İNSAN NE İLE YAŞAR?
İnsan bu,
Hayat toz pembe değildir.
Yaşarken zorlu bir engelle karşılaşır oturur düşünmeye başlar.
Düşündükçe zihnin duvarları genişler kalbin perdeleri açılır bu sayede hayatı ve kendini tanımayı öğrenir.
Kendini tanıdıkça cehaletinin ve acziyetinin farkına varır.
Cehaletinin farkına vardıkça ilme, kitaplara ve okumaya olan merakı ve iştiyakı artar.
Okudukça susuzluğu gitmek şöyle dursun daha büyük bir susuzluğa düşer...Deniz suyu içmiş bir insan gibi olur içtikçe yanar yandıkça içer.
Anlar ki bir insan ömrü tüm bilgileri tadacak kadar uzun değil, sonra çaresizce iç dünyasına döner ve ırmaktan ne kadar kütük kaparsam bu kârımadır der .
Dünyayı ne kadar anlayabilirsen bu kârımadır der, sevgiye ne kadar dokunabilirsem kârımadır...
Bu dünyada bir eser bırakabilirsen en bahtiyar insan ben olurum der ve köşesine çekilir..
İnsan doğar ölmek için.
Ne giden geri gelir ne gitmemeye çare vardır.
Herkesin gittiği mutlak olduğu halde insan ne yazık ki hiç gitmeyecekmiş gibi yaşar...
Oysa ki sonunda ölüm varsa insan ölmüş gibi yaşamalı...
Necati Daştan
Hukukçu Yazar
Yorum Yazın