SÖZDE BİN YIL SÜRECEKTİ
( O kara günleri tekrardan hatırlatmak istedim ki, tarih tekerrür etmesin)...
Her şey 1995 seçimlerinden sonra kurulan koalisyon hükümetinin sonucunda başbakanlık koltuğuna refah partisi’nin genel başkanı Necmettin ERBAKAN hocanın oturmasıyla başlamıştı. Bundan bir takım güruh rahatsız olmuştu. Bu güruhtan kastım; ülkenin önde gelen işadamlarından büyük bir kısmı, askeri kanat ve bir takım medya kuruluşlarıydı.
Zaman kaybetmeden linç kampanyalarına başladılar. “İrtica hortladı”, “şeriat geliyor”, “ya uy,ya çekil”, “ ordudan son uyarı” gibi başlıklar atarak medya üzerinden rahatsızlıklarını dile getirdiler. Darbeye adım adım zemin hazırladılar. Nitekim 1997 yılında MGK kararları sonrasında hükümet istifaya zorlandı. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL hükümeti kurma görevini ANAP’ın Genel başkanı Mesut YILMAZ’a verdi. Tarihe kara bir leke olarak geçen darbe “post modern darbe” olarak adlandırıldı. Dönemin genelkurmay ikinci başkanı Çevik BİR’in deyimiyle;demokrasiye balans ayarı verilmişti. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in alan açmasıyla, genelkurmay başkanı İsmail Hakkı KARADAYI ve komuta kademesinde bulunan komutanlarıyla birlikte darbe gerçekleştirilmiş oldu.
Artık zülüm başlamıştı.Refah Partisi kapatıldı. Bir çok kişiye siyasi yasak getirildi. Darbeyi protesto etmek amacıyla sokağa çıkan insanlar gözaltına alındılar. İçlerinde tutuklananlar da oldu. Dönemin İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal ALEMDAROĞLU ve yardımcısı Nur SERTER İkna odalarında öğrencilere zorla başörtüsüyle okula girmeyeceklerine dair taahhütler imzalattılar. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi hemşirelik bölüm birincisi kardeşimiz sırf başörtülü diye törene alınmadı.Ülkeyi milyarlarca dolar zarara uğrattılar.Onlarca banka hortumlandı vs. 1998 yılında kapatılan refah partisi’nin yerine fazilet Partisi kuruldu.Girdiği ilk seçimde 111 milletvekili çıkararak meclise yerini aldı. Bu vekillerin içinde en dikkat çekeni ise başörtülü merve KAVAKÇI idi.Vekil seçilmesiyle tartışmaların hep odağında oldu.O’nun başörtülü olmasını hazmedemeyenler, meclis genel kuruluna girdiği an yuhalamaya başladılar.Dönemin DSP genel başkanı Bülent ECEVİT’in Merve KAVAKÇI’ya ithafen; “burası devlete meydan okunacak yer değildir.Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz” şeklindeki sözlerini hepimiz çok iyi biliyoruz.
O dönemde mağdur olan öğrencilerimize uzun bir aradan sonra 2011 yılında ak parti hükümeti okuma haklarını geri verdi. 2014 yılında ise kılık kıyafet kanununda yapılan düzenlemelerle hem okullarda hem de kamu kurumlarında başörtüsü serbest hale getirildi. Çeşitli meslek dallarıyla görevlerini ifa ederken, ilgili kurumlarında hakları gasp edilen ve mağdur olan vatandaşlara iade-i itibar yapıldı.Uzun yıllar kanayan yaralar bir nebze de olsa kabuk tutmuş oldu. Ülkemizde bu tür darbelerin bir daha yaşanmaması diliyor, bu vesileyle merhum Necmettin ERBAKAN hocayı rahmetle anıyorum.
Çok teşekkür ediyorum
Yüreğine sağlık