FİTNE VE ŞİDDETTEN UZAK DURAN HUZUR BULUR
Muallim Osman - Şu dünya hayatında insanları mahveden felaketlerin başında; fitne ve şiddet gelir. Çünkü; bir toplumda fitne ve şiddet yayılmaya başlamışsa orada iman, ibadet ve güzel ahlaktan ve huzurdan eser bulamazsınız. Çünkü, fitne ve şiddetin hâkim olduğu toplumlarda; insani ve ahlâki değerler birer birer yok olur gider. Birlik ve dirlik bozulur. Huzur ve güven kaybolur. Kötülükler ve zulümler hâkim olur..
İnsanlara maddi ve manevi yönden zarar veren veya zarar verme ihtimali bulunan her türlü duygu, düşünce, söz ve davranış birer fitnedir. İnsanlara yapılan kötülükler, zulümler ve haksızlıklar ise birer fitne ürünüdür. Toplumda yayılan ahlaksızlıklar ve hayasızlıklar birer fitne ürünüdür. İmandan sonra küfre dönmek fitne ürünüdür. Hz.Âdemin oğlu Kâbil’in kardeşi Hâbili öldürmesi, Yusuf aleyhisselamın kardeşleri tarafından kuyuya atılması, Mısırda zindana atılması, Hz.İbrahim aleyhisselamın ateşe atılması, Nemrudun ve Firavunun ilahlık iddiasında bulunarak halka zulüm yapmaları, Mekkeli müşriklerin peygamberimiz Hz Muhammed aleyhisselama ve ashabına yapılan işkence ve eziyetler, insanların ve toplumların birbiriyle kavgaları ve savaşları.. v.s. bütün bu ve benzeri şiddet içeren olaylara bakın hepsi birer fitne ve şiddet ürünü kötülüklerdir.
Fitnenin ve şiddetin temelinde ise; Kendini beğenme ve üstün görme hırsı ve isteği vardır. Kibir ve kibirlenme vardır. Bu insanlar bilmezler mi ki; büyüklük ve üstünlük ancak Allaha aittir. “Yer yüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen, ne arzı delip geçebilirsin ne de boyunla dağların yüceliğine erişebilirsin.” (İsra-37) Tarihte pekçok kavim ve millet; fitne ve şiddetin zulüm ve kötülüklerin toplumda çoğalması yüzünden helak olmuşlardır. Çünkü; cemiyette yayılan fitne ve şiddetten dolayı Allah, sadece o şiddeti ve kötülüğü yapanları değil, ona rıza gösterenleri, seyirci kalanları, fitne ve şiddete göz yumanları ve görmezden gelenleri de cezalandırır. Allah, bunu Kur’anda şöyle bildirir:“Fitneden uzak durun. onun zararı yalnız o zulmü işleyenlere isabet etmez.(tüm toplumu kapsar) Bilin ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir..”(Enfal-25) “Biz nice kasaba halkını birbirlerine zulüm yaparlarken bulduk ve helak ettik.” (Hac-45)
İslam dini; barışın, huzurun, saadetin ve mutluluğun kaynağı olmasına rağmen bugün çoğunluğu müslüman olan toplumumuzda da insanlar şuursuzca ve bilinçsizce fitnenin ve şiddetin tuzağına düşmekte ve birbirlerine zulüm ve haksızlık yapmaktadırlar. Ve birbirlerine yaptıkları kötülükler nedeniyle belâ ve musibetler her geçen gün artarak çoğalmaktadır. Şiddet ve zulüm alabildiğince yayılmaktadır. Birbirlerine besledikleri kin ve nefret nedeniyle insanlar birbirine karşı acımasızca saldırmakta, hakaret etmekte, eziyet ve zulmetmektedir, birbirini töhmet ve zan altında bırakmaktadırlar. İnsanlar her türlü kötülüğü ve zulmü, günahı ve haramı hayasızca işleyebilmektedir. Bunun sonucu olarak da insanlar felaketten felakete sürüklenip durmaktadır. Bakınız Allah,Kur’anda ne buyuruyor; “İnsanların elleriyle işledikleri fenalıklar yüzünden karada ve denizde düzen bozulur. Felaketler ortaya çıkar. Allah da belki bu hatalarından dönerler diye yaptıklarının bir kısmını onlara (musibet olarak) tattırır.” (Rum-41) Bu nedenle aklı selim sahibi her müslüman mutlaka fitneden ve şiddetten uzak durmalıdır. Çünkü dinimiz İslam; barışı, huzuru, saadeti ve mutluluğu inşâ etmek için gönderilmiştir. Rabbimiz Yüce Allah bunun için müminlerin birbirleriyle kardeş olmalarını, dost olmalarını ve kardeşçe yaşamalarını öğütlemektedir. Ve şöyle buyurmaktadır: “Mü'min erkeklerle mü'min kadınlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Birbirlerine iyiliği emrederler, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler, Allah'a ve Peygamberine itaat ederler. İşte bunlara Allah rahmet edecektir. Muhakkak Allah yücedir, hakimdir.” (Tevbe-71) Bu bağlamda peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam da bir hadisinde şöyle buyurur: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona ihanet etmez, ona yalan söylemez ve onu asla terk etmez.” Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) başka bir hadisinde: Müslüman o kimsedir ki, onun elinden ve dilinden diğer insanlar emindirler.” buyurduğu gibi Allaha ve ahret gününe inanan bir müslümanın elinden ve dilinden tüm insanlar emindirler. Eğer insanlar, bir müslümanın şerrinden emin değillerse o kimse Allah katında müslüman değildir.. Çünkü Müslüman güvenilen kimse demektir. Şunu iyi biliniz ki, fitneler yeni fitneleri, şiddetler yeni şiddetleri doğurur. Kötülükler, yeni kötülükleri, düşmanlıklar yeni düşmanlıkları doğurur. Şunu da iyi biliniz ki; güzellikler yeni güzellikleri, iyilikler yeni iyilikleri, sevgiler yeni sevgileri, dostluklar yeni dostlukları doğurur. Bu nedenle tüm Müslümanlar ve tüm insanlar Yüce Allah’ın; “ Şüphesiz ki Allah adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardımı emreder. Hayasızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı da yasaklar.Tutasınız diye size öğüt verir.” (Nahl-90) öğüdünü iyi düşünmeli ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkaracak her türlü söz ve davranıştan ve şiddetten uzak durmalı ve daima Yüce Allah’ın razı olacağı iyi ve güzel şeyler düşünmeli iyi ve güzel işler işlemelidir.. her zaman ve her daim insanlara iyilik ve güzellikler dilemelidir. İşte insanlar o zaman gerçek huzuru ve gerçek saadeti bulabilir.
.png)
