CAMİLERİ RESİM VE TABLOLARLA DEĞİL
İHLAS VE TAKVAMIZLA SÜSLEYELİM
(Camiler Haftası nedeniyle)
muallimosman - Son zamanlarda camilerin namaz kılınan bölümlerinin çeşitli resim ve tablolarla süslenerek veya diğer süs araç ve gereçlerle süslenerek manevi feyz ve güzelliğinin bozulduğunu görüyoruz. Mihraba bile tablo asıldığını görüyoruz. Cami Din görevlileri (imamlar) belki bunu iyi niyetle yapıyorlardır ama, yapılan şey hem görüntü bakımından hem de icraat bakımından caminin ruhuna, Allahın rızasına ve peygamberimizin sünnetine uygun değil. Sanırım Din görevlileri (imamlar) yüce Allah’ın Kuranda buyurduğu: “Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan hakkıyla korkanlar imar eder.” (Tevbe-18) ayetindeki imar sözünden yola çıkarak ve iyi niyetle bunları yapıyorlardır ama yapılanlar hoş değil. Allah katında da bir feyz ve sevabı da yok. Camilerin içi temiz ve sade olmalı. Çünkü Allah israfı, riyayı ve gösterişi sevmez… Camilerimizin içini resim ve yazı tablolarıyla, ilanlarla değil, ihlasımızla ve takvamızla, faziletimizle süslemeliyiz. En sevdiğim camiler: sade ve mütevazi olan camilerdir, insan o camilerde daha huzurlu oluyor!.. Bizim bölgemizden buna örnek Payas- Sokullu Mehmet Paşa külliyesi içindeki Selimiye camiini gösterebilirim, o kadar sade ki, duvarları bile sade.. Son zamanlarda camiler cicili bicili boyanarak ve bol ışıklarla süslenerek diğer dinlerin tapınaklarına benzetilir hale getiriliyor. Unutmayalım ki, onların ki, birer tapınaktır. bizim camilerimiz ve mescidlerimiz ise Allahın evidirler!.. Allah ise riyayı, gösterişi, israfı, lüksü ve kibri sevmez!.. Sadeliği, mütevaziliği, ihlası, takvayı ve fazileti sever.. Camilerin en güzel süsü takva sahibi müminlerdir. Hayatıyla bize örnek olan Peygamberimiz de öyleydi.. İnceleyin peygamberimizin hayatını, onda böyle israfı, gösterişi ve lüksü görebilirmisiniz?.. Asla!.. Bir hadisinde: "Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. O, sizin kalplerinize ve amelinize bakar." buyuran sevgili Peygamberimizin mescidi sadeydi, gösterişli değildi, lüks değildi ama, fazilet ve takva, ilim ve amel bakımından feyizli ve bereketliydi. Onun mescidinin havasını tenefüs edenlerin gönülleri ummanlar kadar cömert ve feyizli idi, onlar mütevazi ve takva sahibiydiler.
Geçenlerde bir Cuma günü bir arkadaşımla bir cenaze taziyesine giderken Cuma namazı vaktinde yolumuz bir kasaba camimize düştü. Dedik ki Cuma namazımızı burada kılalım. Camiye girdik caminin cemaat mahallinde ve tam kıble kısmında, mihrabın ön kısmına sağına ve soluna iki tablo resim asılmış, sağdaki Kâbenin resmi soldaki de Mescidi Nebevinin resmi ve tam göz hizasında.. Şimdi soruyorum o Din Görevlisine( imam) o iki resmi mihraba acaba ne niyetle astı?.. O resimlerin Allah’ın evinde ve kıble tarafında ne işi var?.. Sonra öğrendik ki, birileri demiş ki; Eğer önünde Kâbe resmi olur da ona bakarak namaz kılarsan o namazı Kâbede kılmış gibi çok sevap alırmışsın!.. Ne batıl bir inanış değil mi?.. Maalesef son zamanlarda böyle batıl düşüncelere sahip çok sayıda müslümanın olduğunu görüyoruz. Bu gerçekten üzücü bir durum!..
