“HAY” CENNETTEN BİR ELBİSE
“HAYASIZLIK” CEHENNEMDEN BİR ATEŞTİR
Bir hadisinde; “Hayâ imandandır.” buyuran sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed Hayâ sahibiydi. Kendisini Allah nezdinde ve insanlar arasında utandıracak hiçbir kötü söz ve davranışta bulunmazdı. Kendisine hakaret edenlere bile hayâsından dolayı kötü söz söylemezdi, azarlamazdı.. Onları, Allaha havale ederdi. Hayâ; insanı her türlü kötülükten sakındıran koruyan güzel bir huydur. "Her dinin kendine has bir ahlakı vardır. İslam'ın ahlakı; Hayâ’dır." buyuran sevgili peygamberimize göre Hayâ aynı zamanda Güzel ahlak’tır. Hayâ; Cennetten bir elbisedir. Kim onu giyerse cennet ona yakındır. Çünkü hayâ; insanı haramlardan ve günahlardan ve dolayısıyla cehennemden korur. Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam hayâ ile imanı bir tutmuştur. Bunun anlamı şudur: Bir insanda temiz bir iman varsa, o kimsede Hayâ da var demektir veya Bir kimsede Hayâ varsa, iman da vardır. Bu nedenledir ki, insan önce Rabbine karşı hayâlı olmalı. Çünkü Allah’a karşı hayâ’lı olan herkese karşı hayâ’lı olur!..
Hayâ; Allah’ın hoş görmediği, razı olmadığı kötü ve çirkin olan sözleri ve fiilleri işlemekten korkmak ve sakınmaktır. Hayâ; imanı güzelleştiren, hayatı mükemmelleştiren insanı faziletli kılan güzel bir haslettir. Çünkü Hayâ Cennetten bir elbisedir. Onu giyen kimse kötülükleri, çirkinlikleri ve haramları işlemekten korkar ve sakınır. Hayâsı olan kimse söz ve davranışlarında herkese hürmetkâr ve edepli olacağı için Rabbinin rızasını ve dostluğunu, çevresinin de takdirini ve saygısını kazanır. Hayâ sahibi olan insan; çirkinlikleri örten, güzellikleri yaşatan insandır. Hayâ timsali olarak bildiğimiz Hz. Osman bir gün Peygamberimizi ziyarete gitmişti. Odasında Sedirde uzanmış bir halde dinlenen peygamberimiz onun geldiğini öğrenince hemen toparlanmış ve onu ayakta karşılamıştı. Daha sonra Aişe validemiz peygamberimize şöyle dedi; "Ey Allah'ın Rasûlü! Ebu Bekir ve Ömer'e göstermediğin hürmeti neden Osman'a gösterdin?" Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Meleklerin bile hayâ ettiği kimseden ben nasıl hayâ etmem, Yâ Aişe!” Aslında Peygamberimiz herkese karşı hayâlı idi. O, kimseye kızmaz, kimseye hakaret etmez ve kimseyi azarlamazdı. Kimseyi küçümsemez, kimseyi incitmezdi. O, dâima mütebessim, merhametli, hürmetkâr, güzel sözlü ve güzel davranışlıydı. Bu, Onun hayâsındandı.
Hayâ’nın zıddı Hayasızlık’tır. Hayasızlık ise; Allah’ın hoş görmediği, razı olmadığı kötü ve çirkin olan sözleri ve fiilleri işlemekten çekinmemektir. Allah’tan korkmamaktır. Bir kimsede hayâ yoksa biliniz ki, o kimsenin ya imanı yoktur ya da çok zayıftır!. Hayâsızlık önce insanın kalbinde bir düşünce olarak filizlenir ve daha sonra kötü söz ve çirkin davranış olarak tezahür eder. Nefis ve şeytan; günah olan her türlü hayasız fiilleri ve sözleri insana o kadar hoş gösterir ki, eğer o insanda hayâ yoksa o kimse o hayâsızlıkların müdavimi haline gelir!.. Sonu da hüsran ve cehennem ateşi olur, Çünkü hayâsızlık Cehennekmden bir ateştir. Peygamberimiz, Rabbimizin şu uyarısını dikkate alır hayasızlığı şiddetle men ederdi. “İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azab vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nur-19) Biliniz ki, Hayâdan mahrum olan insanlar her kötülüğü yapmaktan, her türlü iftirayı atmaktan çekinmezler. Kötü huyları olan birini bir kaç kez uyaran peygamberimiz onu bu huylarından vazgeçiremeyince şöyle dedi: “Hayâsız olduktan sonra dilediğini yap.” En tehlikeli insanlar hayasız insanlardır. Onlarda ne Allah korkusu olur, ne de utanma duygusu. Atalar boşa dememiş; “Kork, Allahtan korkmayandan!.” Allah, insanları bir ayette şöyle uyarır: “Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi kınamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir şeydir. Kim tevbe etmezse, (vaz geçmezse) işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir.” (Hucurat-11) Rabbimiz Allah, Kur’anda: “Ey iman edenler! Allahtan gerektiği gibi korkun ve müslüman olarak ölün.” Ali imran-102) buyurduğu gibi mümin her zaman Allahtan korkmalı ve hayâ sahibi olmalı ve müslüman olarak, cennetlik olarak ölmeli. Misafir olduğu evde yattığı odada duvarda asılı olan Kur’anı gören ve Allaha’a olan Hayâsından dolayı sabaha kadar uyumayıp Kur’an okuyan Osman Gazi’nin o güzel hayâsını hatırlayın! Eğer iman ve takva sahibi iyi bir insan ve Allaha güzel bir dost ve cennet ehli olmak istiyorsak hayâ sahibi olmalıyız. Çünkü Hayâ imandan bir cüz ve Cennetten bir elbisedir. İmanınız kavi, hayânız güzel ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!. (muallimosman)
Yorum Yazın