ALLAH KORKUSUNUN SORUMLULUĞA ETKİSİ
Allah’a inanan her insanda az veya çok mutlaka Allah korkusu bulunur. Ama Allah korkusu güçlü olan insanlarda sorumluluk bilinci daha güçlü olur. Pekî Allah korkusu Nedir? Allah korkusu; Allahın yasak ve haram kıldığı, günah saydığı her türlü çirkin, kötü ve zararlı olan şeyleri söylemekten ve yapmaktan sakınmaktır. Allahın sevgisini ve rızasını kaybetme endişesidir. Allahın azabına uğrama kaygısıdır. İşte bu endişe ve korku insanı sorumluluğa iter. Ve insan yaptığı her şeyi, söylediği her sözü ölçerek ve tartarak yapar. Allah’tan ve O’nun azabından korkan bir insan, bu korku sayesinde kötülüklerden ve günahlardan uzak durur. iyiliklere ve slalih amellere daha çok yönelir. Güzel ve faydalı işleri daha çok yapar. Âdil ve merhametli olur. İyilik ve yardımsever olur. Kimseyi incitmez, kimseye zulmetmez. Güvenilen bir kimse olur. Ondan kimseye kötülük ve zarar gelmez. Çünkü O, Rabbimizin Kur’anda: “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, garib gurabaya yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” (Nahl-90) buyurduğu gibi Allahın insanlara adaleti, iyiliği ve yardımlaşmayı emrettiğini, çirkinlikleri, kötülükleri ve azgınlıkları da yasakladığını bilir. Ve yine O insan yaptığı her iyiliğin ve her kötülüğün hesabını Allaha vereceğini ve karşılığını da mutlaka göreceğini bilir Zira Rabbimiz Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Kim zerre miktarı iyilik yaparsa karşılığını (mükafat olarak) görecektir. Kim de zerre miktarı kötülük yaparsa o da karşılığını (azab olarak) görecektir.” (Zilzal-7,8) Ve işte Allah korkusu, insana bu iki sonuçtan iyi olanı tercih etme ve o yönde gayret gösterme sorumluluğu kazandırır.
İnsan nasıl ki sevdiklerine karşı bir hatâ ve kusur işlemekten haya ederse, kendisini yaratan, yaşatan ve nimetlendiren Rabbine karşı da bir hata ve günah işlemekten haya eder, utanır, korkar. O’nun sevgisini kaybetmekten korkar. Bu da insanı iyiliklere ve güzel davranışlara yönlendirir. Bu da o kimseyi herkese ve herşeye karşı sorumlu hale getirir. Hz.Süleyman aleyhisselam gibi bir karıncayı incitmekten bile sakınır. Bir halife olarak, bir anne ile çocuğunun karınları aç olarak gecelediklerine şahid olan ve onlara karşı sorumlulğunu yerine getiremediği için yüreğinde taşıdığı Allah korkusuyla hemen Beytülmâle gidip onların ihtiyacı olan un çuvalını ve diğer zaruri ihtiyaçlarını kendi sırtında taşıyarak onlara götüren Hz.Ömer gibi sorumluluk kaygısı taşır. İşte bu yaşananlar Allah korkusu ile Allaha hesap verme sorumluluğunun tezahürleridir. Yüreğinde Allah korkusu ve sorumluluk duygusu taşıyan Hz.Ömer bir sözünde şöyle der: “Dicle kenarında bir koyunu bir kurt kapsa. Gelir de adli ilahi Ömer’den sorar onu.” Bakınız bu konuda Rabbimiz Allah ne buyuruyor: “Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr- 18)
Şunu iyi biliniz ki, Allah korkusu taşımayan insanlarda hakkaniyet, adalet, sevgi, saygı, merhamet ve iyilik gibi iyi duyguları göremezsiniz. Çünkü Allah korkusu taşımayanlar bencil, zâlim ve merhametsiz olurlar da ondan. Böyle insanlarda sorumluluk duygusu olmaz. Sadece kendi nefislerini ve kendi çıkarlarını düşünürler. Bu nedenle ârif insanlar şöyle demişler: “Kork, Allah’tan korkmayandan.” Sakın ha, insan; malına, mülküne, servetine, gücüne ve yaptığı ibadetlere güvenerek Allahtan korkmamazlık etmesin! Çünkü sorumsuzca işlenen her kötülük o kimse için büyük bir azab olabilir. Şunu iyi biliniz ki, Yüce Allah Kur’anda: “İman edip salih amel işleyenlere, kendileri için, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele...” (Bakara-25) buyurduğu gibi Allah, rahmetini ve cennetini ancak kendisine iman eden ve salih amel işleyen sorumlu kullarına ihsan edecektir. Ve Rabbimizin şu öğüdü kulaklarımıza küpe olsun: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa, öyle sakının ve müslüman olarak ölün.” (Ali imran-102) Kalbinde Allah korkusu olan bir insanın sevgisi ve şefkati, adaleti ve merhameti arz ile sema arasını kuşatacak kadar bereketli ve kucaklayıcı olur. Kuyu başında susuzluktan dili sarkmış bir köpeği gören ve ayağındaki ayakkabıyı çıkararak o köpeği sulayan o kadının bu davranışı, onun yüreğinde taşıdığı Allah’a karşı hesap verme korkusuyla o köpeğe karşı taşıdığı sorumluluk duygusuydu. Yapacağı salih bir amelle Allahın sevgisini ve rızasını kazanma arzusuydu. İmanınız kavi ameliniz salih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun! -muallimosman
Yorum Yazın