Vicdanın Rotası: Filistin’e Giden Gemi
Bir gemi ayrıldı bugün kıyılarımızdan.
Ne sıradan bir yolculuktu bu, ne de sıradan insanlar vardı içinde. O gemi, yalnızca Gazze’ye değil, insanlığın yitirdiği vicdanına doğru yol aldı. Ve bu yolculuk, bizim yüzümüze çarpan tokat gibi bir gerçekti: Biz ne zaman bu kadar ayrıştık? Ne zaman sadece kıyafete, cemaate, etiketlere baktık da insanı unuttuk? Fotoğrafa baktım uzun uzun. Kimisi başı açık, kimisi sakalsız, kimisi yabancı bir ülkeden. Ama her birinde bir ortaklık vardı: "Zulmün karşısında susmayan kalp." Sen burada "Tarikat mı, cemaat mi?" diye tartışırken, O kızcağız diyor ki: "10 kilo zayıflasam da Gazze’ye gitsem, fark etmez, yeter ki bir nefes olsun Filistin’e.” Ve sen hâlâ onun eteğine, saçına takılıyorsun.
Vicdan, örtüyle değil, yürekle ölçülür.
Unuttuğumuz bir hakikat var:
Rabbimiz Kur’an’da “Ey Müslümanlar, Ey Hristiyanlar, Ey Yahudiler” diye ayırmıyor. “Ey insanlar!” diyor. Çünkü çağrı inançlara değil, insanlığadır. Ve o çağrıya cevap verenler, bazen bizim dışladıklarımız oluyor. Kur’an’ın dili apaçık, ama bizim bakışımız bulanık. Allah ayırmazken biz bölüyoruz. İmanlıyı, dinsizi, başörtülüyü, açıktakini tartıyoruz. Ama zalimle mazlumun arasına çizgi çekemiyoruz.
Bugün o gemi bir ülkeye değil,
bizim unuttuğumuz hakikate, cesarete ve merhamete yelken açtı.
Yazar Mustafa ALDIÇ
























































Yorum Yazın