ALLAHA ŞÜKRÜN BİR İFADESİ DE
İYİLİK VE YARDIMDIR
xxx
Rabbimiz Allah Kur’anda: “Her zaman beni anın ki, ben de rahmetimle sizi anayım. Ve bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin!” (Bakara-152) buyurduğu gibi Allaha karşı kulluk görevlerimizden biri de Rabbimizin bizlere ihsan ettiği birbirinden değerli binlerce nimet için O’na şükretmektir. Pekî şükür nedir, nasıl olur? Şükür; İnsanın sahip olduğu kazanç ve kazanımların Allah’ın bir lütfu ve ihsanı olduğunu bilmesi, tefekkür, tesbihat, iyilik, infak ve yardımlarla Rabbini her daim hatırlaması ve anmasıdır. Şükür üç şekilde olur; 1-Kalb ile tefekkür ile olur. 2-Söz, tesbihat ve duâ ile olur 3- Sâlih amel ile yani, iyilik, infak ve yardım ile olur. Meselâ, bir kimse elde ettiği veya sahip olduğu bir nimetin Allah’ın bir ihsanı ve lütfu olduğunu bilip, Allahı kalbiyle anması ve tefekkür etmesi bir şükürdür, diliyle hamd etmesi bir şükürdür.Kendisine iyilik edene Allahın razı olacağı şekilde teşekkür etmesi bir şükürdür. Allah rızası için iyilik, infak ve yardımda bulunması bir şükürdür. İnfak ve yardım şeklinde yapılan iyilikler şükrün en feyizlisidir. Çünkü bu tür iyilikler aynı zamanda cömertliğin de bir göstergesidir. Çünkü Allah cömerttir, cömert olanları sever. Ve Rabbimiz Allah Kur’anda: “Eğer siz Allaha güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını en iyi verendir, Allah müşfiktir.” (Tegabün-17) - “Kim bir iyilik yaparsa Biz o iyiliği artırırız. Allah bağışlayandır, şükredene karşılığını en iyi verendir.” (Şura-23) buyurduğu gibi maddî olarak yapılan iyilikler, infaklar ve yardımlar Allaha verilen güzel ve bereketli bir borçtur ve Rabbimiz Allah iyilik ve yardımlarla kendisine verilen her borcun karşılığını mutlaka misliyle, daha fazlasıyla ve daha güzeliyle o kuluna geri verir. Ve Rabbimiz Allah şu ayette de buyurduğu gibi Allah her güzel davranışı ve yardımı iyilik, her iyiliği de sadaka olarak kabul eder ve yapılan her iyiliğin ahiretteki karşılığının daha hayırlı olacağını müjdeler ve şöyle buyurur: “Kim bir iyilikle gelirse, onun için orada ondan daha hayırlısı vardır...” (Kasas-84) Peygamberimiz de bir hadisinde şöyle buyurur: “Kim, din kardeşinin bir sıkıntısını giderirse Allah da ahrette onun bir sıkıntısını giderir.”
İyilik, infak ve yardım hususunda Allah’ın müjdesi bu kadar açık ve net iken, akıllı bir mü’minin iyilik, infak ve yardımlardan uzak durması doğru olur mu?. Elbette olmaz. İnsan, nasıl ki kendisine bir iyilik yapıldığında memnun ve mutlu oluyorsa, kendisi de başkalarına bir iyilikte ve yardımda bulunduğu zaman onların da kendisi gibi mutlu ve mesrur olacağını ve en önemlisi Allahın razı oacağını ve Allahın rızasını kazanacağını bilmeli ve imkanı olduğu her anında iyilik, infak ve yardımda bulunmalı ve hem insanların duâsını almalı hem de bu davranışıyla Allaha şükrederek Allahın rızasını, rahmetini, mağfiretini ve cennetini kazanmalı. Öyle değil mi! Şunu iyi biliniz ki, “kötülükten kötülük ve belâ doğar. iyilikten ise iyilik ve sevgi doğar!. Büyüklerin deyimiyle; “iyilik eden iyilik bulur.” İyilik yapana Allahıhın rızası, sevgisi ve rahmeti tecelli eder. Çünkü, Rabbimizin ifadesiyle iyiliklerin karşılığı daima iyilik, hayır ve ilahi mükâfattır. Kötülüklerin karşılığı ise belâ, musibet ve ilahi azabdır. Ve bir de şu hususa dikkat edelim. Rabbimiz Allah Kur’anda: “Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı –iiyiliklerinizi - başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın...” (Bakara-264) buyurduğu gibi mü’min yaptığı iyilikleri, infak ve yardımları kibir, riya, gösteriş ve başa kakmayla feyizsiz hale getirmemeli. Biliniz ki, yapılan iyilik ve yardımların sâlih amel ve şükür olabilmesi için o iyiliklerin ve yardımların yalnızca Allah için ve Allah rızası için yapılması gerekir. Bizim de yapacağımız iyilikler ve yardımlar kibir, riya ve gösterişten uzak olmalı, sağ elin verdiğini sol el görmeyecek kadar tevâzu ve takva içinde olmalı. Şunu da biliniz ki, insanlar yapılan iyiliklerin ve yardımların değerini ve kıymetini bilmeyebilir veya unutabilir, hatta nankörlük edebilir, ama Allah asla unutmaz ve Rabbimiz Allah yukardaki ayetlerde müjdelediği gibi ihlasla yaptığımız ve yapacağımız her iyiliğin karşılığını mutlaka mükâfat olarak geri verir. Yeter ki biz, ihlasla ve tevâzu ile iyilik, infak ve yardımda bulunalım ve Rabbimize şükredelim. İmanınız kavi, iyilikleriniz ve şükrünüz güzel, ömrünüz huzurlu, feyizli ve bereketli olsun! (muallimosman)
Yorum Yazın