ÇEVRE TEMİZSE İNSAN DA TEMİZDİR
“Temiz Hava”, “Temiz Su”, “Temiz Çevre”, insanoğlunun ve diğer canlıların sağlıklı yaşayabilmesi ve hayatını sürdürebilmesi için, olmazsa olmaz üç temel faktördür!... Bunlardan birini diğerine tercih etme veya birini yok sayma lüksü yoktur!.. İnsanlar, tarih boyunca Allah’ın insanlığa emanet ettiği bu temiz ve güzel dünyayı diledikleri gibi özgürce kullandılar. Yer altı ve yer üstü zenginliklerinden diledikleri gibi istifade ettiler. Ama onu temiz kullanmadılar. Ölçülü ve dengeli kullanmadılar. Kirleterek, tahrip ederek, yakarak, yıkarak, onun dengesini ve düzenini bozdular. Bu olumsuzluk, yüz yıllar boyu böyle devam etti.. Günümüze gelindiğinde ise, özellikle sanayinin ve teknolojinin gelişmesiyle bu kirlenme ve tahribat daha da arttı!.. Teknolojinin sunduğu imkanlardan azami ölçüde faydalanan insanoğlu; daha çok üretme, daha çok kazanma ve daha görkemli ve daha gösterişli yaşama iştah ve hırsı ile dünyayı kirletmeye ve tahrip etmeye devam etti!... Havayı kirletti!... Suları kirletti!... Çevreyi kirletti!... Yer yüzünün ekolojik ve coğrafi dengesini bozdu… Ağaçları ve ormanları katlederek tüketti. Temiz havayı kirli havaya dönüştürdü. Bilinçsiz ve doyumsuz binalaşma nedeniyle Verimli Topraklar tükenmekte… Tükenmeyeceğini sandığımız su kaynakları birer, birer kirlenmekte, kurumakta ve tükenmekte!.. Ve bütün bunların neticesinde karşımıza çıkan tablo ise; “İçilmez ve kullanılmaz sular, verimsiz topraklar, betonlaştırılarak yok edilen tarım arazileri, teneffüs edilemez kirli ve zehirli hava ve yaşanmaz hale gelmiş bir dünya!...” Halbuki, Kur’anda; “Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık” buyuran Yüce Allah, her şeyin belli bir ölçüye ve nizama göre yaratıldığını bildirmiş ve; “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Muhakkak ki Allah, israf edenleri sevmez” buyurarak dünyada var olan her nimetin ölçülü, dengeli ve temiz kullanılmasını emretmiştir. . Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam da bir sözünde:
“Bir dere kenarında abdest alıyor olsanız dahi suyu israf etmeyin.” buyurarak ölçülü olmayı öğütlemiştir.
Şöyle, çevrenize bir bakın!. Ne görüyorsunuz? Ya çevreyi kirleten büyük bir sanayi tesisi veya ağaçları ve ekilebilir tarım arazileri ortadan kaldırılarak, buralara yapılan yüzlerce yüksek yüksek binalarla oluşturulan yeni yerleşim alanları!.. Ve bu bina ve tesislerin katı ve sıvı atıkları ile çöplerin caddelere, sokaklara, derelere, göllere ve denizlere dökülerek veya akıtılarak kirlenen kirli ve sağlıksız bir çevre!.. Bütün bunlara ilaveten; arabaların eksozlarından çıkan kirli eksoz gazlarını, evlerin ve fabrikaların bacalarından çıkan zehirli kömür dumanlarını ve büyük kentlerdeki gürültü ve ses kirliliğini de ekleyin!... İşte, size; suyu, havası ve çevresi kirletilmiş ve yaşanamaz hale gelmiş sağlıksız bir çevre ve sağlıksız dünya!... Öyle değil mi?.. Bütün bunların müsebbibi kim?... Tabii ki; İnsan!... Maalesef geçmişten günümüze insan çevrenin doğal yapısını, temizliğini, sağlığını bozarken kendi sağlığını ve kendi huzurunu bozduğunu düşünmedi veya işine gelmediği için düşünmek istemedi. Tıpkı sigara içenler gibi, Tıpkı Dedikodu üretenler gibi!..
Oysa; “Temizlik imandandır” ilkesiyle temizliği iman ile ve insanlıkla bir tutan dinimiz İslam; Ruh Temizliğine, Beden Temizliğine ve Çevre temizliğine büyük önem verir ve her türlü temizliği ibadet kabul eder!... İslam dini, temizlik dinidir. İman; bir temizlenmedir!.. İbadetler ve duâlar; birer temizliktir!.. Boy abdesti ve namaz abdesti Beden Temizliğidir. Güzel Ahlak; söz ve davranış temizliğidir!... Tevbe; manevi kirlerden arınma temizliğidir!... Zekat; malın temizlenmesidir!.. Oruç; nefsin temizlenmesidir!.. Namaz; kötülüklerden temizlenmedir!.. Kısacası; İslamın temeli temizliktir. İslam temizlik üzerine bina edilmiştir. Ahirette de insanlar, günahlarından temizlenmedikçe asla cennete giremezler!...
Dinimiz, her türlü kirliliği, kötülüğü ve ahlaksızlığı hoş görmez ve bunları günah sayar. Bu nedenle her Müslüman; akıl, iman, ilim, ibadet ve güzel ahlak ile önce kendi nefsini temizlemeli, sonra da aynı yöntemle çevresini temiz tutmalı. Suyu, havayı ve çevreyi kirleten her türlü maddi ve manevi pisliklerden ve kirlerden uzak durmalı!... Suyu, havayı ve dünya nimetlerini ölçülü ve dengeli kullanmalı. İsraftan, aşırılıktan, lüksten ve haddi aşmaktan sakınmalı!.. Aksi halde; bizler ve gelecek nesillerimiz, başta amansız hastalıklar olmak üzere büyük sıkıntılara ve büyük felaketlere maruz kalacağımızı bilmeliyiz. Biliniz ki; çevre kirli ise, sular kirli ise, hava kirli ise, insan istediği kadar ; “Ben temizim.” desin. O, aslında kirlidir, ama bunun farkında değildir. Bunu ne zaman anlar?. Sağlığını ve huzurunu kaybettiği zaman!. Bu nedenle diyoruz ki; eğer Çevre temizse insan da temizdir, insan da huzurludur. İmanınız kavi ve temiz, işleriniz temiz ve güzel, ömrünüz temiz ve sağlıklı olsun!. -muallimosman
Yorum Yazın