Öncelikle belirtmeliyim ki, Türkiye olarak; Rusya’nın, Ukrayna’ya karşı yürüttüğü işgal girişimini endişeyle izliyor, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor, masum sivillerin ve özellikle de çocukların hunharca katledilmelerini lanetliyoruz.
Rusya’nın işgal politikasından geri adım atmasını sağlamak adına diplomatik girişimlerde bulunuyor, Montrö boğazlar sözleşmesi dahil elimizdeki tüm kozları kullanmak suretiyle iki ülke arasında kalıcı barışı sağlamaya gayret ediyoruz. Akılcı hamlelerle meseleye taraf olmadan, kendi ülke çıkarlarımızı da göz önünde bulunduruyor ve herkes için en az zararla bu işin nihayete erdirilmesini amaçlıyoruz. Tarafsızlık ilkesine göre hareket ediyor olsak da , mazlumun yanında olduğumuzu tüm dünya bilmekte ve bizim zalimin hasmı olduğumuz açıkça görülmektedir. Üstad Mehmet Akif’in dizelerinde geçen “ Zalimin hasmıyız ama severiz mazlumu” sözleri yazdıklarıma tercüman olmaya muktedirdir. Bizden yeteri kadar bahsettik sanırım şimdi biraz da onlardan bahsedelim!
Onlardan kastım, sözde medeniyetlerin beşiği , insan haklarının savunucusu olarak bilinen Batılı ülkelerdir. Benim deyimimle Operasyon Çocukları alçaklar, genelde bilinen adıyla Avrupa Birliği denilen örgüt , kendinden olmayanlara yaşam hakkı tanımayan, ırkçılığın anavatanı olan , algı operasyonlarıyla ikilik çıkarmak suretiyle dünyayı karıştıran, hatta idealleri doğrultusunda kendi halklarına dahi zulümleri reva gören bir zihniyetin tezahürüdür. Bu iddialı sözlerime bizatihi Avrupa’nın karanlık tarihi tanıklık edecektir. Avrupa’nın yakın tarihini bile araştıracak olursanız eğer, açılan yaralın henüz kabuk tutmadığını görebilir , köle ticaretinden tutunda soykırım,sürgün ve sömürgecilik gibi barbarlıklara sıkça rastlayabilirsiniz. Karanlık tarihini deşifre etmeye çalıştığımız iki yüzlü Avrupa’nın çifte standart uyguladığı ve Müslümanları ötekileştirdiği eylemlerini konuşalım…
Ukrayna’da ki masum sivillerin öldürülmelerini engellemek adına Rusya’ya karşı , her türlü ekonomik yaptırım kararlarını çabucak hayata geçirdiler , Birliğin lider ülkeleri acil koduyla topladılar ve Ukrayna’ya kalkan olacak fakat bizim yarım asırdır kapısında bekletildiğimiz AB’ ye üyelik sürecini tamamlamak için maksimum çaba içerisine giriştiler. Dünya barışına katkı sunmak amacıyla gösterilen bu tür gayretler tabii ki takdire şayandır. Burada sorulacak soru elbette şudur ; masumların yaşam hakları sadece kendilerinden olanlar için mi geçerlidir ? Ortadoğu ve çoğunlukla Müslümanların yaşadıkları coğrafyalar da , yüz binlerce sivil vatanlarından sürgün edilirken , yine aynı şekilde yüz binlerce kadın ve çocuk başta olmak üzere masum sivil katledilirken sözüm ona medeni Avrupa ülkeleri ne yaptılar ? Ben söyleyeyim hiçbir şey yapmadılar. Bilakis gönderdikleri silahlar ve paralı askerleriyle destek verdiler. Çünkü öldürülenler Müslüman’dı ve onlara göre yaşamaya hakları yoktu. Henüz birkaç gün önce dünyanın gözü önünde , kendisini haber muhabiri olarak tanımlayan bir soysuzun , “Ölenler sarı saçlı , mavi gözlü çocuklardır. Onları Ortadoğu’da öldürülen Müslüman çocuklarla bir tutamayız” Şeklindeki sözleri ırkçılığın daniskası değil de nedir? Ayrıca Ukrayna’dan gelen mültecilere kapılarını ardına kadar açan Yunanistan , umut yolculuğu adına Avrupa ülkelerine gitmek isteyen Müslümanların şişme botlarını patlatarak Akdeniz’de ölüme terk etmemiş miydi? Bu yapılanlar Avrupa’nın ayrımcı politikalarını açıkça ortaya koymaktadır. Her zaman Avrupa’nın iki yüzlü bir şeytan olduğunu savunanlardan biriyim. Terör örgütlerini finanse ederek Müslümanların üzerine gönderen , medya gücünü kullanarak kışkırtma politikaları uygulayan ve ülkeleri viran eden ama kendilerini barış elçisi , insan haklarının yılmaz savunucusu gibi gösteren Batının gerçek yüzü aşikar olmuştur. Bu saatten sonra Avrupa’nın Türkiye ve İslam karşıtlığını , haksız ve hukuk tanımayan eylemlerini , ırkçı söylemlerini görmezden gelerek hala Avrupa ülkelerinin , medeniyetler ülkesi olduğunu savunarak hayranlık duyanlar , kendi ülkesini eleştirerek tüm dünyaya karşı bir ve beraber görüntü vermeyenler benim gözümde tek kelime ile VATAN HAİNİDİR.
Yazıma Bosna Hersek’in bilge Kral lakaplı efsanevi lideri Aliya İZZETBEGOVİÇ’in muhteşem sözleriyle son vermek istiyorum.
“Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı devam edegelen sömürgeciliği , döktüğü kan , akıttığı göz yaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”
Yorum Yazın