ANNE HAKKI
muallimosman - Her insanın mutlaka bir annesi vardır. Ve her insan doğumdan itibaren, hatta doğum öncesi geçen dokuz aylık anne hamileliğiyle birlikte annesinin himayesi ve yardımıyla büyür, gelişir ve yetişir!.. Çocukların büyümesinde ve yetişmesinde annenin çocuklarına karşı besledikleri sevgi, şefkat ve merhametin derecesini ve miktarını tayin etmek imkansızdır. Çocukların büyümesinde ve yetişmesinde en çok zahmeti ve sıkıntıyı çeken; Anne'dir. Yüce Allah Kur’anda: "Biz insana anne ve babasına karşı iyi davranmasını vasiyet ettik. Zira annesi onu karnında zorluklara uğrayarak taşımış ve onu güçlükle doğurmuştur." (Ahkaf-15) buyurduğu gibi Anne; hamile kaldığı andan itibaren evladı sebebiyle meşakkat çekmeye başlar. Doğum hadisesinde de dayanılmaz ızdıraplara, sancılara ve sıkıntılara maruz kalır!.. Doğum esnasında evladı için hayatını kaybeden pek çok anne vardır!.. Çocukları ve eşi için aile içinde en çok zahmet ve sıkıntı çeken Annedir. Bu nedenle ailede çocuklar ve diğer bireyler üzerinde annenin emeği ve hakkı daha fazladır!.. Bu itibarla ailede ilgiye, iyiliğe, yardıma, hürmete, sevgiye ve saygıya en ziyade layık olan da Annelerimizdir!... Bir gün sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed'e (a.s) bir adam geldi ve "Ey Allah'ın Resulü! İyiliğe ve yardıma en çok layık olan kimdir?” diye sordu. Peygamberimiz de; "Annendir." diye cevap verdi. Adam tekrar sordu "Sonra kim?" Peygamberimiz yine "Annendir." dedi. Adam tekrar sordu "Sonra kim?" Peygamberimiz yine "Annendir." dedi. Adam tekrar sordu "Sonra kim?" Peygamberimiz bu defa "Babandır." diye cevap verdi.. Peygamberimizin bu hadisinden de anlaşılıyor ki; Tüm âlem-i beşer içerisinde iyiliğe, yardıma ve hürmete ilkönce ve en ziyade layık olanlar Annelerimizdir. Zira onların hakkını ödemek kolay değildir!..
Şu kainatta Arz ile Sema arasında Allah'ın yarattığı ne kadar güzel şey varsa, Annenin sevgisi, şefkati ve merhameti onların hepsinin üstündedir!... Onun duâsı Allah katında en ziyade kabul olandır!. Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed'in (a.s) "Cennet Anaların ayakları altındadır." buyurduğu gibi cennete giden yollar onların gönlünü kazanmaktan geçmektedir!.. Onun sevgisini ve duâsını kazanmaktan geçmektedir!.. Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s) bir gün ashabıyla otururken üç defa şöyle dedi: "Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün!" Orada bulunanlardan biri: "Kimin burnu sürtülsün Ey Allahın Rasûlü?" dedi. Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Yanında anne-babasından biri veya ikisi ihtiyarladığı halde, onların gönlünü kazanarak Cennet'i hak edemeyenin burnu sürtülsün!."
Anne, ailenin merkezidir. Herkes onun etrafında pervane olur. Her ayrılışın sonunda dönüş yine onadır. Çünkü o ana merkezdir!.. O, evin ana direğidir! O, evin kutup yıldızdır! O, karanlıkların aydınlık güneşidir. O, çocuklarını tüm tehlikelere karşı koruyan bir Sera’dır! O, evin bereket ve huzur hazinesidir!..Onların simaları ay gibi güzel ve nurludur, bakışları ceylan gibi çekici ve büyüleyicidir, duyguları melekler kadar ulvi ve kutsaldır, niyetleri yağmur kadar temiz ve bereketlidir, sözleri bal gibi tatlı ve doyurucudur!..Kim bilir kaçımız çocukluğunda, onların şefkatli kollarına kendimizi atmışızdır. Gecelerin korkulu karanlığında onların aydınlıkve müşfik kanatlarına sığınmışızdır! Kaç geceler ve gündüzler onların ninnileriyle ve ağıtlarıyla uyumuşuzdur!... Kim bilir, kaç defa onlardan ayrı kalmışızdır da burukluklar ve hüzünler yaşamışızdır. Çok defa "Ana gibi yâr vatan gibi diyar olmaz" diyerek onların sevgisini, sıcaklığını ve şefkatini özlemişizdir!...Yuvasında, analarının müşfik kanatları altında sıcaklığı, huzuru ve güveni bulan kuş yavruları gibi analarımızın müşfik kanatları altında bizler de yuvalarımızda sıcaklığı, huzuru ve mutluluğu bulmuşuzdur!..
Anneler, sıkıntılı günlerinde dahi hep çocuklarını düşünen, onlara asla gönül koymayan, küsmeyen ve kendileri için hiçbir gelecek beklentisi düşünmeyen ve sadece çocuklarının mutluluğunu ve geleceğini düşünen bir vefa ve gönül âbidesidirler!... Hz.Âişe bir gün yanında iki çocuğu olan bir kadını görünce onlara yemeleri için üç tane hurma verdi. Kadın bu üç hurmadan ikisini çocuklarına birercik verdi ve diğer hurmayı da kendisi yemek üzere tam ağzına götürmüştü ki, çocuklar onu da istediler. Kadın aç olduğu halde o hurmayı yemeyerek ikiye böldü ve yarımşar olarak çocuklarına verdi. Hz.Âişe, gördüğü bu manzarayı peygamberimize anlatınca peygamberimiz şöyle buyurdu:“Yâ Âişe! Sen biliyormusun ki, Allah, o hurma sebebiyle o kadına cenneti vâcip kıldı.” İşte, kalbinde Allah sevgisi bulunan bütün anneler böyledir. Onlar, bütün bunlara karşılık çocuklarından sadece temiz bir sevgi, güler bir yüz, tatlı bir söz, güzel bir davranış ve hayırlı bir duâdan başka bir şey arzu etmezler.. Yüce Allah Kur’anda: “Rabbiniz yalnız kendisine ibadet etmenizi ve Anne ve babanıza iyilik etmenizi emreder. Eğer o ikisinden biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa onlara karşı ‘Öf’ bile deme! Onları azarlama!. Onlara daima güzel söz söyle. Onlara acı ve himayen altına al.ve şöyle de: ‘Ey Allah’ım, Onlar bana küçükken merhamet ettikleri gibi sen de onlara merhamet et.” (İsrâ-23,24) buyurduğu gibi Allah’a imanı olan her mü’min, gücü nisbetinde Anne ve babasına hayır duâda bulunmalı, onların maddî ve manevi ihtiyaçlarını gidermeli, güler yüz ve sevgiyle gönülleri hoş edilmelidir.!.. Ama, yılda bir gün değil!.. Her gün!. Yüreğinizde Allah ve Anne sevgisi hiç eksik olmasın!..
