KURBAN BAYRAMI VE FAZİLETİ
Her milletin ve her toplumun kendine has Bayramları vardır. Müslüman Türk millet olarak bizim de iki Dîni Bayramımız var.
Bunlardan biri ‘Ramazan Bayramı’ diğeri de ‘Kurban Bayramı’ Kurban Bayramı; Hicretin ikinci senesinde (Miladi 624) Yüce Allah’ın peygamberimize vahyettiği: “Ey Rasûlüm! Biz sana Kevseri (Cennette bir havuz) verdik. O halde Namaz kıl ve Kurban kes.” (Kevser 1-2) ayetiyle emredilen Kurban ibadetiyle birlikte ihya edilen dîni bir Bayramdır. İslam Dininde Kurban Bayramı; Zilhicce ayının onuncu günü başlar ve dört gün sürer. Kurban Bayramının en büyük fazileti ise; Dinen zengin sayılan müslümanların Kurban Bayramında Allah rızası için Kurban kesmesi ve kestiği Kurbanın etini başta aile efradı olmak üzere misafirlerine ve diğer mü’min kardeşlerine pay ve ikram ederek Allahın nasibettiği Kurban nimetini Allah rızası için çevresiyle paylaşmasıdır. Böylece kestiği Kurbanın ve Bayramın feyiz ve sevabından hissedar olmasıdır. Zira Yüce Allah, Kur’anda: “Elbette kurbanların ne etleri ne kanları Allaha ulaşmaz. Allah'a ancak sizin takvânız ulaşır." (Hac -37) buyurduğu gibi kesilen Kurbanların ne etleri ne de kanları Allaha ulaşmaz. Allaha ancak, Allahın gönüllere yerleştirdiği sevginin ve samimiyetin, dostluğun ve kardeşliğin, iyiliğin ve cömertliğin insanlarla paylaşılmasından hasıl olan feyz ve sevabı ulaşır. İşte Kurban ibadeti ve Kurban Bayramı buna bir vesiledir. Kurban Bayramından bir önceki gün, yani Zilhicce ayının 9.ncu günü ‘Arefe Günü’dür. Ramazan Bayramında olduğu gibi Kurban Bayramının arefesinde de Bayramla ilgili son hazırlıklar yapılır. Mezarlıklar ziyaret edilir. kabirler temizlenir ve mevtalar için duâlar edilir. Kabir ziyaretleri Bayram günlerinde de yapılır. Ayrıca mü’minler Arefe Günü Sabah Namazından itibaren Bayramın dördüncü günü İkindi Namazı sonuna kadar cemaatle kılınan Farz Namazların ardından; “Allahü Ekber, Allahü Ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve lillâhil hamd” sözleriyle tesbihatta bulunurlar. Bu tesbihata “Teşrik Tekbiri” denir. Bu tesbihat Cemaatla kılınan farz Namazların ardından topluca yapıldığı için “Teşrik Tekbiri” denir. Tek başına kılanan Namazlarda da bu Tesbihat yapılabilir.
Bayramın ilk günü sabahı durumu müsait olan müslümanlar, sabahın erken saatlerinden itibaren boy abdestini veya abdestini almış, temiz elbiselerini giymiş olarak; “Bayram Namazı” için Camilere giderler. Büyük bir huşû ve heyecanla Bayram Namazını Camide Cemaatle kılarlar. Ve o güne kavuştukları için Allaha şükrederler. Namazdan sonra kısa bir “Câmi Bayramlaşması” yapılır. Sonra herkes evine gider, ev halkıyla bayramlaşır. büyüklerin elleri, küçüklerin yanakları öpülür. çocuklar bayram harçlıklarıyla veya hediyelerle sevindirilir. Aile bayramlaşmasının ardından Allah için alınan Kurbanlar kesilir. Kurbanlar sadece Bayramın ilk üç gününde kesilir. Ancak birinci günü kesmek ve mümkün mertebe ikamet edilen mahalde kesilmesi daha efdaldir. Çünkü Kurbanın etinden öncelikle o mahalde ikamet eden fakir ve yoksullara ikram ve infak edilmeli ve onlar sevindirilmeli. Kurbanlıklar, kesim yerine eziyet verilmeden götürülmeli, kıbleye doğru yatırılmalı, tekbirlerle teskin edilmeli ve Besmeleyle nazik bir şekilde kesilmeli. Kurbanlar, sahibi tarafından kesildiği gibi vekalet verilerek de kesilebilir. Kurban kesilirken sahibinin yanında bulunması efdaldir. Kesilen Kurbanın etinden sahibi ve aile fertleri yediği gibi misafirlere, fakir ve yoksullara da ikram edilir. Kesilen kurbanın eti genelde üçe ayrılır, bir bölümü ev halkı için, bir bölümü misafirlere ikram için, bir bölümü de fakir ve yoksullara pay için ayrılır ve dağıtılır.
Bayram günü konu komşu, akraba, arkadaş, dost bayralaşmaları yapılır ve dört gün boyunca devam eder. Bayramlar; insanların bir araya geldiği, bayramlaştığı, kaynaştığı, birbiriyle görüştüğü, kucaklaştığı, sohbetleştiği, insani ilişkilerin güzelleştiği sevgi ve barış günleridir. Kurban Bayramı da bu bayramlardan biridir. Müslümanlar bazılarının yaptığı gibi Dini Bayramları tatil günü olarak düşünmemeli. Allahın sevgisini ve rızasını kazanmaya vesile olan sevgi ve barış günleri, dostluk ve kardeşlik günleri olarak düşünmeli. Bayramda tüm kirli düşünce, kötü ve çirkin olan söz ve davranışlar zihinden silinip atılmalı. Bayramda mü’minler sevginin, hoşgörünün, merhametin ve iyiliğin pınarı olmalı. Önce aile halkından başlayarak, başta Anne ve babalar olmak üzere büyüklerle, yakın komşu, akraba, arkadaş ve dostlarla ve karşılaşılan herkesle bayramlaşarak, ziyaretleşerek, mesajlaşarak ve duâlaşarak herkes birbirinin Bayramını kutlamalı ve böylece Bayramın feyiz ve sevabından hissedar olmalı. İmanınız kavi, ameliniz sâlih, ibadetleriniz ve Kurbanınız makbul, Bayramınız mübarek olsun!!.
(muallimosman)
Yorum Yazın