Eğer Sağlık , Huzur ve İyilik istiyorsak İlmi tâkip edelim
Her türlü kötülüğün, ahlaksızlığın ve sapıklığın temelinde; “bilgisizlik” ve “cehalet” vardır. Her türlü iyiliğin, güzelliğin ve medeniliğin temelinde ise; “ilim” ve “hikmet” vardır. Bu nedenle Rabbimiz Allah, her türlü bilgisizliği ve cehaleti kınamış ve zemmetmiş, ilim ve hikmeti övmüş ve onu öğrenmeyi emretmiştir. Bu bağlamda; “Yâ Muhammed! Biz, bu Kur’anı akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye indirdik.” buyuran Yüce Allah, Kur’anı, bir ilim hazinesi olarak insanlığa gönderirken, “İlim öğrenmek her kadın ve erkek müslümana farzdır.” buyuran sevgili peygamberimizi de insanlığa bir peygamber ve bir muallim olarak göndermiştir. Bu bağlamda akıl sahibi insanlar olarak bize düşen görev; ilmi öğrenmek ve öğrendiklerimizi de mutlaka yakınlarımıza ve çevremize ve herkese öğretmek ve uygulamaktır. Ancak böyle yaparsak toplum olarak hep birlikte huzuru ve saadeti bulabiliriz. Refahı ve mutluluğu yaşayabiliriz. Yarımız cahil yarımız ilim sahibi olmakla ne doğru istikameti bulabiliriz ne de huzuru ve saadeti!.. Bu nedenle hep birlikte ilim ve hikmet sahibi olmalıyız.. Hep birlikte ilmi takip etmeliyiz.
Sonsuz ve sınırsız İlim sahibi olan Yüce Allah, ilminden isteyen kullarına, yani öğrenmek isteyen kullarına bolca ihsan etmiştir. Yoksa insanlık bu kadar ilerleyebilir miydi? İnsanları iyiye, doğruya, güzele ve faydaya, Hak ve hakikate götüren ilim; Yüce Rabbimizin bir sıfatı iken, insanları karanlığa, zulme, ahlaksızlığa ve felaketlere sürükleyen “Cehalet” ise şeytanın sıfatıdır. İnsanlar tercihini hangi yönde yaparsa Alah da kullarını o yönde nimetlendirir!..
İlim bir taraftan insanı dünyanın hâkimi kılarken, bir yandan da insanın ruh ve mânâ âlemini aydınlatarak, onu olgunlaştırır, kemâle erdirir ve onu mükemmel bir kişiliğe ulaştırır. Ahlak ve fazilet sahibi kılar!.. Allah’a iyi bir kul olmayı, insanlara iyi bir dost olmayı öğretir!..Zira, Allah’a karşı gelmekten en çok korkanlar ve sakınanlar, insanlara en çok merhametli ve müşfik olanlar gerçek ilim ve hikmet sahibi olanlardır. Yüce Allah bunu Kur’anda şöyle ifade eder: “Kulları içinde Allah’tan hakkıyla korkanlar ilim sahipleridir.” (Fâtır-28)
Hak ve hakikatin, iyiliklerin ve güzelliklerin reçetesi olan ilim, insana kazandırdığı üstün meziyetler ve üstün imkanlar sayesinde insana bir yandan sağlık, huzur ve mutluluk sağlarken, ilmiyle yaptığı güzel işler sayesinde Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmasına ve âhiret yurdunda da cenneti ve ebedî saadeti elde etmesine vesile olur. Bu nedenle ilmi takip etmeliyiz..
İlim ve bilginin kaynağı ise; kitaplar ve âlimlerdir, Hak ve hakikati bilenlerdir. Bizler Allah’a inanmayı, O’na ibadet etmeyi ve O’na kul olmayı, doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü, haram ve helali, sevap ve günahı dinimizin yüce kitabı Kur’an’dan öğrenmiyormuyuz!.. İbadetlerin inceliklerini ve güzelliklerini, güzel ahlakın ilkelerini ve hikmetlerini bizlerin mürşidi olan sevgili peygamberimizden öğrenmiyormuyuz!. Onun hadislerinden öğrenmiyormuyuz!. İlim ve irfan sahibi büyüklerimizin ve dostlarımızın güzel öğütlerinden öğrenmiyormuyuz! Dünya hayatımızın idamesiyle ilgili hayatî bilgilerimizin pek çoğunu bilim kitaplarından öğrenmiyormuyuz! Öyleyse ilim nerdeyse gidip onu oradan almalıyız ve ilmi takip etmeliyiz. Peygamberimiz Hz.Muhammed bir hadisinde şöyle buyurur: “İlim Çin’de dahi olsa gidip alınız.”
İnsan, okudukça öğrendikçe bilgilenir, kültürlenir ve aydınlanır. Aydınlandıkça ve kültürlendikçe de; hayatı ve davranışları değişir, güzelleşir ve mükemmelleşir. İnsanı mahlukatın en şereflisi ve en faziletlisi kılar. Eğer insan, bunu elde edemiyorsa okumanın ve öğrenmenin bir anlamı yok demektir. Gönül dostu Yunus Emre, bunu şöyle ifade eder;“İlim, ilim bilmektir. İlim kendini bilmektir . Sen kendini bilmezsen, ya bu nice okumaktır!” Zaten ilmin gayesi de budur. İnsanı; insanı kâmil yapmaktır!.. Bu nedenle Rabbimiz Allah bize okumayı ve yazmayı emrediyor. Rabbimiz Allah Kur’anda şöyle buyurur: “ Oku!.. Seni yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yaratandır. Oku!.. Senin Rabbin sonsuz iyilik sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten O’dur. İnsana bilmediklerini öğreten O’dur.” (Alak-1-5) Sözlerimizi peygamberimiz Hz.Muhammedin şu güzel hadisiyle bitirelim; “Ya öğrenen olun, ya öğreten olun, ya da bu ikisini sevenlerden olun. Sakın dördüncüsü, yani cahillerden olmayın, yoksa helâk olursunuz.” İmanınız kavi, ilminiz feyizli, ameliniz salih, ömrünüz sağlıklı ve huzurlu olsun!- (muallimosman)
Yorum Yazın