ALLAHA TEVEKKÜL MÜMİNİN SİGORTASIDIR
Muallim Osman - İnsanların ve diğer canlıların rızkını veren âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır. Allah, hiç ayırım yapmadan, çalışan ve gayret eden herkese çalıştığının karşılığını vermektedir. Kur’an ifadesiyle: “İnsan için kendi çalışmasıyla elde ettiğinden başkası yoktur.” (Necm-39) Ancak. mü’min; dünyevi ve uhrevi hayatı için yaptığı tüm çalışmaların ve işlerin neticesinin hayırlı ve bereketli olması için Allah’a tevekkül etmesi gerekir. Çünkü Mukaddes kitabımız Kur’anda Allah şöyle buyurur: “Eğer mü’min iseniz Allah’a tevekkül edin.”(Maide-23)
Peki “Tevekkül” nedir? Tevekkül; Hayırlı bir işte feyizli ve bereketli bir amaca ulaşmak için gereken çalışmayı ve gayreti gösterip gerekli tedbirleri aldıktan sonra neticeyi Allahın takdirine bırakmaktır. Tevekkülün ön şartı ise; Hâlis bir iman, gayretli bir çalışma ve güzel bir sabırdır. Hiçbir şeye tevessül etmeden, hiçbir çalışma ve gayret göstermeden “Ârmut piş ağzıma düş” mantığıyla her şeyi hazır beklemek akıllı insanın işi değildir. Böyle bir düşünce ahmaklıktan başka bir şey değildir. Bu nedenle insan hem dünyevi hem de uhrevi hayatı için hayırlı ve faydalı şeyler elde etmek istiyorsa mutlaka çalışmalı, yapılması gerekenleri yapmalı, alınması gereken tedbirleri almalı ve sonucun hayırlı olması için Allah’a sığınmalı, O’na duâ etmeli ve O’na tevekkül etmelidir. Kim Allah’a inanır, O’na güvenir ve işlerinde O’nu vekil kılarsa bilsin ki, Allah o kimseye yeter. Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Sen her zaman diri ve canlı olan Allah’a tevekkül et! Zira Allah sana yeter.” (Ahzab-3) Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam bir hadisinde şöyle buyurur: “Bir kimse samimiyetle Allah’a sığınırsa, Allah onun her işine yetişir. Hiç ummadığı yerden onun rızkını verir.” O Allah ki, göklerin ve yerin sahibidir. Tüm mahlûkatı sevk ve idare edendir. İnsanların ve tüm canlıların rızkını verendir. O’nun gücü her şeyin üstündedir.
Bir gün bir adam peygamberimize gelerek bir türlü fakirlikten kurtulamadığından şikayet etti. Peygamberimiz ona: “Demek ki sen Allah’a tam tevekkül etmedin. Eğer Allah’a tam tevekkül etmiş olsaydın Allah’ın kuşlara rızkını verdiği gibi sana da verirdi. Bak, onlar her gün sabah erkenden mideleri aç olarak giderler, akşam karınları tok olarak yuvalarına dönerler.” buyurdu.
Bir defasında Peygamberimiz, bir adamın devesini başı boş bırakarak mescide girdiğini gördü. Onu çağırdı ve “Niçin deveni bağlamadın?” dedi. O da: “Allah vekildir.” dedi. Peygamberimiz o kimseye: şöyle dedi: “Önce deveni bağla sonra Allah’a tevekkül et!”
İbrahim aleyhisselam, zâlim Nemrudun adamları tarafından mancınıkla ateşe atılacağı sırada Allah’ın emriyle Cebrail, Hz.İbrahim’e (a.s) geldi ve “Yâ İbrahim! Benden bir isteğin var mı?” dedi. Her işinde Rabbine sığınan ve güzel bir tevekkül sahibi olan İbrahim aleyhisselam ise ona , “Hayır Yâ Cebrâil. Allah benim bu halimi görüyor. Ben Allaha tevekkül ettim . O en güzel vekildir.” dedi. Nemrutun adamları Hz.İbrahim’i(a.s) ateşe attığı anda Cenabı Allah ateşe: “Ey ateş kulum İbrahim için serin ve selamet ol!” emrini verdi ve ateş, İbrahim aleyhisselam için serin oldu. Atıldığı ateşin bulunduğu yer ise; içi çiçeklerle ve ağaçlarla bezenmiş serin bir bahçeye dönüştü.
Bazı insanlar çalışıp, çabaladıkları halde istedikleri sonucu alamadıklarından veya fakirlikten kurtulamadıklarından yakınırlar. Bu ise tevekkülü anlamamaktır, tevekküle razı olmamaktır. Allah’ın takdirine isyandır. Halbuki insan yaptığı işlerin sonucunun takdirini mutlaka Allah’a bırakmalıdır, yani her konuda Allah’ı vekil kılmalıdır. Yani mü’min her işinde tevekkül sahibi olmalıdır. Yaptığımız bir iş istediğimiz şekilde sonuçlanmamışsa, bilmeliyiz ki; ya o konuda gereken gayreti yeteri kadar göstermemişizdir veya henüz onun olma vakti gelmemiştir. Ya da; o işin, nefsimizin arzu ettiği şekilde sonuçlanması bizim hayrımıza değildir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurur: “İhtimal ki, hoşlanıp arzu ettiğiniz bir şey sizin kötülüğünüze olabilir. Hoşlanmadığınız bir şey de sizin iyiliğinize olabilir. Allah onu bilir ama siz bilemezsiniz.” (Bakara-216) Bu hususta bize düşen görev ; her hayırlı iş için gereken çalışmayı ve gayreti gösterip güzel bir duâ ile sonucu, neticeyi Allah’ın takdirine bırakmaktır. İmanınız kavi, işiniz güzel, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!..






















































