Reklamı Geç
Mevlüt Yanmaz Bungalov
Doğru Taşımacılık Şaban Doğru
Güneş Güzellik
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

AŞÛRE GÜNÜ   AŞÛRE  İKRAMI  ve  FAZİLETİ

AŞÛRE GÜNÜ   AŞÛRE  İKRAMI  ve  FAZİLETİ  

                                      

         İslam geleneğinde  “Aşûre Günü”  olarak bilinen ve  çeşitli ibadet, tesbihat, duâ ve  Aşure tatlısı ikramıyla ihya edilen Muharrem ayının onuncu günü  feyizli ve mübarek bir gündür. Muharrem ayının onuncu gününüyle ilgili  pekçok olay anlatılsa da  onların çoğu  dilden dile dolaşan sözlü tevatürlerdir. Bu günü önemli kılan en önemli iki hadise vardır. Biri Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselamın torunlarından Hz.Hüseyin’in Hicri takvime göre Hicri 61 yılında  Muharrem ayının 10. günü Kerbelâ’da  şehid edilmesidir. O gün müslümanlar o olayın üzüntüsünü yaşarlar ve Hz.Hüseyini duâlarla anarlar. Diğeri de Hz.Nuh aleyhisselamın kıssasıyla ilgilidir. Nuh aleyhisselamın kıssasını hatırlayın. Hani Onun   zamanında Allahın takdiriyle meydana gelen Tûfanda  yeryüzü  sular altında kalmıştı.  Her yeri sular kaplamıştı.  Nuh aleyhisselama inanmayan kâfirler sular altında kalarak boğulmuşlar ve helak olmuşlardı. Ancak Allahın yardımıyla ve hidayetiyle Hz.Nuh ve Onun tebliğine uyarak Allaha iman ederek Hz.Nuhun yaptığı  Gemiye binen  mü’minler kurtulmuştu. Onlar Tûfan esnasında  günlerce huzur ve emniyet içinde gemiyle birlikte su üstünde dolaşıp durdular. Hz. Nûh Rabbine şöyle duâ etti: “Ey Rabbim! Bizi hayırlısıyla bereketli bir yere indir. Sen yerleştirenlerin (iskan edenlerin) en hayırlısısın.” (Müminun-29) Nihayet öyle bir an geldi ki, Yüce Allah Kur’anda:  “O zaman yere:  ‘Ey yer! suyunu çek!’ Göğe de: ‘Ey Gök! Sen de suyunu tut!’ denildi. Su çekildi, iş bitti ve gemi  cûdi üzerinde durdu.  Ve o zâlim kavim için denildi ki: Buldular cezalarını.”(Hûd-44)  buyurduğu gibi birden bire yağmur durdu, sular çekildi. Nûh’un gemisi de yüksekçe bir yerde durdu.  Rivayete göre burası Cûdi dağının üzeriydi.   Ve Yüce Allah Kur’anda: “‘Ey Nûh, sana ve beraberindekilere ve daha birçok ümmete bizden bir esenlik ve ihsan edeceğimiz birçok  bereketle gemiden in!...” (Hud-48) buyurdu ve  Nûh alayhisselam ve beraberindekiler esenlik  içinde Gemiden indiler ve toprağa ayak bastılar.  Rivayete göre  o gün Muharrem ayının onuncu günüydü.  Hz.Nûuh ve beraberindekiler o dehşet verici tûfandan sağ sâlim kurtuldukları için Allah’a şükrettiler. Allah’a şükürlerini sunmak için o gün hepsi oruç tuttu. Ancak akşam iftarlarını açmak için  belli başlı bir yiyecekleri kalmamıştı. Durumu Nuh aleyhisselama bildirdiler, O da yanlarında kalan kuru taneli yiyeceklerden (nohut buğday, kuru fasulye kuru üzüm.. v.s..) ne varsa onları bir araya toplamalarını  ve ondan bir yemek  pişirmelerini öğütledi. Ve onlar bu öğüde uyarak mevcut erzaklarından bir çorba pişirdiler. Ve o akşam hep birlikte oruçlarını bu çorbayla açtılar. Mü’minler  daha sonraları bu  çorbayı  yemek çeşitleri arasına kattı ve bu tatlı  çorbaya da “Aşûre” ismini verdiler.  Ve müslümanlar her yıl Muharrem ayının ilk haftasında  ve onuncu gününde  bu çorbadan, tatlıdan  pişirerek hem kendileri yerler hem de konu komşuya ikram ederek  o günü sabır, kanaat ve şükür günü olarak ihya ederler.  O güne de “Aşûre Günü” derler. İşte,  müslümanların her yıl  Muharrem ayında yapıp yedikleri, konu   komşuya dağıttıkları ve ikram ettikleri  “Âşure”tatlısının geçmişi  Hz.Nuha  dayanır  Hz.Âişe validemizin ifadesine göre Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhsselamın  Muharrem ayının onuncu günü nafile oruç tutması da Onun bir sünneti ve  bir Aşûre günü geleneğidir.  

      ​Aşûre geleneği sadece bir çorba veya tatlı ikramı  geleneği değildir. Yüce Allah Kur’anda: “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda infak edenler ve öfkelerini yenenler ve  insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.” (Ali imran-134) buyurduğu gibi Aşûre ikramı geleneği;  müslümanların iman kardeşliği içinde  yoklukta da varlıkta da birbirlerine iyilik ve ikramda bulunarak kardeşlik ve dayanışma içinde Allaha şükrettiklerini gösterir.  Aşûre ikramı geleneği; Hz.Âdem aleyhisselamın, Hz.Nuh aleyhisselamın, Hz.Yâkub aleyhisselamın, Hz.Mûsa aleyhisselamın, Hz.Muhammed aleyhisselamın ve onların izinde giden nice muttaki müminlerin zorluklara, güçlüklere ve sıkıntılara karşı sabretmenin  ve Allaha tevekkülün sonunun kurtuluş olacağını gösteren bir şükür  ve kanaat geleneğidir.   Aşûre ikram; Duâların iyiliklerle kabul olacağını ve iyiliklerin birçok bela ve musibetin önünde set olacağını ifade eden  feyizli  bir hayır geleneğidir.  İşte, Aşûre Günü’nde  tutulan oruçlar, yapılan ibadet ve  duâlarla yapılan  Aşûre ikramlarlarıyla mü’minler  Allaha şükrederek o günün feyiz ve bereketinden hissedar olurlar. İşte Aşûre Günü  ve Aşûre ikramı böyle feyizli ve bereketli bir gün ve gelenektir. Ve  müslümanlarca her yıl Allahın rahmetini ve mağfiretini, sevgisini ve rızasını, mümin kardeşlerinin de duâsını kazanma arzu ve isteğiyle  bu günü aşûre ikramıyla da ihya ederler.  İmanınız kavi, ibadetiniz  ve aşure ikramınız makbul, ameliniz sâlih, ömrünüz huzurlu feyizli ve bereketli olsun. Aşure Gününüz mübarek olsun! Cumanız mübarek olsun! 28.07.2023  (muallimosman)

                                     

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Güneyler