AŞIRILIĞIMIZ ve LÜKSÜMÜZ BİRER FELAKETİDİR
Muallimosman- Su, hava ve Çevre kirliliği nedeniyle gelecekte insanların daha büyüğünü yaşayacağı susuzluk, kuraklık, kıtlık, hava kirliği ve tedavisi mümkün olmayan hastalıkların, felaketlerin ve sıkıntıların pek çoğunu bizler bugün yaşamaktayız. Öyle değil mi?.. İşte, bu felaketlerin daha büyüğünü insanlar gelecekte daha çok yaşayacaklar. Daha çok sıkıntı ve ızdırap çekecekler. Yukardaki tehlikelerin farkına varan birçok ülke; suyu, havayı ve çevreyi kirleten birçok aşırılıkları ve ölçüsüzlükleri artık terk etmeye başlamışlar ve gerekli tedbirleri almaya başlamışlardır. Bununla ilgili pek çok yasa çıkarmaktadırlar. Biz de artık kendimizden ve çevremizden ders alarak kendimizin ve gelecek neslimizin yukardaki felaketlere mâruz kalmaması için sosyal hayatımızı kirleten birçok aşırılıklarımızı ve lüksümüzü terk etmeliyiz!..
Biz, aşırılığa yönelmezsek, ölçüyü ve sınırı aşmazsak, yani; ölçülü olursak ve ölçülü yaşarsak, yani dünyanın ve insanın yaratılış fıtratını-yapısını bozmazsak biliniz ki; çevre, hava, tabiat, su ve su kaynakları kirlenmeyecek, kurumayacak ve tükenmeyecektir. Kullandığımız her şey temiz ve sağlıklı olacaktır!..
İlk olarak hem sağlığımızı hem de çevreyi olumsuz etkileyen lüks yapılaşmalardan acilen vazgeçmeliyiz. Çok katlı, çok odalı, çok gösterişli, pahalı malzemeli binalar yerine maliyeti ucuz, az katlı, sade ve sağlıklı konutlar inşa etmeliyiz. Bir de konutları ve sanayi tesislerini verimli arazilere değil, kıraç arazilere ve dağ eteklerine yapmalıyız ki tarım arazilerimiz heba olmasın!. . Biliniz ki, ölçüsüzlüğü, haddi aşmayı, İsrafı ve aşırılığı Rabbimiz hoş görmemiş ve bunlardan kaçınmamızı öğütlemiştir.
Eksoz dumanıyla etrafa zehir ve kirli hava saçan; “Aşırı motosiklet ve hususi otomobil kullanma alışkanlığını” da terk etmeliyiz. Her yere hususi otomobille gitme bencilliği, motosiklet ve özel araba yarışı eğlenceleri de artık terk edilmelidir. Medenî dünya ülkelerinde olduğu gibi toplu taşıma araçları kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bir arkadaşım anlatmıştı; Hollanda da bir müddet görev yapmış. Diyordu ki; “Orada her ailede yaşına göre herkesin bir bisikleti var. Ayrıca aile için bir motosiklet, bir de otomobil var. Çiftlik sahibi ise ayrıca bir de küçük kamyoneti var. Eğer o o aileden biri sadece kendisi gidecekse ve gideceği yer de yakın ise oraya bisikletiyle gider. Eğer gideceği yer uzaksa motosikletiyle gider veya iki kişi gideceklerse yine motosikletle giderler. Ailecek bir yere gideceklerse ve oraya giden toplu taşıma aracı yoksa o zaman da oraya otomobiliyle giderler. O ülkenin Devlet başkanın ölçüsü de bu. İşte size müşahhas bir ölçülü araç kullanma örneği!.. Ya bizde durum ne? Her evde en az bir veya iki hususi otomobil!.. Her yere özel araçla gidiliyor. Bir kişi de olsa daha fazla da olsa, yakın da olsa uzak da olsa, fark etmiyor!.. Bol konvoylu düğünler, bol konvoylu eğlenceler ve kutlamalar.. v.s Daha önce de ifade etmiştim; eğer insanlarımız utanmasa tuvalete bile özel arabalarıyla gidecekler.. Öyle değil mi?.. Bir de benim hâlâ anlayamadığım; ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğu halde ve demiryolu yapımı bakımından arazi şartları çok uygun olduğu halde insan ve yük taşımacılığının büyük çoğunluğunun hâlâ karayolu üzerinden yapılması!.. Çok, çok geç kalınmış olsa da insan ve yük taşımacılığında artık bizim ülkemizde de Deniz ve Demiryolunun daha çok kullanılması gerekir. Bu projeyi uygulamada bizim ülkemiz dünya ülkeleri arasında çok şanslı bir ülke!..
Bir de hiç anlam veremediğim bir eğlenme israfı var ki o da toplumsal bir hastalık!.. Son zamanlarda düğünlerde, bayramlarda, kutlamalarda ve eğlencelerde; “maytap ve havayi fişek patlatma çılgınlığı” Hiçbir medeni ve ahlaki yönü yok!.. tam aksine zararlı ve faydasız. Tamamen gösteriş ve israf… Ama bunu bizim toplumumuza kim yerleştirdi?.. O da bilinmez!.. Bir de Dini bayramlarda ve düğünlerde silah sıkma âdeti!.. Tamamen zehirli gaz içeren ve mikrop salgılayan bu maddelerin eğlence hayatımızdan çıkarılması gerekir.. Bir de; hem kendi sağlımızı, hem diğer insanların sağlığını hem de havayı ve çevreyi olumsuz olarak etkileyen ve hiçbir faydası olmayan “Sigara içme alışkanlığı”ndan da vazgeçmeliyiz!.. Bu gibi aşırı ve israfa dayalı lükslerimizi çoğaltabiliriz. Ve çoğu da zararlı ve faydasız!..
Mensubu bulunduğumuz İslam dininde Yüce Allah kitabında: Ey Ademoğulları! Her mescide gidişinizde güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez..” (Araf-31) buyurmasına rağmen çoğunluğu mümin olan ülkemiz insanlarının yeme, içme ve giyimde, tüketimde aşırı lükse ve israfa gitmeleri, çevreyi ve sağlıklarını kirletmeleri!.. Bunlar insanı ve çevreyi kirleten ve insan sağlığını etkileyen olumsuzluklardan sadece bir kaçı..Ve bütün bunlar kendi elimizle yaptığımız tehlikeler. Çözüm; yüce Rabbimizin şu ayeti: “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri( kendinize) haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.” (Mâide-87) Allah israfı, gösterişi ve haddi aşmayı, ölçüyü kaçırmayı sevmiyor. Bunları yapanları da sevmiyor ve uyarıyor. Öyleyse. İnsanı, çevreyi ve havayı kirleten ve insan hayatına zarar veren ne kadar aşırı ve müsrif alışkanlıklar varsa onları mutlaka terk etmeliyiz. Aksi halde gösteriş ve lüks uğruna hem kendi geleceğimizi hem de gelecek nesillerin geleceğini tehlikeye atmış oluruz!..
