İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞMASININ KARŞILIĞI VARDIR
Yüce Allah Kur’anda: “Allah’ın sana verdiklerinden ahiret yurdunu kazan, Dünyadaki nasibini de unutma. Allah sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap, yeryüzünde bozgunculuk yapma. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas-77) buyurduğu gibi insanın dünyadaki çalışması iki yönlüdür. Tüm çalışmaların bir yönü dünyaya dönüktür bir yönü de âhirete dönüktür. Ve Rabbimiz Allah yukardaki ayette de buyurduğu gibi insan yaptığı her işte ve çalışmada dünya için bir kazanç elde etmeyi amaçladığı gibi o çalışmasında âhireti için de bir pay, bir kazanç elde etmelidir. Aksi halde sırf dünya için çalışmış olur ve zararda olur.. Biliniz ki, geçmişte Mekkenin en zengini olan Ebu Lehebi onun o malları ve mülkleri Onu Cehennem ateşin kurtaramamıştır. Zenginliğiyle övünen Kârunu da!.. Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam bir hadisinde “Dünya âhiretin tarlasıdır.” buyurduğu gibi insan dünyasını da âhiretini de dünyadaki yaptığı iş ve çalışmalarıyla ve dünyada yaptığı ibadetlerle ve sâlih amellerle kazanır. Veya tembelliğiyle, ihmalkarlığıyla veya yaptığı kötülüklerle, yaptığı haram ve zararlı işlerle kaybeder. Ve Rabbimiz Allah Kur’anda: “Muhakkak ki, İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır.” (Necm-39) buyurduğu gibi insan ancak çalışmasının karşılığını görür. Bu, dünya için de böyledir, âhiret için de böyledir. Ancak, âhireti unutup veya ihmal edip tamamen dünya için çalışan ve bu amaçla kazanç elde edenler belki dünyevi yönden pekçok fayda elde edebirler, zengin, güçlü ve mutlu olabilirler. Ama ahiretlerini kaybederler ve zarar ederler. Allah bu konuda bizleri şöyle uyarır: “Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette bir payı olmaz.” (Şûra-20) Bir de Allah’ın haram kıldığı haram yoldan elde edilen kazançlar vardır ki, bunlar insana bol maddî kazanç sağlasa da o işler, o çalışmalar ahiret için cehennem azığından başka bir faydası olmaz. Meselâ, kumar oynamak veya oynatmak gibi. İnsanlara sarhoşluk veren içki ve uyuşturucu üretmek ve satmak gibi. Bir de yapılan iş meşru olmakla birlikte başkalarına zulmederek, haksızlık yaparak veya başkalarının hakkını gasp ederek, başkalarına zarar vererek, çalarak, çırparak, sahtekârlık ve hile yaparak elde edilen kazançlar vardır ki, bunlar da çok tehlikeli ve haram kazançlardır. Mü’min her türlü haram kazançtan uzak durmalı..
Ve insan, Allah’ın meşru ve helâl kıldığı ve razı olduğu zeminlerde ve işlerde çalışmalı, helal ve temiz kazançlar elde etmeli. Ve insan yaptığı işlerden dünya kazancı, dünya menfaati elde ederken aynı zamanda âhiret kazancı da elde etmeli. Yani bu, şu demek: İnsanın yaptığı iş ona hem helal bir dünya kazancı sağlamalı hem de ahiret kazancı. Meselâ bir kişi bir meyve fidanı dikse, bu güzel ve faydalı bir çalışma ve faydalı bir iş olur. O meyve fidanından faydalanıldığı müddetçe o kişiye dünyevi bir menfaat sağladığı gibi Allah katında da ayrıca sadaka ve sâlih amel karşılığı ecir ve mükafat kazandırır. Bu da o kimse için ahiret kazancı olur. Böylece o kimse yaptığı o iş ile hem dünya hem de ahiret kazancı elde etmiş olur. Böylece insan hem dünyasını mâmur etmiş olur hem de âhiretini.
Şunu iyi biliniz ki, yaşanan şu dünya hayatında, Allah’a gönülden iman ederek, Allahı ve Rasûlünü tasdik ederek Allaha kul olmak insan için ilk güzel kazançtır. Bunun devamında, her türlü meşrû ve helal bir işte ihlasla çalışarak helal ve temiz yoldan kazanılan her türlü maddi ve manevî kazançlar birinciyi destekleyen helal ve feyizli kazançlardır. Meşrû ve helal yoldan elde edilen helâl kazançlardan Allah rızası için infakta bulunmak ise ikinciyi destekleyen helal kazançları bereketlendiren ve feyizlendiren, ahiret sermayesine dönüştüren imanı destekleyen bir başka güzel kazançtır. Doğru ve dürüst olarak elde edilen tüm maddî ve manevi kazançlar en değerli kazançlardır. Burada bir hususu daha belirtelim. İnsan, meşru yollarla elde ettiği feyizli ve bereketli kazançları sadece kendinden bilir de Allah’ın yardımını ve ihsanını unutur da iyilik ve yardımlarla Allaha ödünç vermekte cimrilik ederse, Sâlebe gibi Kârun ve günümüzdeki bazı insanlar gibi nankör olursa elde ettiği zenginliklerle kibirlenip, böbürlenirse, kazançlarını kırk gün kırk gece eğlenceleriyle riyaya ve gösterişe dönüştürürse, kazançlarının manevi feyzi ziyan olur. Yani ahiret kazancı ziyan olur. Müslüman buna çok dikkat etmeli!.. Kibrin ve böbürlenmenin işareti olan israftan, savurganlıktan ve gösterişten, cimrilikten uzak durmalı Ayrıca Allaha inanan her mü’min; çalışması sonucu elde ettiği her türlü temiz ve helal kazancın elde edilmesinde Yüce Allah’ın rahmetinin ve yardımının olduğunu unutmamalı, Zekat, sadaka, iyilik ve yardımlarla, ibadet, tesbihat ve şükür dualarıyla da her dâim Allaha şükredici olmalı ve her türlü güzel çalışmasını hayırlı bir kazanca dönüştürmeli. İmanınız kavi, çalışmanız ve işiniz helal, temiz ve bereketli,ömrünüz huzurlu ve feyizli olsun! Cumanız mübarek olsun! (muallimosman)
Yorum Yazın