Reklamı Geç
Doğru Taşımacılık Şaban Doğru
Mehmet Akçay Petrol
Ceviz Ticaret
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

DÖRT KUŞUN KISSASI ve Hz.MEVLÂNA

 

DÖRT KUŞUN KISSASI ve Hz.MEVLÂNA

(2)

(Geçen yazının devamı..) Hz.Mevlânaya göre Kur’anda anlatılan dört kuşun kıssasında yer alan ikinci kuş Tavus Kuşu’dur.

Tavus kuşu; şöhret ve makam sevgisi huyu’nun sembolüdür. Tavus kuşunun tüyleri çok güzel, renkli ve dikkat çekicidir ve her zaman cilvelidir. Bu nedenle sevilen bir kuştur. İnsanlara yaptığı cilvelerle kendisini onlara sevdirir. Onun bütün çabası; cilvesiyle ve güzelliğiyle insanları etkileyerek şöhret elde ederek insanlardan nemalanmaktır, bir nevi onları avlamaktır. Geçen zaman içerisinde insanlar onun cazibesine öyle kapılmışlar ki, onun renkli kanatlarından serinlemek için yelpaze yapmışlar, saçlarına, şapkalarına takı yapmışlar, Olağanüstü güzelliği nedeniyle onu kutsallaştırıp onu “Güzellik Tanrıçası “ yapanlar olmuş. Müslümanlar bile bu gaflete düşerek onu “Cennet kuşu” olarak adlandırmışlar, uğur ve bereket getirsin diye renkli kanatlarını Kur’an ve kitap sayfalarında ayırtaç olarak kullanmışlar, takı olarak kullanmışlar,.. v.s. Onu büyük paralarla satın alıp evlerinde, saraylarında beslemişler..

Mevlânaya göre O, bir tek dostla yetinmez, avlayabildiği herkesle dostluk kurar, işine gelmeyeni terk eder. başka bir sevgili veya dost bulur. Kendisinde Tavus huyu olan insan da böyledir.

Dünyalık şan ve şöhret elde etmek, makam ve mevki sahibi olmak için cazibesi, cilvesi ve sevgisiyle insanları kandırır ve avlar. Mevlâna bu konuda insanı uyarır ve şöyle der: “Ey insan! Sen de gönül alıcılığıyla yüzlerce dost edinirsin. Sonra onlardan vazgeçersin.- Doğduğun günden beri işin gücün bu, sevgi tuzağıyla insanları avlarsın. – Şu avlanmaktan vazgeç artık. büyüklenmekten, baş olmaktan el çek!.- Bununla bir şey örebildin mi, eline bir şey geçirebildin mi? - Ömrünün çoğu gitti, gün akşama yaklaştı sen hâlâ canla başla insanlara tuzak kurmakla ve avlamakla meşgulsün! - Birini tut, öbürünü tuzaktan azad et, sonra aşağılık kişiler gibi bir başkasını avla, sonra onu azad et, bir başkasını avla, işin hep budur senin. - Gece olur bakarsın ki, tuzağında bir av bile yoktur. Sadece yorgunluk, baş ağrısı, ayak bağı!. işte kazancın budur, başkası değil. - Demek ki sen hep kendini avladın durdun. Kendini hapsettin durdun, muradına da eremedin!. - Dünyada kendi kendini avlayan bizim gibi bir tuzak sahibi başka ahmak varmı acaba?- Avlanmaya değer olan tek şey “Sevgi”dir. O da nerede herkesin tuzağına düşsün!. - Meğer ki, sen gelesin de av olasın ona. Sen tuzağı bırakasın ki, ona tuzak olasın, ona av olasın. - O zaman sen sen olasın, Sen Allahın halifesi olasın..” Burada Hz.Mevlânanın kastettiği “sevgi” Allah sevgisidir. Hz.Mevlâna buna; “İlahi aşk” diyor. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Mevlânaya göre kalbde; “iman” ve “sevgi” yoksa, o kalb boştur, hiçtir!.. Ona göre gönül; ancak "iman" ve "Allahı zikir" ile temizlenir. "Hikmet" ve "edep" ile güzelleşir ve feyizlenir. Bunun ilacı da "Aşk" ve "Sevgi" dir. Yani, İlahi aşktır. Allah sevgisidir.

İşte, sevgili dostlar, Mevlânanın da yukardaki beytlerinde ifade ettiği gibi insanlar böyledir.

Dünyevi birtakım menfaat, şöhret, makam ve mevki elde etmek için cazibesini, cilvesini ve sevgisini kullanarak çevresindeki insanları etkileyerek onları arkadaş ve dost edinir. Ve onlardan yararlanır. Ama belli bir süre sonra birçoğunu terk eder ve yeni dostlar edinir. Bu şekilde kurduğu arkadaşlıklarla ve dostluklarla pek çok kazanç elde ettiğini sanır ama, terk ettiği ve kaybettiği dostları ve arkadaşıyla birlikte çok şey kaybeder. İnsan bunu anladığında ise artık geç kalmıştır. Hz.Mevlânanın da dediği gibi artık zaman daralmıştır, gün akşam olmuştur!.. Ve Mevlânının da dediği gibi maalesef insanoğlu olarak hepimiz böyleyiz! Hep birlikte şöyle bir düşünelim bakalım. Acaba hayatımızda şimdiye kadar kaç arkadaş ve kaç dost edindik? Kaçını terk ettik veya onların kaçı bizi terk etti? Şu anda kaçı yanımızda veya biz, o dost ve arkadaşlarımızın kaçının yanındayız?. İşte, Hz.Mevlana buna dikkat çekiyor. Mevlânaya göre gerçek dostluk; Allah sevgisiyle kurulan dostluklardır.

Bu nedenle insan önce Rabbimiz Allahı sevmeli ve O’na dost olmalı ki, sevgisi de dostluğu da güzel ve feyizli olsun. Ve insan o zaman Allahın gerçek halifesi (iyi kulu) olsun!. Sevgimiz ve dostluğumuz öyle güzel ve feyizli olmalı ki, bizi de yüceltmeli arkadaşımızı ve dostumuzu da!. Bu da ancak Mevlâna’nın dediği gibi ilahi sevgiyle kurulan dostlukta olur! Tavus sevgisiyle kurulan çıkar amaçlı geçici dostluklarda değil!. Sözlerimizi Hz.Mevlanın da bizim de yol rehberimiz olan peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselamın şu hadisiyle bitirelim: “İman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.”- “Müslüman o kimsedir ki; onun elinden ve dilinden insanlar emindirler.” İmanınız kavi, ameliniz sâlih, sevginiz ve dostluğunuz güzel, ömrünüz sağlıklı, huzurlu ve feyizli olsun!. (Devam edecek..) Konya’dan tüm dostlara selam ve sevgiler.

(muallimosman)

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Avula Hikmet Hatunoğlu