Muallim Osman - Yüce Allah tarafından yaratılan her şeyin bir ömrü vardır! Ve her ömrün mutlaka bir yaratılış gayesi vardır. Her şey, mutlaka yaratılış gayesine uygun olarak ömür sürer. Örneğin; Güneş her gün dünyaya ısı ve ışık verir. Bulutlar insanlar için yağmur yağdırır. Bal arısı, ömrünü insanlara bal üretmekle geçirir!.. Bu örnekleri alabildiğine çoğaltabilirsiniz!.. Yaratılanlar arasında üstün bir değeri olan insanın yaratılış gayesi de Allaha kulluk etmektir. Ve Yüce Allah her kuluna bir ömür takdir etmiş ve ömrün gayesini de şöyle özetlemiştir. “O Allah, hanginizin daha güzel işler yapacağınızı sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk-2) Demek ki Allah insanı faydalı ve faziletli işler yapsın diye yaratmıştır. Bu nedenledir ki insan; Yüce Allah tarafından kendisine bahşedilen ömrü gelişigüzel tüketip, sonra da yok olup giden, boş ve gayesiz bir varlık değildir!..
İlahi vahye göre ömür, anlamsız bir yaşayış olmadığı gibi, ölüm de sonu hiç olan gayesiz bir yok oluş değildir!.. Ömür; Allah’a iman, ibadet ve kulluk içerisinde hayırlı, güzel ve faydalı işlerin yapıldığı feyizli ve bereketli bir hayat sürecidir!.. Ölüm ise; yaşanan ömür sürecinde yapılan iyi veya kötü fiillerin, amellerin hesabının verileceği ebedî aleme geçiş evresidir. Biliniz ki; Yüce Allah, Kur’anda: “Kim zerre miktarı iyilik yaparsa mükâfatını görecektir. Kim de zerre miktarı kötülük yaparsa cezasını görecektir.” (Zilzal-7,8) buyurduğu gibi dünya hayatında yapılan hiçbir şey karşılıksız kalmayacaktır. Ve sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselam bir hadisinde: “İnsan, şu beş şeyin hesabını Allah’a vermeden mahşer yerinden ayrılamaz; Ömrünü nerede harcadığı, Gençliğini nerede geçirdiği, Malını ve servetini hangi yollardan kazandığı, Kazancını nerelere harcadığı, Hayatını nasıl yaşadığı.” buyurduğu gibi kıyamet gününde insan dünyada yaşadığı ömrün hesabını mutlaka verecektir. Durum böyle olduğuna göre; insan, ömrünü mutlaka yaratılış gayesine uygun olarak sâlih amellerle, güzel ve faydalı işlerle geçirmelidir ki ömrünün semeresi mükâfat ve saadet olsun. Allah bunun yolunu bizlere kısaca şöyle göstermiştir; “Allah’ın sana verdiği nimetlerle ahiret yurdunu kazan. Dünyadan nasibini de unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de ihsan et, karşılıksız ver. Ve yeryüzünde fesat çıkartma. Muhakkak ki Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas-77)
Bu itibarla insan; öncelikle temiz bir kalb ile kendisini yaratan Yüce Allah’a iman etmeli, yalnızca O’na ibadet etmeli ve kulluk etmeli. Ömrünü insanlara ve çevresine faydalı ve hayırlı işler yaparak geçirmelidir. Eğer İnsan; ömrünü bu minval üzere geçirirse, biliniz ki o insan, ömrünü yaratılış gayesine uygun olarak geçiriyor demektir!.. Aksi halde Yüce Allah Kur’anda: “Allah'a kavuşmayı umursamayanlar, doğrusu hüsrana uğrayanlardır. Hesap günü ansızın onlara gelince, günahları sırtlarına yüklenince; ‘Yazıklar olsun bize! dünyada bunları mı yapmışız?’ derler. O işleyip-yüklendikleri ne kötüdür.” (En'am-31) buyurduğu gibi ömrünü kötülükle, günah ve haramla geçirenlerin akıbeti hüsran olacaktır. Bu anlamda, öyle insanlar görürsünüz ki, onlar ömür sermayelerini sadece dünyanın geçici zevk ve eğlencesine harcarlar, haramların, günahların ve kötülüklerin içine dalıp giderler ve âhiret azığını günahla doldururlar. İşte bunlar, ömürlerini gayesine uygun olarak geçirmeyen ve zararda olan insanlardır.. “ Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.” (Tâha-74) Öyle insanlar da görürsünüz ki, onlar ömür sermayelerini, Hak ve hakikat yolunda harcarlar. İşlerinde âdil ve merhametli olurlar. Yaptıkları hayırlı ve güzel işlerle hem dünyada hoş bir sadâ bırakırlar, hem de ahiret azığını sevap ve hayırla doldururlar. İşte bunlar, ömürlerini gayesine uygun olarak geçirenlerdir. İşte bunlar, doğru istikamette olanlardır. Ve Yüce Allah böyle kullarını şöyle müjdeler: İman edip sâlih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Güzel iş yapanların mükâfatı ne güzeldir.” (Ankebut-58) Bu bağlamda Asr Suresi hepimiz için bir uyarı olmalıdır. Yüce Allah bu sûrede bizleri şöyle uyarır: “Asra yemin olsun ki, insan muhakkak ki zarardadır. Allaha iman edenler, sâlih amel işleyenler ve birbirlerine Hakkı (Doğruyu) ve sabrı tavsiye edenler müstesna.” İmanınız kavi, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!..
