sahip olur  ve “Mü’min” sıfatını alır ve imanın hidayet kapısından girerek, saadet  ve  kurtuluş yolunda  ilk adımını atmış olur.  Ve Rabbimiz Allah Kur’anda: “İman edip salih amel işleyenler   Cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara-82)  müjdelediği gibi  iman eden kimse; hidayetin, huzurun, sevginin, adaletin, barışın, güvenin ve saadetin  anahtarına  sahip olmuş olur, Cennete giriş anahtarına da sahip olur. Ancak imanın  güzel ve feyizli olabilmesi ve Cennet kapısını  açabilmesi için; onun gereği gibi yaşanması gerekir. Allah’a iman edip “mü’minim” demek  ilahi  bir lütuf ve eşsiz bir güzelliktir. Ama, o imanı yaşayarak ve yaşatarak güzelleştirip, güçlendirip, sağlam ve feyizli  kılmak en güzelidir. Bu da ancak; imanı gereği gibi yaşamakla mümkün olur.  Ama ne yazık ki günümüz  müslümanları imanı gereği gibi yaşamıyorlar. Dünyevi ve Nefsani istek ve arzuları buna engel oluyor!  Böyle olunca da bu dünyada gerçek huzuru, gerçek barışı ve gerçek saadeti bulamadıkları gibi  âhiret için de  feyizli bir imana sahip olamıyorlar. Bu nedenle,  imanı gereği gibi yaşamak ve imanı her türlü şeytani ve nefsani tuzaklara karşı korumak gerekir. 

       Bu bağlamda Allaha inanan  bir müslümanın  yalnızca “inandım” demesi yetmez. Allaha inanan her müslüman imanını  temiz ve sağlam tutması ve imanın ilkelerini ihlasla yaşaması   gerekir. Yani imanın içeriği olan Allah’ın emir ve yasaklarına, öğütlerine uyması  gerekir, Kur’an ahlakı ile Kur’an edebi ile edeplenmesi gerekir. Eğer böyle  olursa iman; dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve âzâlarla yaşanan  ve  hayat bulan rahmanî bir zenginlik olur.  Aksi halde iman, her an tehlikede demektir!. Eğer insan; “Allaha inandım” deyip de hiçbir şey yapmazsa, “Benim tarlam var.”  deyip de tarlayı imar etmeden, tarlaya  tohum atmadan veya bahçesi olup da ağaçları sulamadan gübrelemeden ve haşerelerden korumadan iyi bir  ürün bekleyen çiftçiye benzer ki, bu;aldanmaktan başka bir şey değildir. Kuru bir iman da böyledir. Veya ben mü’minim deyip de ona buna haksızlıklar  ederek zulmederek yaşarsa böyle bir iman da kirli bir iman olur ki, bu da nuru sönmüş iman demektir.   Mü’min eğer imanını feyizli ve bereketli kılmak istiyorsa imanın semeresini  rahmet ve mükafaat olarak  görmek istiyorsa; yukarda da ifade ettiğimiz gibi onu gereği gibi yaşaması, güzelleştirmesi ve feyizlendirmesi gerekir. Şunu iyi bilmeliyiz ki, gereği gibi yaşanmayan  iman; küfürle,  haramla, günahlarla,  kötü ve çirkin amellerle, kötü söz ve davranışlarla  kirlenir.   Her kötülük,  her haddi aşmalar, her azgınlık; insanın imanını zayıflatır. Ve hatta Allah korusun kişiyi imansız hale getirebilir. Meselâ; kötü, çirkin ve haram sözler,  rüşvet, haksızlık, hırsızlık, israf, gıybet, dedikodu, iftira, kibir, gurur,  haset, kin, intikam, zulüm.. gibi Allahın haram kıldığı  kötü huy ve davranışlar, imanı kirleten,  nûrunu söndüren  ve  imanı karartan kötü huylar ve amellerdir. Kirlenen iman ise ancak, samimi bir tevbe ile temizlenir, sâlih amellerle ve güzel ahlak ile nurlanır, güzelleşir ve feyizlenir. İmanı ençok feyizlendiren ise sâlih amellerdir. Bu bağlamda Allahın emrettiği ve öğütlediği her güzel söz ve davranış, her güzel ibadet, her güzel amel, yani sâlih amel; iyilik, yardım, adalet, doğruluk, dürüstlük, sevgi, tevâzu, cömertlik, merhamet ve  hoşgörü  gibi  güzel düşünce ve  davranışlar imanın nûrunu artırır, güzelleştirir, mükemmelştirir ve imanı bereketlendirir.  İbadetler,  tesbihatlar ve duâlar ise imanı güçlendiren  ve feyizlendiren manevi gıdalardır.  

      İman; kötü ve çirkin amellerle, haram ve günahlarla  kirlenir, paslanır, kararır kaybolur,  yerini küfür veya şirk alır. Yukarda da ifade ettiğimiz gibi  kirlenen  bir  iman; samimi  bir tevbe ile temizlenir, sâlih amellerle, ibadetlerle, tesbihat ve duâlarla nûrlanır, güzelleşir ve feyizlenir. Böyle bir  iman her zaman güzel ve feyizli olur.  Yaşanmayan bir  iman ise; en ufak bir rüzgarda sönen cam fânusu olmayan fenerin ışığı  gibidir. Nasıl ki; cam fanus lambanın ışığını rüzgardan ve yağmurdan koruyorsa, İbadetler ve sâlih ameller; insanın imanını küfürden ve günahlardan korur!. Böyle bir imana  şeytan ve nefis asla zarar veremez!.. İbadetlerle ve sâlih amellerle korunan, nurlanan ve feyizlenen iman; cümle âlemi aydınlatan Güneş gibi nûrlu olur. Çağlayan sular gibi coşkulu ve şifalı olur. Verimli topraklar gibi bereketli olur. Ve Rabbimiz Allah Kur’anda: “İman edip sâlih amel işleyen, Namazı gereği gibi kılıp zekâtı verenler yok mu, işte onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.” (Bakara-277) müjdelediği gibi  güzel ve feyizli bir imanın Allah katındaki mükafatı da daima feyizli olur. Ve Rabbimiz yukardaki ayette (Bakara-82) buyurduğu gibi  böyle kimselerin âhirette varacakları yer de ebedi kalacakları Cennet olur. İmanınız kavi ve halis-temiz, ibadetleriniz makbul, ameliniz sâlih,söz ve davranışlarınız güzel, ömrünüz sağlıklı, huzurlu ve feyizli olsun! Cumanız mübarek olsun! (muallimosman)

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Güneyler