KUR’AN OKUMANIN FAZİLETİ
İnsanlar için bir hidayet ve öğüt kitabı olan mukaddes kitabımız Kur’an; aynı zamanda bir ibadet ve duâ kitabıdır. Kur’anın Türkçe anlamını okuyarak, tefekkür ederek Onun ilkeleriyle, Onun nûruyla yolumuzu aydınlatıp doğru yolu bulduğumuz ve hayatımızı güzelleştirdiğimiz gibi Onun âyetlerini Arapça lafzıyla okuyarak ibadet ve duâ ederiz ve Rabbimizin sevabını, ecir ve mükafatını kazanırız.. İlahi semadan yeryüzü âlemine inen Kur’an, Gökten yeryüzüne inen yağmur gibi bereket ve şifa verir. Rahmani semadan inen yağmurun yer yüzünün kirini, pasını yıkayıp temizlediği gibi Tilavet edilen Kur’an ayetleri de gönüllerdeki kirleri ve pasları temizler, kalbleri ve gönülleri nurlandırır, feyizlendirir, insana huzur ve şifa verir. Zira Rabbimiz Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Biz bu Kur’anı mü’minlere şifa ve rahmet olarak indirdik.” (İsra-82)
Gece ve gündüz evlerde, camilerde, arz ve semada müslümanlarca büyük bir tâzimle okunan Kur’an, gönüller için bir hidayet nûru, hastalar için bir şifa, sıkıntısı ve derdi olanlara bir deva ve rahmettir. İnsanlar için bir arkadaş, bir yoldaş ve bir dosttur. Doğru istikameti ve doğru yolu gösteren bir rehberdir.Yüce Allah Kur’anda peygamberimize şöyle buyurmuştur: ”(Yâ Muhammed!) gecenin bir bölümünde kalk ve Kur’anı tertil üzere oku!” (Müzemmil-1,2,3,4) Ve Rabbimizin bu öğüdü gereği Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam geceleri kalkar Kur’an okurdu. Peygamberimiz Kur’an okumayı severdi ve çokça da geceleri okurdu. Kendisi Kur’an okuduğu gibi başkasının okuduğu Kur’anı dinlemeyi de severdi. Bir gün Abdullah b.Mes’udu yanına çağırdı ve Ona: “Haydi bana Kur’an oku!” dedi. Abdullah b.Mes’ud: “Ey Allah’ın Rasûlü!. Kur’an size indirilmişken onu size ben mi okuyacağım?” dedi. Peygamberimiz ona şöyle buyurdu: “Ben Kur’anı başkasından dinlemeyi de severim. Haydi ondan oku!” dedi. Bugün dahi gerek evlerimizde ve gerekse camilerimizde okunan Kur’an tilavetleriyle hem Allah’ın emri, hem de peygamberimizin sünneti devam ettirilir. Diller onunla tatlanır. Gönüller onunla temizlenir, nurlanır ve feyizlenir. Davranışlar onunla güzelleşir. Kalbler onunla sakinleşir ve huzur bulur. Ancak burada şunu bir kez daha ifade edelim ki, Kur’an; sâde bir üslupla, teğanni yapmadan, sesi yükseltmeden, tane tane ve hafif ses tonuyla ve tevâzuyla okunmalı ki, feyzi, şifası ve sevabı güzel olsun!..
Peygamberimiz bir hadisinde: “Kim Kur’ândan bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben: Elif, Lâm, Mîm, bir harftir demiyorum; Elif bir harftir.. Lâm bir harftir.. Mîm de bir harftir.” buyurduğu gibi İbadet, tesbihat ve duâ niyetiyle okunan Kur’an ayetlerinin her bir harfi için okuyana bolca sevap ve mükafat verileceğini bilelim ve bizler de mutlaka mukaddes kitabımız Kur’anı lafzıyla okumayı öğrenelim ve zaman buldukça ve özellikle uzun kış gecelerinde Ondan okuyarak Rabbimizin lütfundan hissedar olmaya çalışalım. Burada şunu da hatırlatalım, Kur’anı sadece lafız olarak değil, mânâ olarak da okuyalım ve Rabbimizin öğütlerinden dersler alalım. Kur’anın manasını okumak ve tefekkür etmek de çok büyük sevaptır. Bir evde Kur’an bulunuyor da o evde Kur’an okunmuyorsa veyl olsun o ev halkına!. Çünkü Kur’an okumak Allah ile dostluk kurmaktır, O’nunla sohbettir!. Bunu bilen müslüman halkımız bu konuda çok hassastır. Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi misafir olduğu Şeyh Edebâli’nin evinde gece yatacağı odanın duvarında asılı olan Kur’anı görünce, Allah’a ve Kur’ana olan sevgisinden ve edebinden dolayı o gece yatağında yatmayarak sabaha kadar Kur’an okuması bunun en güzel yaşanan bir örneğidir. Kur’an okumak insanı Allah’a yaklaştırır. O’nun sevgisini, rahmetini, mağfiretini ve ihsanını elde etmemize vesile olur. En güzel duâlar Kur’anda yer alan duâlardır. Sıkıntılarımızı, istek ve arzularımızı Yüce Allaha arzederken o duâlardan okuyalım!.. Kur’anın indirildiği Ay olan mübarek Ramazan ayında ve Cuma gecelerinde Kur’an okumayı âdet edinelim. Çünkü Ramazan ayı ve Cuma geceleri feyizli anlardır. Kur’an okurken abdestli olmak, mümkünse kıbleye doğru dönmek, edep ve hayâ içinde bulunmak, Kur’anı teganni yapmadan ve başkalarını rahatsız etmeden, hafif sesle okumak fazilettir. Ayrıca, eğer Kur’an okunan bir cemaatte bulunuyorsak, susup onu dinlemeliyiz, Çünkü,Yüce Allah Kur’anda: ”Kuran okunduğu zaman susup onu dinleyin ki, size merhamet edilsin.” (Âraf-204) buyrduğu gibi bu, Allahın bir emridir. Kur’an okunurken sohbet etmek, konuşmak Allaha ve Kur’ana saygısızlıktır!.. Buna meydan vermemek için bir cemaatte tesbihat ve duâ niyetiyle okunan Kur’an kısa olmalıdır. Dini geleneğimizde buna “Aşır” denir ki, bu; on ayetlik kısa bir bölüm demektir. Takvâ ehlinin uygulaması ve tavsiyesi böyledir. İmanınız kavi, Kur’an rehberiniz, duânız, hayat reçeteniz ve şifanız olsun! Cumanız mübarek olsun! (muallimosman)
Yorum Yazın