Geçmiş yıllarda buna benzer daha büyük bir Kâbe resmini başka bir mahalle camiinde Mihrabın üst kısmına asılmış olarak görmüştüm ve yine yadırgamıştım!....Yine bir Cuma vakti merkezdeki bir camiye namaz öncesi girmiştim. Gördüm ki, kürsüde bir hoca efendi vaaz ediyor yanı başındaki dev TV ekranında da insanlara Kâbe’de yapılan tavaf gösteriliyor. Şimdi oradaki Müslümanlar o filmi mi izleyecek yoksa hatibin vaazını mı dinleyecek?.. İkisi bir arada olur mu?.. Olması mümkün değil!.. Sonra o TV ekranının kıble tarafta ne işi var. İlle de teknolojiden faydalanmayı amaçlıyorsanız o ekranı caminin ibadet yapılmayan bir bölümüne korsunuz. Bu gibi yayınları insanlar orada diğer zamanlarda izlerler. . Buna da ihtiyaç yok zaten, herkesin evinde Televizyon var, dini yayın yapan TV kanalları da var, o tür filimler bu kanallarda her gün gösteriliyor, isteyen mü’min kardeşimiz bunları evinde izleyebilir. Caminin iç bölümü bir ibadet ve zikir yeri olduğunu unutmayalım. Oraya gelen müminler namaz kılmak, Kuran okumak, veya Allah’ı tesbih etmek veya tefekkür etmek için gelirler.. Yine camilerin kıble tarafında ışıklı namaz vakitlerini bildiren saatlerden tutun da kitaplıklar, Dev TV ekranları, elbise dolapları veya elbise askıları, tüplü veya gazlı gece lambaları veya ışıldakları, ses cihazları, duvar saatleri cep telefonu ikaz ilanları, “Bu cami 24 saat kamerayla izleniyor” gibi çeşitli ilanlar, çeşitli resim tabloları.. v.s.
Camilerimizin namaz kılınan iç kısmı sanki ilan panosu gibi her şey var!... Halbuki camilerin namazgah kısmı temiz ve sade olmalı, kıble tarafı ise daha sade olmalı, namaz kılan mü’minin dikkatini çekecek, namazını fâsid kılabilecek şeylerden arınmış olmalı.
Camilerimizde namaz kılınan cemaat bölümü çok sade ve çok temiz olan camilerimiz de var. Yakın geçmişte yine bir vesileyle . akşam ve yatsı namazlarını bir kasaba camimizde kılmıştım.. Caminin içi tertemizdi. Kıble tarafında insanın dikkatini çekecek ve namazı fâsid kılacak hiçbir araç gereç yoktu. Yukarda saydığım şeylerin bir kısmı o camide vardı ama kıble tarafında değildi, arka taraflarda veya caminin dış bölümündeydi. Ne güzel bir camiydi.. Sade ve temiz!.. Namaz sonrası imam kardeşimizle biraz sohbet ettik ve camiye gösterdiği bu ilgi ve hassasiyet nedeniyle kendisine teşekkür ettim. Allah ondan razı olsun!..
İşte caminin namaz kılınan bölümünün sadeliği ve temizliği en azından öyle olmalı. Camilerde namaz kılınan, duâ ve tesbihat yapılan yerler ne kadar sade ve gösterişten uzak olursa orada yapılan ibadetler ve tesbihatlar da o kadar ihlaslı ve feyizli olur. İnsanın kalbi daha çok huzur ve takva içinde olur. Biliniz ki, çok süs ve gösteriş her işte olduğu gibi camilerde de ibadetlerde de riyaya ve şirke sebeb olur. Din görevlileri ve Müminler buna çok dikkat
etmelidirler. "Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, namazlarını ciddiye almazlar ve gösteriş için yaparlar!.." (Maun, /4-5-6) İmanınız kavi, ibadetleriniz makbul, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!..
