Reklamı Geç
Güneyler
Güneş Güzellik
Güneyler
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

DİN EĞİTİMİNDE AİLENİN ÖNEMİ

Muallim Osman- İnsanın doğru yolu ve saadeti bulmasında dini ilkeler çok önemlidir. Dini ilkelerin öğretilmesinde de aile çok önemlidir. Dîni, ahlakî ve insani değerleri öğrenmede ve kazanmada her aile bir terbiye okuludur. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselam İslam dinini öğretmeye önce ailesinden başladı ve İslamı ilk kabul eden de eşi Hz. Hatice oldu.. Daha sonra akraba ve yakınlarından başlayarak diğer insanlara islamı tebliğ etti ve ‘Asr-ı saadet’ dediğimiz huzur toplumu böyle oluştu. Bizler Allahın adını ilkönce ailemizden öğrendik. İsmimiz konurken ailemizde kulağımıza okunan ezanla büyüdük. Abdest almayı, namaz kılmayı, oruç tutmayı ilkönce ailemizden öğrendik. Teravih ve Bayram namazlarına babamız veya annemizle birlikte gittik. İftar ve sahurları, tâ küçük yaştan itibaren ailemizle birlikte yapıp o anların manevi hazzını birlikte tattık. Bayramlaşmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı, sevmeyi ve sevilmeyi ve terbiyeli olmayı onlardan görerek öğrendik. Haramdan uzak durmayı, kul hakkı yememeyi onlardan görerek öğrendik. okumayı, yazmayı, çalışmayı ve üretmeyi ilkönce onlardan öğrendik. Hangimizin dilinde aile büyüklerinden öğrendiği bir duâ yok ki! Hangimizin davranışlarında ailesinin güzel davranışlarından esintiler yok ki!.. Zira bu konuda sevgili Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur: “Her doğan çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Anne ve babası onu ya İslam olarak yetiştirir, ya da Hrıstiyan, Yahudi veya mecusî olarak yetiştirir”.

Bunun şuurunda olan pek çok müslüman aile, çocuklarını İslam ahlakı üzere yetiştirmeye çalışır. Ancak, bu konuda çok ihmalkar davranan aileleri de görürüz. . Onlar, bu sorumluluğu devlete veya çevreye yükleyerek kendileri sorumluluktan kaçmaya çalışırlar. Bir olumsuzluk olduğunda da suçu devlete veya çevreye yüklerler. Devleti suçlarlar, okulu öğretmenleri suçlarlar toplumu suçlarlar, v.s. Halbuki Yüce Allah bu sorumluluğu ilk önce aileye yüklemiş ve bu konuda mü’minleri şöyle uyarmıştır:“Ey iman edenler! Yakıtı taş ve insan olan Cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun”.(Tahrim-6) Bu nedenle, her aile kendisini günahlardan ve kötülüklerden ve dolayısıyla cehennem ateşinden koruduğu gibi çocuklarını da günahlardan, kötülüklerden, kötülerden ve cehennem ateşinden koruması gerekir. Onlara neyin iyi neyin kötü, neyin helal, neyin haram, neyin sevap neyin günah olduğunu öğreterek onlara güzel bir dini ve ahlaki terbiye vermesi gerekir. Kur’andan ve peygamberimizin öğütlerinden derlediği güzel öğütleri çocuklarına aktarmaları gerekir. Peygamberimiz şöyle buyurur: “Anne ve babaların çocuklarına bırakacakları en değerli miras; onlara verecekleri güzel bir terbiyedir.” Bu Allahın bir emridir. Bu nedenledir ki, her aile çocuklarının dini ve ahlakî eğitiminden sorumludur. Bu nedenledir ki, dinin, ahlakın ve terbiyenin ilk eğitim merkezi ailedir. Eğer ailede islamın güzel ahlakı öğretilmiyor ve yaşanmıyorsa, insanlarımızı ve dolayısıyla toplumumuzu güzel ahlak sahibi yapmak mümkün olmayacaktır. Siz istediğiniz kadar topluma vaazı nasihatte bulunun, yazın, çizin, eğer din ve ahlak eğitiminde aileye inemiyorsanız, Din ve Ahlak eğitimini öncelikle ailede veremiyorsanız, toplumda güveni, huzuru ve barışı sağlayamazsınız.

Bu nedenle din eğitimine önce ailede başlanmalıdır. Çünkü, toplumların sağlamlığı ve karakteristik özelliği o toplumdaki ailelerin ahlaki yapısına ve ahlaki yaşantısına bağlıdır. İnsanlar ailelerinden aldıkları terbiye ve eğitim oranında medeni ve ahlaklı olurlar. Bugün ailelerinden yeteri kadar dini ve ahlaki terbiye alamayan birçok çocuk ve genç asrîlik, medenilik, özgürlük ve moda gibi söylemler ve reklamlarla birçok sosyal tuzakların tuzağına düşerek bir takım sapıklıkların ve gayri ahlaki yaşantıların içine düşmektedir. Bunu; toplumda artan ahlaksızlıklardan, terör, gasp, cinayet, intihar, tecavüz, esrarkeşlik ve alkolizm gibi olaylara bakarak çok açık bir şekilde görebilir ve anlayabilirsiniz. Ülkemizde aile eğitiminin zayıflaması nedeniyledir ki, çocuklarımız ve gençlerimiz çevrenin içinde bulunduğu kötü alışkanlıkların tuzağına kolayca düşmektedir. Kendi aile hanesinde ahlaki değerleri tam olarak öğrenemeyen ve yaşayamayan gençlerimiz, davranışlarını televizyon ve internet kültürüyle şekillendirmektedir. Bireylerin kişiliği de bu yönde gelişmektedir. Bu da İslam ahlakından ve milli kültür anlayışından yoksun insan sayısını artırmakta ve toplumda ahlaki ve dini erozyonların yaşanmasına neden olmaktadır. Bu erozyon nedeniyledir ki; günümüzde dini ilkelerin yerini hurafeler alırken, ahlakın öncülüğünü reklamlar, modalar ve bazı marjinal dini ve sosyal guruplar almakta, böyle olunca da; adı müslüman veya ailesi Müslüman, fakat kendisi ve davranışları başka, başka olan insanlar çoğalmaktadır. Şunu iyi bilmeliyiz ki; nasıl ki her peygamber güzel ahlakı insanlara tebliğ etmekle görevli bir risalet görevi taşıdıysa, her Müslüman aile reisi de İslam ahlakını ve İslam terbiyesini çocuklarına öğretmekle görevli bir risalet görevi taşımaktadır. Herkes bunu çok iyi bilmeli ve her müslüman aile, İslam ahlakının öğretildiği ve yaşandığı bir terbiye okulu olmalıdır. Böylece çocuklarımız ve gençlerimiz islamın sunduğu Hak ve adalet ölçülerini, sevgi ve saygı değerlerini, merhamet ve kardeşlik duygularını önce kendi ailesinde görmeli ve öğrenmeli, sonra bunları toplumda yaşamalı ve diğer insanlarla paylaşmalıdır. Böyle olursa toplumda huzur ve güven olur, güzel ve huzurlu bir hayat olur.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Yükseliş