Yazmıyorum?
Az kağıt almışım yanıma sevdiceğim.
Bakma, kusuruma. Anlatamayacağım seni
Bugün, aşklaşarak.
Ancak! Sana benzemeye çalışan
Geceleri, anlatırım. Belki.
Işıkların sonsuza uzandığı/
Yahya Kemal şiirlerinin eşlik ettiği/
Kendini ruh tüketimine vuran bir şaire,
Mezar olan; geceleri anlatırım sana.
O geceler.
"Karanlık, uykusuz, yalnız" geceler.
Soğuktan donan şehrin ortasında
Alev-alev yanan biri görünür.
Arka cebinden, rengi sarıya çalan,
Yağmurdan hafif ıslanmış
Sayfalar çıkarır.
Gece/geceliğini kaybeder.
Saçlarının rengine özenen gökyüzü:
Kızıllaşır, ağlar, yok olur...
Sonra eline bir kalem alır "sarı sayfaların sahibi".
Aşıktır. Her halinden;
Gözlerinin hafif dolmasından, uzun-uzun yazmasından
Kalbinin sızısının, yüzüne vuruşundan. Belli.
Sanki, sanki...
O da mı? Seni seviyor yoksa!
Geceyi anlatıyor! Baksana.
Seni izlemiş gibi.
Hem bu dünyada senden başka neye aşık olunur ki?
Gecenin karanlığı kadar güzel, sevgilim!
Her şair mi? Sana aşık.
Asaf, seni mi bekledi?
Attila, sayfalarca senden mi bahsetti?
Nazım-ı hariç tutuyorum bunlardan.
-ki gariptir, o insanlardan daha çok sevecek bir şey buldu-
Yazmıyorum güzelim, yazmıyorum.
Sana kızdım.
O nasıl kalptir ki?
Her şaire şiir oluyor.
Benim ne haddime. Sana, sana benzemeye çalışan
Geceleri anlatmak!
Yazmıyorum.
Hüseyin Mert Turan
09/01/2024
























































Yorum Yazın