MÜMİNLERİN KARDEŞLİK İLİŞKİLERİ
Yüce Allah Kur’anda: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat-10) buyurarak Allaha inanan tüm müminlerin birbiriyle kardeş olduğunu bildiriyor ve aralarının da iyi olmasını emrediyor. Müminlerin birbirleriyle sosyal ve kardeşlik ilişkileri iyi olursa kendilerine merhamet edileceğini haber veriyor.
Bu ayet bize birbirimizle mutlaka iyi ilişki içinde olmamızı farz kılıyor. Sevgili peygamberimiz de bir hadisinde: “Bir kimse kendisi için arzu ettiği şeyi diğer mü’min kardeşi için de arzu etmedikçe gerçek iman etmiş olamaz” buyurarak bunun ölçüsünü koyuyor ve kendimiz için arzu ettiğimiz her güzel ve faydalı şeyi mümin kardeşlerimiz için de arzu etmemiz gerektiğini ve ilişkilerimizin bu ölçü içinde olmasını öğütlüyor. Ne güzel değil mi? İşte gerçek kardeşlik budur.. Ama ne yazık ki, müminler bu ölçüye uymuyor.. Uymadığı için de ilişkilerimiz güzel olmuyor ve Rabbimiz Allahın rahmeti de bizlere tam tecelli etmiyor.. Bunun en acı örneğini bu günlerde yaşadığımız Coronavirüs salgın hastalığında yaşıyoruz. Ve bu hastalıktan bu felaketten ders alarak durumumuzu ve ilişkilerimizi düzeltmiyoruz. Birbirimize saygı göstermiyoruz. Sorarım size hangi mümin kardeşimiz coronavirüs hastalığına yakalanmayı arzu eder? Etmez değil mi? Öyleyse eğer mümin isek bu hstalığın aramızda yayılmaması ve kardeşlerimizin hastalanmaması için bu konuda tedbir için ön görülen tüm kurallara mutlaka uymalıyız. “Maske takma” – “Fiziki mesafeye uyma” ve “Temizlik” bunların en başında geliyor. Mümin düğün yapıyor veya oğlunu askere yolluyor, herkesi davet ediyor ve bu vesile ile bir araya gelen müminler gereken tedbiri almıyorlar ve bile bile birbirlerine hastalık virüsü bulaştırıyorlar. Bunu haberlerde her gün izliyoruz. Sizce bu davranış yukardaki ayet ve hadisin öngördüğü kardeşlik ilişkisiyle uyuşuyor mu?. Bir düşünün bakalım!.. Uyuşmuyor değil mi?. Öyleyse şu ayet kulağımıza küpe olsun: "Kim zerre miktarı iyilik yaparsa karşılığını (mükafatını) görecektir. Kim de zerre miktarı kötülük yaparsa o da karşılığını (cezasını ) görecektir." (Zilzal-7,8)
Rabbimiz Allah başka bir ayette gerçek müminleri şöyle tanımlıyor ve övüyor. Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği öğütlerler, kötülükten sakındırırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Rasûlüne tabi olurlar. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe-71) Peygamerimiz de bir hadisinde şöyle buyurur: "Kim, din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun dünya ve âhiret bir sıkıntısını giderir ve ona mağfiret eder."
Bu bağlamda müminler gerçekten Allaha inanıyorlarsa birbirlerini Allah için sevmeli ve birbirleriyle gerçekten kardeş ve dost olmalı. Birbirlerini kötülüklerden sakındırmalı ve birbirlerine iyiliği ve Hakkı, doğruyu ve adaleti ve sabrı tavsiye etmeli. Ama ne yazık ki gördüğümüz kadarıyla günümüz müminlerinin yukardaki ayetlerden haberleri yok gibi!.. Sizce de öyle değil mi? Bakın bakalım çevrenize!. Ne görüyorsunuz? Herkes kendi nefsi peşinde!..
Öyleyse sevgili dostlar zaman kaybetmeden kendimize bir çeki düzen verelim ve Rabbimizin yukardaki ayetlerini ve peygamberimizin örnek ahlakını rehber edinelim, birbirimizin kusurlarını ve hatalarını sabır, hoşgörü ve imanımızla temizleyelim ve ilişkierimizi düzeltelim. Ve gerçekten birbirimizi Allah için sevelim ve Allah için kardeş olalım.. Böyle yaparsak göreceksiniz ki bizler daha huzurlu ve daha mutlu oluruz. Bunun başlangıcı da peygamberimizin şu hadisiyle öğütlediği gibi karşılaştığımız her yerde birbirimizi tebessümle selamlamak olsun. Bakıınız peygamberimiz ne buyuruyor: “Sizi birbirinize dost kılacak güzel bir davranışı haber vereyim mi? Aranızda selamlaşın.” Mümin din kardeşlerini kendine kardeş bilmeli, onu hep kardeş görmeli.. Kendisi için arzu ettiği güzel şeyleri din kardeşi için de arzu etmeli. Kendisi için arzu etmediği felaketleri kötülükleri din kardeşleri için de arzu etmemeli.. Sen- ben ayırımı yapmamalı, herkesle oturup kalkmalı ve herkese karşı mütevazi olmalı.. Peygamberimiz mescide geldiğinde orada kimi görse hemen gider onun yanına oturur, hal hatırını sorar, bir ihtiyacı, sıkıntısı olup olmadığını sorar. onunla sohbet ederdi. İnsanlarla hep güzel ilişkiler kurardı. Bizler de öyle yapmalıyız ki, ilişkilerimiz güzel ve feyizli olsun Rabbimizin rahmeti ve ihsanı bizlerin üzerine olsun!.. (muallimosman)
Yorum Yazın