HELÂL LOKMA CENNET GIDASIDIR
HARAM LOKMA CEHENNEM ATEŞİDİR.
Rabbimiz Allah Kur’anda: “Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerin helâl ve temiz olanlarından yiyin...” (Bakara-168) buyurarak helal ve temiz lokma yememizi emreder. Çünkü insanın anatomi yapısı bunu gerektirir. Helâl lokma insanın yapısını, kalbini ve ruhunu temiz tutar, ibadeti, ahlakı ve ameli temiz ve feyizli olur, Çünkü, helal lokmalar birer Cennet gıdasıdır. Haram Lokma ise insanın kanını ve hücrelerini kirletir ve insanın temiz yapısını bozar, ilahi kimyasını bozar. Bedensel sağlığını bozduğu gibi imanını, ahlakını ve hayasını da bozar. İnsanın fıtratında var olan Allah sevgisini, insan sevgisini, iyilik ve merhamet duygusunu yok eder. Ve böylece o insan; kötülüklere, haramlara ve günahlara daha kolay meyleder!.. Toplumda haram lokma yiyenlerin çoğalmasıyla toplumda hastalıklar, hayasızlıklar, kötülükler ve zulümler çoğalır. Bundan da tüm insanlar zarar görür. Ve o haram lokmalar aynı zamanda o insanlar için birer Cehennem ateşi olur. Bu nedenle insan daima rızıkların ve nimetlerin temizinden ve helalinden yemeli ki, dünyası da âhireti de temiz, feyizli ve bereketli olsun! Helâl ve Haram lokma konusunda insanların gösterdiği hassasiyete göre, insanları üç guruba ayırmak mümkündür. Bir gurup insan vardır ki, onlar için haram ve helalin pek önemi yoktur. Onlar dünya hayatını sadece yeme, içme ve eğlenme olarak görürler ve nefisleri için her şeyi haram ve helal demeden yerler ve içerler. Bir gurup insan da vardır ki; onlar görünüşte dindardırlar ama yediklerinin ve içtiklerinin helal mı haram mı olduğunu pek araştırmazlar. Veya haram olduğunu bildikleri halde “Herkes yapıyor.” derler ve onlar da harama yönelirler ve haram lokma yemekten sakınmazlar!. Bu iki gurup zararda ve hüsranda olanlardır. Çünkü onların yedikleri ve içtikleri her haram lokma onlar için birer kötülük gıdası ve cehennem ateşidir. Geçmişte pek çok kavim bu nedenle helak olmuştur. Mesela Kuranda anlatılan Medyen halkının helakı da böyledir.
Bir gurup insan da vardır ki, bunlar; Allah’ın: “Ey iman edenler! Eğer, gerçekten Allaha inanıyorsanız, size verdiğimiz rızıkların temiz olanından yiyin ve Allah’a şükredin.” (Bakara-172) emrine uyarak, yemesinde, içmesinde ve kazancında haram ve helâle dikkat ederler. Haram lokma yemekten sakınırlar. Dâima helal ve temiz lokma yerler ve Allaha şükredici olurlar.. Çünkü, insan için en hayırlı lokma; el emeği ve alın teriyle elde edilen helâl ve temiz lokmadır, temiz kazançtır. Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur: “Hiçbir kimse, kendi emeğiyle kazandığı helal lokmadan daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allahın peygamberi Dâvûd da kendi el emeğinin kazancını yerdi.” Dâvud aleyhisselam Demircilik yaparak geçinirdi. Bunlar gerçek iman sahibi sâlih ve muttakî mü’minlerdir. Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam da helal lokma yerdi. Kıtlık ve yokluk günlerinde çok gününü aç olarak geçirdiği veya bir tek hurma ile yetindiği olmuştur, ama asla harama yönelmemiştir. Bolluk günlerinde de asla haram kazanca ve haram lokmaya tenezzül etmemiştir, O sade, ölçülü ve mütevazi bir hayat yaşamıştır.. Geçmişte Gönül dostlarından İbrahim Hakkı Hazretlerine sevenleri Ona bazı hediyelerle gelirler. İbrahim Hakkı Hazretleri o hediyeleri kabul etmek istemez ve onlara şöyle der: “Onları götürün fakirlere verin!” Israr üzerine o kadar kıymetli hediyeler arasından sadece bir petek Bal alır. Gelenlerden biri merak eder. Bunun sebebini sorar. Gönül dostu şöyle der: “Diğerlerinin kaynağını bilemem ama onlar içinde en temizi Bal’dır, çünkü onu yapan Arılar Bal yaparken kimsenin hakkını yemezler, kimseye zarar vermezler, aksine Bal yaparken kondukları çiçeklerde döllenmeyi sağlarlar ve üremeye vesile olurlar. Bal yaparken bile Allahı zikrederler. Bu nedenle Bal’ı seçtim.” der. İşte, her insan yediğine içtiğine böyle dikkat etmeli, temiz ve helal olanı seçmeli ve yemeli ki, onlar dünyası ve âhireti için birer iyilik ve Cennet gıdası olsun! Çünkü helal ve temiz lokma iyiliklerin ve Cennetin gdasıdır. Helal ve temiz lokma iyi insanların gıdasıdır. Halk arasında iyi insanlar için “Helal süt emmiş!” derler. Geçmişte müslüman kadınlar hamilelik ve annelik dönemlerinde yediklerinin ve içtiklerinin temiz ve helal olmasına çok dikkat ederlermiş ki, çocuğun emdiği süte haram karışmasın ki, çocuğun huyu ve ahlakı temiz ve güzel olsun diye!. Demek ki, helal ve temiz lokma konusunda öncelikle anne ve babalar örnek olmalı, büyükler örnek olmalı.. Bir gün bir Velîye hasta bir çocuk getirirler ve şifa için duâ etmesini isterler. O Velî hasta için duâ eder, çocuk şifa bulur ve iyileşir. Bu duâyı öğrenenlerden biri o duâyı başka bir hastaya okur, ama hasta şifa bulmaz. Durumu gelir o âlime anlatır ve nedenini sorar. Âlim kişi şöyle der: “Duâ aynı duâ, ama ağız aynı ağız değil!.” Sevgili dostlar, İnsan, sözden, duâdan ve yediğinden içtiğinden şifa bulmak istiyorssa, Allahın salih kullarından olmak istiyorsa, kötülüklerden ve felaketlerden korunmak istiyorsa, dünya ve ahrette kurtuluş istiyorsa; ağzına girene ve ağzından çıkana dikkat etmeli. daima rızıkların ve nimetlerin temizinden ve helalinden yemeli.
İmanınız kavi, ameliniz sâlih, kazancınız helâl ve temiz, ömrünüz sağlıklı, huzurlu, feyizli ve bereketli olsun!
(muallimosman)
























































Yorum Yazın