DÖRT KUŞUN KISSASI ve Hz.MEVLÂNA

DÖRT KUŞUN KISSASI ve Hz.MEVLÂNA

(3)(Önceki yazının devamı) …

Mevlâna’ya göre Kur’anda anlatılan dört kuşun kıssasında (Bakara-260) yer alan üçüncü kuş; Karga’dır. Karga; çok ömür yaşamak isteyen bir kuştur. Aynı istek insanda da vardır. Halil İbrahim peygamberin öldürdüğü kuşlar arasına Kargayı seçmesinin ve kesmesinin nedeni de insanda var olan Karga iştahlı çok yaşama isteğini ve iştahını kesmek ve öldürmektir. Çünkü çok yaşama isteği İblisin süfli bir isteğidir. Mevlâna; Karga iştahlı uzun bir ömür yaşamak isteyen insanı uyarır ve şöyle der: “Ey insan! Kara Karganın “Gak” “Gak” diye bağırması çok yaşamak istemesidir. - O, tek ve temiz olan Allahtan İblis gibi kıyamete kadar yaşamayı ister. - İblis, Allaha: ‘Beni kıyamet gününe kadar yaşat!’ dedi. – Ne olurdu; “Rabbim, tevbe ettim.” deseydi.” - Halbuki tevbesiz bir ömür; günahlar ve kötülükler girdabında tümden can çekişmedir. - İnsanı yaşayan ölü haline getiren bir ömür, Allahtan habersiz olmaktır. - Halbuki ömür de O’nunla hoştur. ölüm de!. O’na kavuşmadıktan sonra Âbı Hayat bir ateştir. -Allahtan, O’ndan başkasını istemek, istenilen şeyin artacağı duygusunu verir ama, o dilek o istenileni tümden eksiltir. - ‘Daha fazla ömür ver!’ demek, ‘daha fazla geriye gideyim.’ demektir. Mühleti uzat ki, daha aşağılık bir hâle geleyim’ demektir. - Hoş, yaşanan güzel bir ömür, bu âlemde güzel bir can beslemektir. Ama Karganın ömrü ise hep pislik yemeye yarar. – Onun: ‘Bana daha fazla ömür ver!’ demesi, ‘daha fazla pislik yiyeyim, yaratılışım pek pistir benim.’ demektir. Bildiğiniz gibi Karga genelde leş yiyerek beslenir. Bilesiniz ki, Rabbimizin ifadesiyle Gıybet eden insan da gıybet ettiği insanın çiğ etini yiyerek besleniyor demektir. (Hucurat -12) insanlara zulmetmek, hakaret etmek, iftira etmek de öyledir… Ve maalesef insanların çoğu böyledir.

Mevlâna yukardaki beyitlerinde de ifade ettiği gibi Karga iştahlı çok uzun ömür yaşama isteği esasta İblisin istediği bir ömürdür. Bildiğiniz gibi Rabbimiz Allah Âdemi yarattığında tüm meleklere: “Âdeme secde edin!” dedi. İblis, Allahın bu emrine karşı gelerek secde etmedi ve Allahın lanetine uğradı ve hem ebedi olarak Cennetten kovuldu hem de ebedi cehennemlik oldu. Nankör İblis işlediği günah sebebiyle Allaha Tevbe edip affını isteyeceği ve Allaha tekrar itaat edeceği yerde, kıyamete kadar yaşamak istedi ve cehennemlik olmaya razı oldu. İnsanların çoğ da böyledir. Allah da ona izin verdi... Mevlanaya göre insan nefsi dünyaya karşı çok arzulu ve isteklidir. Dünyada daha çok yaşamak ister. Bakın geçmişe ve günümüze ve çevrenize insanların büyük çoğunluğu bu hırsla yaşar, gücünü ve ömrünü daha çok mal, mülk, servet, şan, şöhret ve dünyalık elde etmekle geçirir. Bu da onu Hak’tan, merhametten iyilik ve adaletten ayırır, süfli bir hayata iter. Mevlanaya göre böyle bir ömür pis bir ömürdür. Bir velînin: “Dünya kesesini dolduralım derken âhiret kesesi boş kaldı.” dediği gibi dünyaya düşkün insan; dünya sermayesini artırırken ahret saadetini kaybeder. Dünyayı kazanırken bilerek veya bilmeyerek pekçok kötülük yapar, zulümler yapar, günahlar işler. Bu da o kimsenin Allahtan uzaklaşmasına ve iblis gibi cehennem azabına müstehak olmasına neden olur. Böyle bir ömür uzun olsa ne olur, kısa olsa ne olur! Sonu hep hüsran olur.. Bu nedenle Mevlâna temiz, feyizli ve huzurlu bir ömür için “Tevbe”ye önem verir. Tevbeyi ömrün ön şartı olarak görür. Tâbiri caizse Namazın abdesti gibi görür. Boy abdesti gibi görür. Mevlanaya göre insan her gün, her saat ve her an Tevbe içinde olmalıdır. Mevlâna tevbesiz bir ömür düşünmez. Ona göre tevbesiz yaşanan bir ömür pis bir ömürdür, kirli bir ömürdür. Çünkü, tevbesiz bir ömür yaşamak, Allah’tan uzak olmaktır. Allah’tan uzak olan ise imandan, ihlastan, takvadan, güzellikten, sevgiden, merhametten ve faziletten uzak demektir. Böyle bir hayat ise İblis hayatıdır, pis bir hayattır ve sonu da hüsrandır. Halbuki insan, Hz.Âdem gibi hatası ve günahları için hemen anında tevbe edip Allahtan af dileyip hatalarından, günahlarından ve kötülüklerinden dönmeyi ve sıratı müstakîm üzere bir ömür yaşamayı amaçlasa ve öyle yaşasa, kendince kısa gördüğü o ömür; bin yıllık ömürden daha güzel, daha feyizli ve daha bereketli olur. Zaten Rabbimiz Allah birçok ayette bu nedenle bizlere Tevbe’yi emreder, tezkiyeyi, temizlenmeyi emreder. Rabbimiz bir ayette şöyle buyurur: “Ey inananlar, içtenlikle ve samimiyetle Allaha tevbe edin. Umulur ki Rabbiniz, kötülüklerinizi örtüp temizler ve sizi içinden ırmaklar akan Cennetlere yerleştirir...” (Tahrim-8) Mevlânaya göre Tevbe ile temizlenen kalbe iman ve sevgi yerleşir. Feyizli bir imanın ve Allah sevgisinin bulunduğu kalbde ise daima iyilikler ve güzellikler yeşerir. Ve böyle bir insanın ömrü kısa da olsa uzun da olsa daima güzel ve feyizli olur. İşte Mevlâna’nın ömürle ilgili tefekkürü ve tebliği böyledir. Sizler de bu kıssayı tefekkür ederek daha güzel öğütler ve dersler çıkarabilirsiniz. (Devam edecek) İmanınız kavi, tevbeniz hâlis, ibadetleriniz makbul, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!

(muallimosman)