ÇEVRE TEMİZSE İNSAN DA TEMİZDİR
Muallim Osman
“Temiz su”, “Temiz hava”, “Temiz çevre”, insanoğlunun ve diğer canlıların yaşayabilmesi ve hayatını sürdürebilmesi için, olmazsa olmaz üç temel nimettir!... Bunlardan birini diğerine tercih etme veya birini yok sayma lüksümüz yoktur!..
İnsanlar, tarih boyunca Allah’ın insanlığa ihsan ettiği bu üç temiz nimeti ve bu güzel dünyayı ve içindeki sayısız nimetleri diledikleri gibi özgürce kullandılar ve hayatlarını idame ettiler.. Ama sahip oldukları temiz çevreyi, temiz havayı ve temiz suları ölçülü ve dengeli kullanmadılar. Daha çok üretme, daha çok kazanma ve daha lüks yaşama iştah ve hırsı ile insanlar dünyayı kirlettiler, suları kirlettiler!... Havayı kirlettiler, çevreyi kirlettiler!.. Yer yüzünün ekolojik ve coğrafi dengesini bozdular!… Ve bütün bunların nihayetinde dünyamız; Suları zehirli, kirli, içilmez, ve kullanılmaz, havası zehirli ve kirli teneffüs edilemez, çevresi kirli ve mikroplu yaşanamaz bir hale geldi.
Halbuki, Kur’anda; “Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık” buyuran Yüce Allah, her şeyin belli bir ölçüye ve nizama göre yaratıldığını bildirmiş ve; Kim Allah’ın hududunu çiğnerse (yani, ölçüyü ve düzeni bozarsa) kendine yazık etmiş olur.” (Nisâ-1) buyurarak dünyada var olan her nimetin ölçülü, dengeli ve dikkatli kullanılmasını emretmiştir. İnsanoğlu ise, zenginliğin ve hırsın verdiği şımarıklık ve müsriflikle, nefsini ve egosunu tatmin etmek uğruna suyu, havayı ve toprağı ölçüsüzce ve sorumsuzca kullanmış ve Yüce Allah’ın bizler için yarattığı suyu, havayı ve çevreyi birer, birer kirletmiş ve tüketmiştir. Dün pırıl pırıl akan tertemiz dereler ve ırmaklar bugün kirlenmiş. Hatta birçoğu kurumuş ve yok olmuş. Dün üçte ikisi ormanlık olan ülkemizde ağaçlar ve ormanlar kesilmiş, yakılmış. Ve ormanlarımız tükenme noktasına getirilmiş!. Bundan dolayı sel baskınları günlük felaketler haline gelmiş!.. Tükenmeyeceğini sandığımız su kaynaklarımız ölçüsüzce ve hoyratça kullanıldığı için birer, birer kurumuş ve tükenme noktasına gelmiş!.. Buna paralel olarak kuraklıklar, kıtlıklar ve hastalıklar artmış ve hayat çekilmez hale gelmiş...
Bugün çevrenize baktığınızda; birçok ormanlık alanın ve ekili tarım arazilerinin birer, birer ortadan kaldırıldığını, yok edildiğini ve buralarda yüzlerce yüksek binalar yapıldığını, yeni yerleşim ve iş merkezleri kurulduğunu, tüten bacalı sanayi tesisleri yapıldığını görürsünüz. Çevrenin güzelliğinin ve dengesinin bozulduğunu görürsünüz!... Bina ve tesislerin katı ve sıvı atıkları ile çöplerin caddelere, sokaklara, derelere, göllere ve denizlere dökülerek veya akıtılarak kirletildiğini görürsünüz. Bütün bunlara ilaveten; sanayi tesislerinden, araba eksozlarından çıkan kirli gazları, evlerin bacalarından çıkan zehirli kömür dumanlarını ve büyük kentlerdeki gürültü ve ses kirliliğini de ekleyin!... İştesize; çevresi kirletilmiş ve yaşanmaz hale gelmiş bir dünya!. Bütün bunların müsebbibi kim?. Tabii ki; İnsan!...
“Allah temizdir, temiz olanı sever” buyuran sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed(a.s) insanların gölgelenmek ve dinlenmek için oturacakları ağaçların altına ve gölgeliklere küçük veya büyük abdestini yapanları lanet emiştir. Bunun yanında; insanlara zarar veren her hangi bir şeyi yoldan kaldırıp çevreyi temiz tutanlara Allahın sadaka sevabı verdiğini müjdelemiştir.
Çevre kirli ise, sular kirli ise, hava kirli ise, insan istediği kadar ; “Ben temizim.” desin. O, aslında kirlidir, ama bunun farkında değildir. O, bilmelidir ki; içinde yaşadığı o kirli çevre, bir gün onu da kirletecek ve nihayetinde onu hastalandıracak, sağlığını bozacak ve ölümüne neden olacaktır!... Oysa; Peygamberimizin: “Temizlik imandandır” buyurduğu gibi temizliği iman ile bir tutan dinimiz İslam; ruh ve beden temizliğinin yanında çevre temizliğine de büyük önem verir ve her türlü temizliği ibadet olarak kabul eder!... İman, bir temizliktir!.. İbadet ve dualar; birer temizliktir!.. güzel söz ve güzel davranışlar; birer temizliktir!.. Tevbe; manevi kirlerden arınmadır!. Zekat; malın temizlenmesidir!.. Oruç; nefsin temizlenmesidir!.. Namaz; kötülüklerden temizlenmedir!.. Abdest; bedenin ve ruhun temizliğidir. Her türlü güzel ve faydalı iş; birer temizliktir!.. Kısacası İslam; temizlik üzerine kurulmuş bir dindir. Müslüman da temizlenmiş, arınmış kişi demektir!.. Yüce Allah’ın insanlara mükafat olarak vaat ettiği cennet temizdir ve temizlerin gideceği yerdir. Cehennem ise; Ateştir, kirlilerin ve günahkarların gideceği yerdir. Sizler dünyanızı cennete çevirmek istemez misiniz? Cennet gibi temiz kılmak istemez misiniz?. Öyleyse; hem kendinizi temiz tutun, hem çevrenizi!.. Böylece hem dünyanız temiz olsun hem de ahretiniz!.. Unutmayın! Çevresi kirliyse; insan da kirlidir!. Çevresi temizse, insan da temizdir!..






















































