KUR’ANDA PEYGAMBER KISSALARI -Hz.Muhammed
Namaza Dâvetin Ezanla Yapılması
Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselamın Medine’de yaşadığı önemli hadiselerden biri de Ezanın ortaya çıkışı hadisesidir. Beş vakit Namaz Mekke’de peygamberimizin Miracında farz kılınmıştı. O zamanlar Namaz vakti geldiğinde müminler birbirlerine Namaz vaktinin geldiğini “Salât!.. Salât!. diye nida ederek bildirirlerdi. veya ‘Haydin Namaza’ anlamını ifade eden “Hayye ales Salah” sözüyle bildirirlerdi.
Bu uygulama Peygamberimizin Medine’ye hicretine kadar devam etti. Ancak Medine daha büyüktü ve müslümanların sayısı gittikçe artıyordu. Namaz vaktinin insanlara daha kalıcı bir şekilde bildirilmesi konusu hem peygamberimizin hem de ashabının zihnini meşgul ediyordu. Sahabeden bazıları zaman zaman peygamberimize gelerek çeşitli tekliflerde bulunuyorlardı. Mesela bazıları: “Namaz vakti geldiği zaman yüksek bir yere bayrak dikelim” dedi. Bazıları “Biz de Yahudiler gibi Namaz vaktini boru üfleyerek bildirelim.” dedi. Bazısı; “Hrıstiyanlar gibi çan çalalım” dedi. Peygamberimiz ise bunların hiç birini uygun görmüyordu. Davet şeklinin Namaza uygun bir şey olmasını istiyordu. Derken, Sahabeden Abdullah b. Zeyd bir gece bir rüya gördü ve rüyasında kendisine Namaza davet için şu sözler öğretildi. “Allâhu Ekber Allâhu Ekber. Eşhedü en lâ ilâhe illâllah. Eşhedü en lâ ilâhe illâllah.. Eşhedü enne Muhammeden-Rasûlüllah. Eşhedü enne Muhammeden-Rasûlüllah.. Hayye ale’s-Salâh. Hayye ale’s-Salâh.. Hayye ale’l-Felâh. Hayye ale’l-Felah.. Allâhu Ekber Allâhu Ekber.. Lâ ilâhe illâllah.” Abdullah b. Zeyd o gecenin sabahında erkenden Mescide gelerek peygamberimize gördüğü rüyyayı anlattı ve kendisine öğretilen Ezanın sözlerini aktardı. Bu sözler peygamberimizin çok hoşuna gitti ve şöyle dedi. “Bu sözler çok güzel sözler, inşaallah bu Hak bir rüyadır. Hemen git Bilali bul ve bu sözleri Ona da öğret bunu hemen okusun.” Peygamberimizin bu isteği üzerine Abdullah bin Zeyd hemen Bilâl’i buldu ve Ona rüyasında kendisine okunan Ezanın sözlerini öğretti.
Bilal o gün Sabah Namazı vaktinde yüksekçe bir yere çıkarak kendisine öğretilen Ezanı okudu. Bilâlin sesi çok güzel ve latifti. Ezanı duyanlar bu sözlerden oldukça etkilenmişlerdi.. Ezanı duyan Hz.Ömer, hemen evinden çıkarak aceleyle peygamberimize geldi ve aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü söyledi. Bazı sahabenin de aynı rüyayı gördükleri rivayet edilir. Peygamberimiz bu sözlerin bundan böyle her Namaz vaktinde insanları Namaza davet için “Ezan” olarak okunmasını buyurdu. Ve o günden itibaren islam aleminde Namaza davet bu Ezanla ve o sözlerle yapılmaya başlandı. İslam Tarihi kaynaklarında bu olayın 15 Haziran 623 tarihinde yaşandığı kaydedilir. O gün Ezanı duyan mü’minlerin çoğu sevinçlerinden ağlamışlardı. Daha sonra peygamberimizin isteğiyle Sabah Ezanlarına (Namaz uykudan hayırlıdır) anlamını ifade eden “Esselâtü Hayrun- min’en Nevm” sözü ilave edildi. Bunun hikayesi de şöyle; Bilâli Habeşî Medinede Sabah Ezanını okuduğu bir günde Peygamberimizin Mescide gelmemiş olduğunu gördü ve peygamberimizin uyuya kaldığını düşünerek Onu uyandırmak için onun hanelerinin/odasının kapısına gelerek: “Namaz uykudan hayırlıdır” sözünü üç kere tekrarladı, o gün uyuya kalan peygamberimiz bu sözü işitince hemen uyandı ve abdestini alarak odasından çıktı ve Mescide gitti. Sabah Namazdan sonra Bilâl’e dönerek: “Yâ Bilâl, bu söz çok güzel bir söz, bundan sonra sadece Sabah Namazı vaktindeki Ezanda okunmak üzere bunu Ezana ilave et” dedi. İşte o günden itibaren Sabah Ezanlarında “Namaz uykudan hayırlıdır” anlamını ifade eden “Esselâtü Hayrun- min’en Nevm” sözü de okunmaktadır.
Ezan, bazılarının sandığı gibi sadece Namaza bir dâvet şekli değildir. O, aynı zamanda bir tesbihattır. O aynı zamanda Allah’ın ismini yücelten, peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselamın Allah’ın Rasûlü olduğuna şahadet eden ve İslamın varlığını tüm âleme ilan eden feyizli bir mesajdır. Ezan, okunduğu yerin bir İslam yurdu olduğunun şahitliğini de yapmaktadır. Mescidi/Camisi bulunan beldelerde Namaz vakitlerinde Ezan okunması bazı mezheplere göre Farz-ı kifayedir. Hanefi mezhebine göre ise vaciptir. Bazı mezheplere göre ise terkedilmemesi gereken sünnettir. İmanınız kavi, ibadetleriniz makbul, ameleniz salih,ömrünüz sağlıklı,huzurlu ve feyizli olsun! Cumanız hayırlı ve feyizli olsun! (muallimosman) –devamı edecek
NOT: ( bu yazı KUR’ANDA PEYGAMBER KISSALARI -Hz.Muhammed –Cild 4 - Osman Onbaşıgil- adlı eserden alıntıdır.
























































Yorum Yazın