ALLAH RAHMAN ve RAHÎM OLARAK DA RABBİMİZDİR
Yüce Allah Kur’anda; “En güzel isimler Allah’ındır. Öyleyse, Allaha Onun isimleriyle duâ edin!” (Âraf-180) buyurduğu gibi ‘çok merhamet eden’ ve ‘çok acıyan-çok bağışlayan’ anlamına gelen “Rahman” ve "Rahîm" isimleri de Yüce Allahın isimlerindendir. Bizler de Rabbimiz Allaha duâ ederken bu iki isimle de duâ edeeriz. Dikkat ederseniz güzel bir işe başlarken söylediğimiz Besmele’de de bu iki ismi bir arada söyleriz. Ve her işimize başlarken bir duâ sözü olan “Besmele”yle başlarız ki, Rabbimizin rahmeti, mağfireti ve yardımı bizimle olsun!. Rabbimizin “Rahman” ismi; anlam ve kapsamı çok geniş olan bir isimdir. Bu bağlamda Rahman olan Rabbimiz Allah hem acıyan ve merhamet edendir, hem bağışlayandır, hem şefkat gösterendir, hem iyilik ve yardım edendir. Rabbimiz Allah Kur’anda: “...Biz bu kitabı sana bilinmesi gereken herşeyi açıklayan ve doğru yolu gösteren bir rehber ve bir rahmet olarak ve bunu müslümanlara müjdeleyen bir kitap olarak gönderdik.” (Nahl-39) buyurduğu gibi mukaddes kitabımız Kur’an da bizlere Allahın bir rahmeti olarak gönderilmiştir. Yine Rabbimiz Allah Kur’anda; “Yâ Muhammed! Muhakkak ki biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya-107) buyurduğu gibi bizlere doğru yolu ve hidayet yolunu gösteren peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam da bizlere Allahın bir rahmeti olarak peygamber olarak gönderilmiştir. Bu da Rabbimiz Allahın Rahman isminin başka bir tecellisidir. Rahman olan Rabbimiz Allahın rahmeti bu dünyada tüm kullarını kuşatmıştır, kendisine inansın inanmasın, muttaki olsun günahkar olsun her kuluna bu dünyada yaşayacağı rızkını verir, istediklerini, çalışması ve gayreti çerçevesinde verir. Bu konuda Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, Allah onun rızkını yaratmamış olsun.” (Hûd-6) Bu rahmetiyle Rabbimiz Allah isteyen, çalışan ve gayret eden herkese rahmet eder ve çalışmasının karşılığı olan rızkını verir. Hatta Rabbimizin rahmeti öyle geniştir ki, Allah birçok nimeti bizlere hiç emek sarfetmediğimiz halde vermektedir. Hava, su ve yeryüzünde kendiliğinden yetişen çeşitli doğal sebze ve meyveler bunlardandır. Ve Yüce Allah Kur’anda: "O Allah, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize melekleriyle birlikte rahmetini gönderir. Bununla birlikte Allah mü'minlere daha çok merhamet eder ve çok acır.” (Ahzâb-43) buyurduğu gibi Allahın muttaki kullarına olan rahmeti ve acıması daha feyizli olur! Ancak şunu da bilelim ki, Rabbimiz Allah, âhirette yalnızca kendisine iman eden ve salih amel işleyen kullarına acıyacak ve onlara rahmet edecektir. Sadece onları imanlarına karşılık amellerinin derecesine göre Cennetiyle nimetlendirecektir. “İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları Cennet köşklerine yerleştireceğiz. Güzel iş yapanların mükâfatı ne güzeldir!” (Ankebut-58)
İslam literatüründe âlimler Allahın “Rahim” sıfatını tefsir ederken bunun sadece Ahiret’te mü’min kullarına ihsan edeceği bir lütuf olacağını ifade etseler de Rahmeti ve mağfireti sınırsız olan ve bizim algılayamacağımız kadar bir yücelikte olan Yüce Allah’ın bu sıfatını bu ismini sadece ahiretle sınırlandırmak doğru değildir. Çünkü Rabbimiz Allah Kur’anda; “Sizden kim cahillikle bir günah işler de sonra arkasından pişman olur hmen tevbe eder, kendini düzeltirse O sizi bağışlar. O Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.” (Enam-54. buyurduğu gibi bilerek veya bilmeyerek hata eden ve günah işleyen fakat hatasını anlayarak Allaha tevbe edip hatasından dönen ve durumunu düzelten kullarına da Allah mağfiretini ihsan eder. Çünkü Allah, mü’min kulları için her zaman Rahman ve Rahîmdir. Bir başka husus da; Biz insanlar merhamet ederken genelde duygusal davranırız, bazen cimrileşiriz bazen cömertleşiriz, ama Rabbimiz Allahın rahmeti ve acıması kullarına her zaman olması gerektiği şekilde tecelli eder. İşte Rabbimizin “Rahman” ve “Rahim” sıfatlarını tezekkür ve tefekkür ederken bunları da iyi bilmeliyiz. Bir de Rabbimizin rahmet ve mağfiretiyle bizlere ihsan ettiği sayısız nimetler karşısında biz Rabbimiz Allaha karşı şükrümüzü ve kulluğumuzu gerektiği şekilde yapabiliyormuyuz? Veya bizler de Rabbimiz gibi müşfik ve merhametli olabiliyormuyuz? Veya ne kadar olabiliyoruz? Bunları da düşünmeliyiz ve bizler de Rabbimizin bu sıfatlarıyla feyizlenip bizler de birbirimize karşı acıyan ve merhamet eden müslümanlar olmalıyız. Artık dileyen iman edip sâlih ameller işleyerek Allahın rahmetini ve mağfiretini ümit etsin. İsteyen de küfürde veya şirkte kalarak Allahın azabını ve Cehennemi arzulasın. (muallimosman)
Yorum Yazın